Yeni bir araştırma, çevresel faktörlerin, insanların hoşgörüsünün ve dostluğunun evriminde önemli bir rolü olduğunu gösteriyor.
Yeni bir araştırmaya göre, gıda ve hammaddeleri paylaşma ihtiyacı karşılıklı olarak faydalı hale geldikçe, çevresel baskılar insanların birbirlerine karşı daha hoşgörülü ve dostça davranmasına yol açmış olabilir.
York Üniversitesi’nde yapılan araştırma, bu davranışın kaçınılmaz bir doğal gelişme olmadığını, daha çok ekolojik baskılara bağlı olduğunu gösteriyor.
İnsanlar, akrabaları ya da yerel grupları dışındaki insanları da derinden önemseyebiliyor. Diğer hayvanların birçoğu, diğer gruplardakilere karşı savunmacı davranma eğilimindeyken; doğal afetlerde yardım edebilmek için ticari ya da uluslararası yardım çabalarından da görüldüğü üzere, doğal hoşgörümüz, bugün küresel ölçekte işbirliği yapmamızı sağlıyor.
(Bir Milyon Yıl İçinde İnsanlar Neye Benzeyecek?)
Araştırma ekibi, grupları için kaynak toplayan ve diğer gruplardaki bireylerle etkileşime giren binlerce kişinin bilgisayar benzeşimini kullanarak hangi temel seçici baskıların, insanların gruplar arası ilişkilerdeki hoşgörülerini tetiklemiş olabileceğini belirlemeye çalıştı. Araştırma, bu durumun insanların Afrika’dan göç etmeye başladığında ve giderek daha sert ve değişken çevre koşullarının görüldüğü bir dönemde başlamış olabileceğini öne sürüyor.
Araştırma, arkeolojik kanıtların farklı gruplar arasında daha fazla hareketliliğin ve daha sık etkileşimin yaşandığına işaret ettiği 300.000 ila 30.000 yıl önceki dönem hakkındaydı. Bu dönem özellikle hammaddenin çok daha uzun mesafelerde ve gruplar arasında hareket ettiği bir zamandı.
Araştırmacılar, soy tükenmelerinin yaşandığı zorlu ortamlarda kaynaklarını birbiriyle paylaşan toplumların, sınırların ötesinde birbiriyle kaynakları paylaşmayan toplumlardan daha başarılı olduğunu ve hayatta kalma olasılığının daha yüksek olduğunu buldu.
Bununla birlikte, kaynak açısından zengin ortamlarda paylaşım daha az avantajlıydı ve son derece zorlu ortamlarda nüfus, paylaşımın mümkün olamayacağı kadar azdı.
York Üniversitesi, İnsan Kökenleri Arkeolojisi Profesörü Penny Spikins, “Araştırmamızın, hoşgörünün insan başarısındaki önemini göstermesi, tarihöncesini genellikle bir rekabet dönemi olarak gördüğümüzden bazılarına şaşırtıcı gelebilir ancak üzerine daha fazla pay düşen insanların, ihtiyacı olanlarla bir şeyleri paylaşması uzun vadede herkesin yararlandığı bir durum olduğunu gördük.” diyor.
Liverpool Üniversitesi Paleolitik Arkeoloji bölümünde öğretim görevlisi olan Dr. Jennifer C. French, “Araştırmamızın bulguları, bu dönemde meydana gelen yenilik örneklerindeki ve kültürel evrim oranlarındaki artışlar hakkında daha kapsamlı tartışmalar için önemli çıkarımlara sahip.” diyor. “Bulgularımız, 300.000-30.000 yıl önce arkeolojik kayıttaki esrarengiz değişiklikleri açıklamaya yardımcı oluyor.”
University of York. 3 Şubat 2021.
Makale: Penny Spikins, Jennifer C. French, Seren John-Wood, Calvin Dytham. 2021. Theoretical and Methodological Approaches to Ecological Changes, Social Behaviour and Human Intergroup Tolerance 300,000 to 30,000 BP. Journal of Archaeological Method and Theory.
You must be logged in to post a comment Login