Mayalar İlginç Derecede Güney Amerika Köklerine Sahip

Antik DNA analizlerine göre Mayalar ve onları besleyen mısır, şaşırtıcı bir biçimde Güney Amerika köklerine sahip.

Arkeologlar Belize’nin güneybatısındaki Maya Dağları’ndaki bu kaya sığınağında insan kalıntıları buldular. C: Erin E.Ray

Yapılan araştırma, Orta Amerika’daki erken çiftçiliğin, güneyden gelen göçmenler tarafından yayılmış olabileceğini gösteriyor.

Maya yaratılış mitlerinde tanrılar insanları mısırdan yaratmıştı. Şimdi ise, Belize’deki bir bölgede yapılan araştırma, mısırın antik Maya’nın kökeninde gerçekten önemli olduğunu öne sürüyor: Mayaların atalarının yarısından fazlasının izleri, 5.600 yıl önce gelen ve büyük olasılıkla Mezoamerika’nın büyük kültürlerinden birini besleyen mahsulün yeni çeşitlerini getiren Güney Amerikalı göçmenlere kadar uzanıyor.

Araştırmanın ortak yazarı Jaime Awe, daha önce bilinmeyen bu göçmenlerin, yaklaşık 4.000 yıl önce ortaya çıkan Maya uygarlığının tohumlarını eken ilk öncüler olduğunu söylüyor. Şu anda Kuzey Arizona Üniversitesi’nde yerli bir Belizeli olan Jaime Awe, Belize’deki birçok insan gibi Maya soyundan geliyor. “Mayalar mısır olmadan var olamazlardı.” diyor.

(İlgili: Maya Takvimi Düşünülenden Çok Önce Ortaya Çıktı)

Keşif, uygarlığı 1.000 yıldan daha uzun bir süre önce zirvedeyken Orta Amerika ve Meksika’nın üçte birini kapsayan, bölgeyi şehirler ve anıtlarla süsleyen Maya için önemli bir yeni soy kaynağını ortaya koyuyor. Bugün Mayalar, Orta Amerika’da en az 7 milyon yerli insandan oluşan etnolinguistik bir grup. Çalışma ayrıca, Orta Doğu’dan göçmenlerle gelen Avrupa’daki çiftçiliğe benzer şekilde, Amerika’da çiftçiliğin, kültürler arasında aktarılan teknik bilgilerden ziyade en azından kısmen hareket halindeki insanlarla yayıldığını öne sürüyor.

Florida Eyalet Üniversitesi’nden Maya arkeologu Mary Pohl, “Bu makale gerçekten çığır açıcı. Bu oldukça karışıklığa neden olan dramatik bir açıklama.” diyor.

Bir Maya arkeoloğu ve Belize Arkeoloji Enstitüsü’nün eski müdürü olan Awe, Maya’nın şu anda Meksika , Belize ve Guatemala olan yere mısır, manyok ve acı biber getiren avcı toplayıcılar ve ilk çiftçilerle olan ilişkisini uzun zamandır merak ediyordu. Ancak sıcak ve nemli iklimde kemiklerin ve DNA’nın yetersiz korunması, geriye sadece birkaç ipucu bırakmıştı.

Yeni çalışma, Belize’nin Bladen Tabiatı Koruma Alanı’ndaki en yakın yoldan 25 kilometrelik bir yürüyüş mesafesindeki eski bir yağmur ormanının dik yamaçlarındaki iki kaya sığınağının kalıntılarını inceliyor. 2014’ten bu yana, New Mexico Üniversitesi’nden arkeolog Keith Prufer, Ya’axché Conservation Trust’tan vahşi yaşam biyoloğu Said Gutierrez ve meslektaşları, kaya barınaklarının kuru toprak zeminlerindeki sığ mezarlardan 85’ten fazla iskelet gün ışığına çıkardılar.

Arkeologlar, radyokarbon tarihlemesini kullanarak 50 kişinin 1.000 ila 9.600 yıl önce yaşadığını belirlediler. Ardından, Harvard Üniversitesi’nden popülasyon genetikçisi David Reich ve ekibi, 20 kişinin iç kulak kemiklerinden yüksek kaliteli antik DNA’yı çıkarmayı başardı. Reich, “Bu, tropikal bir yağmur ormanı alanından elde edilen en eski insan DNA’sı.” diyor. Araştırmacılar, genomlar boyunca 1,2 milyon nükleotid bazını analiz etti ve bunları Amerika’daki eski ve yaşayan insanların DNA’sıyla karşılaştırdı.

