Augustus, Romalılara Roma’yı kurtarabilecek tek kişinin kendisi olduğunu söyledi. Ve herkes ona inandı.
Politik normların yıkıldığı bir ülke hayal edin. Senatörler, hükümetin herhangi bir şey yapmasını engellemek için kötü niyetli argümanlar kullanıyor. Bir otokrat seçimlere hile karıştırıyor ve hükümet üzerinde tam kontrol sahibi oluyor. Daha da tuhafı, birçok seçmen otokratın kişilik kültüne katılıyor ve mutlak kontrole sahip olması gerektiği konusunda hemfikirler. MÖ 1. yüzyıldaki Roma’ya hoş geldiniz.
400 yılı aşkın bir süredir var olan cumhuriyet, sonunda üstesinden gelemeyeceği bir krize girdi. Roma’nın kendisi düşmeyecekti ama bu dönemle birlikte cumhuriyetini sonsuza dek kaybetti.
Roma cumhuriyetinin bozulmasında en büyük rolü oynayan adam, kendisini MÖ 27’de Roma’nın ilk imparatoru yapan Augustus Caesar’dı. O zamana kadar, cumhuriyetin siyasi normları yaklaşık bir asırdır bozuluyordu ve Augustus bundan faydalanabilecek bir pozisyondaydı.
(İlgili: Antik Roma Siyasetindeki Hakaretler Sınır Tanımıyordu)
“Mortal Republic: How Rome Fell Into Tyranny” adlı yeni kitabın yazarı Edward J. Watts, o yüzyıldan önce cumhuriyetin işlediği gerçekten uzun bir dönem olduğunu söylüyor. Siyasi normlara dikkat edilirdi; ve hükümet yeni bir sorunla karşılaştığında, çalışmaya devam etmek için kendini düzeltirdi. 300 yılı aşkın bir süredir cumhuriyet bu şekilde işliyordu. Roma’nın kurduğu siyasi normlara aykırı olduğu için siyasi şiddet, arazi hırsızlığı veya ölüm cezası yoktu.
Ardından MÖ 133’te Roma, cumhuriyet tarihindeki ilk siyasi cinayetini yaşadı. Senatörler, toprakları yoksullara yeniden dağıtmaya çalışan seçilmiş bir yetkili olan Tiberius Gracchus’un tribunus plebis olarak ikinci bir dönem istemesine kızmışlardı. Tiberius’un yandaşları ile karşıtları arasında çıkan bir kavgada senatörler onu ahşap sandalyelerle öldüresiye dövüp, 300’e yakın yandaşının öldürülmesine yardım etmişlerdi.
Siyasi yandaşlar insanların topraklarını çalmaya ve düşmanlarını öldürmeye başlamasıyla birlikte MÖ 80’lerde siyasi şiddet arttı. MÖ 44 yılında senatörler, Augustus’un büyük amcası Iulius Caesar’ı anayasaya aykırı bir şekilde ömür boyu diktatör ilan ettikten sonra öldürmüştü.
Şiddet içermeyen siyasi işlevsizlik de bu dönemde arttı. MÖ 60’larda, Genç Cato adlı bir senatör, yıllardır beğenmediği yasa tasarısını senatonun oylamasını engellemek için sürekli ve gereksiz yere usuli gecikmeler kullanmıştı. Diğer senatörler, Cato’yu dürüst bir lider olarak gördükleri için bu uygulamaya katıldılar.
MÖ 59’da Cato ile çalışan konsüllerden biri, yılın her gününü dini bayram ilan ederek tüm yıl boyunca tüm kamu işletmelerini kapatmaya bile çalıştı. (Roma Cumhuriyeti’nde tanrıların kızgın olduğunu söylemek, tatil ilan etme ve oylamayı erteleme için kabul edilebilir bir nedendi.)
Öyleyse neden kimse bu politikacıları maskaralıklarından dolayı cezalandırmak için devreye girmedi? Watt’sın belirttiğine göre; “Cumhuriyetinizin sonsuza kadar süreceğine inanıyorsanız, o zaman çok önemli bir konuda üç yıl boyunca oylama yapmamak gibi hatalar yapılsa da bunda mutlak bir sorun görmüyorsunuz.”
Roma büyüdükçe, işleyişini sürdürmek için cumhuriyetini periyodik olarak düzeltiyordu. Bununla birlikte, Genç Cato’nun zamanında, cumhuriyet o kadar uzun süredir o kadar iyi işliyordu ki, pek çok insan onun hayatta kalma yeteneğini kanıksamıştı. Ve Augustus iktidara geldiğinde, çoğu insan siyasi şiddet, toprak hırsızlığı ve hükümet işlevsizliğinin bir norm haline geldiği bu zamandan öncesini artık hatırlamıyordu.
Augustus, tebaasının statüko tarafından travma geçirdiğini fark etti. Watts’a göre, Augustus’un kazanma taktiği, hukukun üstünlüğünün geri geleceğine ve hiç kimsenin sebepsiz yere idam edilmeyeceğine ve kimsenin mal varlığının çalınmayacağına dair söz vermekti. Siyasi özgürlük olarak göreceğimiz şeye sahip olma hakkı karşılığında bunu kabul etmeye istekli birçok insan vardı.
Başka bir deyişle, artık yalnızca kendisinin düzeltebileceğini iddia ettiği şiddet ve mülk hırsızlığına gerçekten katkıda bulunmuş olması bir yana, barışı koruduğu sürece Augustus’un üstün kontrolü üstlenmesi pek çok Romalı için uygundu. Hükümdarlığının ilk beş yılında, Augustus böbürleniyordu: “Bütün insanları kendi kaynaklarımı kullanarak yaşadıkları korku ve tehlikeden kurtardım.”
Augustus, imparator konumuna ek olarak, iki konsülden biri olarak da görev yaptı. Konsüllük pozisyonu teknik olarak Roma’da seçilmiş en yüksek makamdı, ancak Augustus döneminde seçimler özgür değildi ve o her yıl “kazanıyordu”. Özgür Romalı erkekler, (oy kullanamayan özgür kadınlar ve kölelerin aksine) diğer seçilmiş yetkililer için hâlâ oy kullanabiliyordu, ancak bir sorun vardı.
Watts’ın belirttiğine göre, Augustus onları onaylamasaydı kimse gerçekten bu yarışa giremezdi. Dolayısıyla, Augustus’a karşı çıkan bir aday olarak yarışmak gerçekten mümkün değildi.
History Magazine. 1 Ağustos 2019.
You must be logged in to post a comment Login