Çin’de yeni bir tüylü dinozor türü keşfedildi. 120 milyon yıllık fosil, tüylü dinozorlar ve modern kuşlar arasındaki evrimsel sıçramayı anlamaya yardımcı oluyor.
Eşi benzeri olmayan bu örnek, dünyanın 120 milyon yıl önce nasıl olduğuna dair bir bakış açısı sunuyor. Bu fosil, dinozorların nasıl büyüdükleri ve kuşlardan nasıl farklı olduklarına dair yeni bilgiler edinilmesini sağlayan tüyleri ve kemikleri bulunduruyor.
Kaliforniya Üniversitesi’ndeki doktorası sırasında örnekleri analiz eden Dr. Ashley Poust, “Yeni dinozor türü, kuşların kökeni ile yakından ilişkili olan tüylü, kanatlı hayvanların evrimine çok iyi uyuyor.” diyor.
(Yarasa Kanatlı Yeni Dinozor Türü Keşfedildi)
“Bunun gibi örnekleri incelemek bize sadece antik yaşamın şaşırtıcı yönlerini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda uzak geçmişte uçuş da dahil olmak üzere kuşların özelliklerinin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili fikirleri test etmemizi sağlıyor.”
Bilim insanları dinozora Wulong bohaiensis adını verdi. Wulong Çince “dans eden ejderha” demek ve adı güzel eklemli örneğin pozisyonunu referans alıyor.
Wulong bohaiensis hakkında
Örnek, Çin’de bir çiftçi tarafından on yıldan uzun bir süre önce fosil bakımından zengin Jehol Eyaletinde bulundu ve o zamandan beri Liaoning’deki Dalian Doğal Tarih Müzesi koleksiyonunda yer alıyor. İskelet kemikleri, Poust tarafından Montana State Üniversitesi’nden danışmanı Dr. David Varricchio’nun yanında öğrenciyken analiz edildi.
Sıradan bir kargadan daha büyük ve bir kuzgundan daha küçüktü ancak boyutunu iki katına çıkaracak kadar uzun, kemikli bir kuyruğu olan Wulong bohaiensis‘in keskin dişleriyle dolu dar bir yüzü vardı. Kemikleri ince ve küçüktü. Dinozorun vücudu, hem kollarında hem de bacaklarında kanat benzeri bir dizi ve kuyruğunun sonunda iki uzun tüy de dahil olmak üzere tüylerle kaplıydı.
Bu hayvan, yaklaşık 75 milyon yıl önce yaşamış ünlü dromaeosaurid theropod dinozoru olan Velociraptor’un en eski akrabalarından biriydi. Wulong’un en yakın iyi bilinen akrabası, küçük, dört kanatlı paravian dinozorlarının bir cinsi olan Microraptor olmalıydı.
Bu keşif sadece bilime yeni bir dinozoru tanımladığı için değil, aynı zamanda kuşlar ve dinozorlar arasındaki bağlantıyı gösterdiği için de büyük önem taşıyor.
Poust, “Örnek, uzuvlarında ve kuyruğunda yetişkin kuşlarla ilişkilendirdiğimiz tüylere sahip ancak örneğin bir çocuk olduğunu düşündüren başka özellikleri var.” diyor.
Bilim insanları, yeni dinozorun birkaç kemiğini bu çelişkiyi anlamak ve mikroskop altında incelemek için kesti. Kemik histolojisi (dokubilim) olarak adlandırılan bu teknik, paleontoloji araç kutusunun düzenli bir parçası haline geliyor ancak hala bir araştırmacının güzel bir iskeletin bir kısmını çıkarması için müzeleri izin vermeye ikna etmek zor oluyor.
“Neyse ki, Dalian Doğa Tarihi Müzesi’ndeki yazarlarımız gerçekten ileriye dönük düşünüyorlardı ve bu teknikleri sadece Wulong’a değil aynı zamanda Sinornithosaurus adında daha yetişkin görünen yakın bir akrabaya da uygulayabildiler.”
Kemikler, yeni dinozorun bir genç olduğunu gösterdi. Bu durum en azından bazı dinozorların büyümeden önce çok olgun görünümlü tüylere sahip olduğunu gösteriyor. Kuşlar çok hızlı büyürler ve genellikle yetişkin tüyleri tam boyuta ulaşınca çıkar. Gösterişli tüyler, özellikle çiftleşme için kullanılanlar gecikir. Bu duruma rağmen ortada, kuyruğun ucuna doğru iki uzun tüyü olan olgunlaşmamış bir dinozor vardı.
Poust, “Ya genç dinozorlar bilmediğimiz bir işlev için bu kuyruk tüylerine ihtiyaç duyuyorlardı ya da tüylerini çoğu canlı kuştan gerçekten farklı bir şekilde büyütüyorlardı.” diyor.
Bilim insanlarının numune aldığı ikinci dinozordan ek bir sürpriz geldi, Sinornithosaurus’un da büyümesi devam ediyordu. Kemik dokusu aktif olarak büyüyen bir hayvanın dokusuydu ve dış temel sistemi (kemiğin dışında, tam boyuta ulaştıklarında omurgalıların oluşturduğu bir yapı) yoktu.
“Burada büyük ve yetişkin görünümlü kemikleri olan bir hayvan vardı: olgun olması gerektiğini düşündük, ancak histoloji bu fikrin yanlış olduğunu kanıtladı. Wulong’dan daha yaşlıydı, ama hala büyüyor gibi görünüyordu. Araştırmacıların, bir numunenin yetişkin olup olmadığını belirleme konusunda gerçekten dikkatli olmaları gerekir. Çok daha fazlasını öğrenene kadar, histoloji gerçekten en güvenilir yoldur.”
Bu uyarılara rağmen Poust, dinozorlar hakkında öğrenilecek çok şey olduğunu söylüyor.
“T. rex’in iki katı kadar uzun zaman önce yaşayan hayvanlardan bahsediyoruz bu yüzden bu kadar iyi korunmuş olmaları çok şaşırtıcı. Bu hayvanların içini ilk kez görmek gerçekten çok heyecan verici.”
Jehol Biota Hakkında
Numunenin bulunduğu alan dünyanın en zengin fosil yataklarından biri olarak kabul ediliyor. Jehol Biota, o zamanlarda hayatta olan hayvanların inanılmaz çeşitliliği ile biliniyor. Ayrıca kuşların, kuş benzeri dinozorların ve pterozorların aynı yaşam alanını paylaştığı kuş bakımından en eski zengin ortamlardan biri.
Poust, “Bu eski göllerin etrafında çok fazla süzülerek uçan ve kanat çırpan canlılar vardı.” diyor. “Bu küçük hayvanların çeşitliliği hakkında daha fazla şey keşfetmeye devam ederken bunların ekosisteme nasıl uyum sağlayabileceği ilginç hale geliyor.”
Aynı zamanda Erken Kretase döneminde çiçekli bitkilerin yayılması da dahil olmak üzere, başka önemli değişiklikler de yaşanıyordu. “Bu yabancı bir dünyaydı ama en eski tüylerden ve en eski çiçeklerden bazılarıyla burası güzel bir dünya olmalıydı.”
Makale: Ashley W. Poust et al. 2020. A new microraptorine theropod from the Jehol Biota and growth in early dromaeosaurids, The Anatomical Record.
You must be logged in to post a comment Login