Karşılaştırmalara göre, 9.600 ila 7.300 yıl önce kaya sığınaklarına gömülen ilk bireyler, Kuzey Amerika’dan Güney Amerika’ya tarih öncesi bir göçten gelen avcı – toplayıcılara çok benziyordu. Ancak 5.600 yıl öncesinden sonra DNA’da önemli bir değişiklik görüldü: Çalışmadaki 15 örneğin çoğunluğu, günümüzde kuzey Kolombiya’dan Kosta Rika’ya kadar ikamet eden ve Chibchan dillerini konuşan başka bir Yerli halk grubuyla çok yakından ilişkiliydi. Reich’a göre, Chibchan dili konuşan insanlarla bağlantılı olan önemli bir insan akışı Maya bölgesine hareket etmişti.

Göçün kalıcı bir etkisi oldu: araştırmacıların bulgusuna göre, şu anki Mayalar, DNA’larının yarısından fazlasını güneyden gelen bu göçten miras almıştı. Geri kalanların yarısı, bölgede ilk olan eski avcı-toplayıcılardan, geri kalanı ise Meksika dağlık bölgelerindeki insanların atalarından geliyordu.

En nihayetinde bu demografik değişimden yeni bir diyet ortaya çıktı. Kaya sığınaklarında yaşayan bireylerin dişlerinden alınan karbon izotopları daha önce Prufer ve arkeolog Douglas Kennett tarafından incelenmiş ve tükettikleri besin türü ortaya çıkarılmıştı. 2020’de Science dergisinde bildirildiği gibi, mısır tüketiminde zaman içinde kademeli bir artış keşfettiler. Tarih öncesi avcı – toplayıcıların diyetinin yüzde 10’dan azı genellikle mısırdan oluşuyordu. Güneyden gelen ilk göçmenler de nispeten az mısır tüketmişlerdi. Ancak daha sonra, yaklaşık 5600 yıl öncesi ile 4000 yıl öncesi arasında mısırın oranı yüzde 10’dan yüzde 50’ye fırlayarak mısırın temel bir tahıl olduğuna dair en eski kanıtları sağladı.

Mısır ekimine geçiş, göçmen akınından yüzlerce yıl sonra gerçekleşti, ancak ekip bulgularının yeni ortaya çıkan mısır ekimi tarihiyle tutarlı olduğunu iddia ediyor. Bitki, güneybatı Meksika’da 9.000 yıl kadar erken bir tarihte kısmen evcilleştirildi. Ancak son 8 yılda elde edilen genetik ve arkeolojik kanıtlar, Peru ve Bolivya’daki bölgelerde 6.500 yıl öncesine kadar tamamen evcilleştirilmediğini gösterdi. Smithsonian Enstitüsü’nün Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nden (NMNH) arkeolog Logan Kistler, orada çiftçilerin 5.300 yıl önce Meksika’da hâlâ bulunan kısmen evcilleştirilmiş mısırdan daha büyük, daha besleyici koçanlar geliştirdiğini söylüyor.

Ortak yazar Kennett’e göre, veriler birlikte ele alındığında, göçmenlerin 5.600 yıl önce, belki de küçük bahçelerde mısır yetiştirme yöntemleriyle, güneyden gelişmiş mısır bitkileri getirdiklerini gösteriyor. 4.000 yıl önce ise artık temel bir ürün haline gelmişti. Dilbilimci ve ortak yazar David Mora-Marín, bu senaryonun erken dönem Maya dillerinden birinin neden mısır için bir Chibchan sözcüğü içerdiğini açıklayabileceğini söylüyor.

Smithsonian Tropikal Araştırma Enstitüsü’nden arkeobotanikçi Dolores Piperno, Mezoamerika’nın büyük halklarından birinin kökeninin izini sürerken, genetik ve izotopik çalışmanın dünyanın en başarılı mahsullerinden birinin evrimsel köklerini de aydınlattığını söylüyor. “Bulgular, mısırın nasıl yayıldığına dair anlayışımızı önemli ölçüde değiştiriyor.”


Science. 22 Mart 2022.

Makale: Kennett, D.J., Lipson, M., Prufer, K.M. et al. (2022). South-to-north migration preceded the advent of intensive farming in the Maya region. Nat Commun 13, 1530.

Ankara Üniversitesi, Tarih Öncesi Arkeolojisi bölümünden mezun.

You must be logged in to post a comment Login