Bilim insanları, 3.000 yıl önce insanların Vanuatu’ya muz getirdiklerini ve yetiştirmeye başladıklarını keşfetti.
Keşif, gezegenin sömürgeleştirilecek son alanınına insanların muz getirdiğinin ve yetiştirdiğinin en erken kanıtı olma özelliğini taşıyor.
Yayımlanan yeni araştırmaya göre, Güney Pasifik Arkeolojik Araştırmaları’nda kıdemli laboratuvar analisti Dr. Monica Tromp, Vanuatu’nun ilk sakinlerinin kalsifiye diş plaklarında mikroskobik muz parçacıkları ve sıkışmış diğer bitkiler buldu.
Bulgular, Vanuatu’nun Efate Adası’nda, Teouma sit alanındaki 3.000 yıllık iskeletlerden geldi.
(2.500 Yıl Önce Güney Pasifik’te Genetik Değişti Fakat Dil Aynı Kaldı)
Dr. Tromp, iskeletlerin dişlerinden çıkan ve diş taşı olarak da bilinen plaklardaki küçük parçacıkları görmek için mikroskop kullandı. Bu çalışma, insanların ilk kolonileştikleri bölgede ip ve kumaş gibi materyalleri yapmak için yedikleri ve kullandıkları bitkilerin anlaşılmasını sağladı.
Teouma, Havaii, Rapa Nui ve Aoteara dahil bütün Güney ve Doğu Pasifik Adaları’nı ve Vanuatu’yu içeren bir bölge olan Uzak Okyanusya’daki en eski arkeolojik mezarlıktı. Teouma eşsiz bir mezarlıktı çünkü Pasifik’te böyle iyi korunmuş arkeolojik mezarlar bulmak oldukça nadir rastlanan bir durum. Kemikler genellikle nemli ve sıcak iklimlerde korunmaz. Aynı şey, besin ve bitki materyallerinden oluşan şeyler için de geçerli.
Vanuatu’nun ilk sakinleri, Güneydoğu Asya Adasından gelen ve kanolarla Pasifike giden Lapita kültür kompleksi ile ilişkili insanlardı ve yaklaşık 3.000 yıl önce ıssız Vanuatu Adaları’na ulaşmışlardı.
İlk Lapita halkının, öncelikle Vanuatu’ya ve Pasifik’teki diğer el değmemiş adalara yerleşmek için vardıklarında, nasıl hayatta kaldıkları üzerine tartışmalar vardı. Lapita halkının evcilleştirilmiş bitki ve hayvanları kanolarla birlikte yanlarında getirdiği düşünülüyor. Ancak Dr. Tromp’un çalışmasına kadar bu bitkiler için doğrudan kanıt Teouma’da bulunamamıştı.
Dr. Tromp, “Diş taşı ve diş plakları araştırmanın en büyük avantajlarından biri, insanların yaşamlarının görünmeyen kısımları hakkında pek çok şey öğrenebilirsiniz.” diyor ve ekliyor:
“Plak çok hızlı bir şekilde kireçlenir ve ağzınızın içine koyduğunuz herhangi bir şeyi yakalayabilir. Tıpkı kehribar içine hapsolmuş ünlü Jurasik sivrisineğine benzer bir durum. Ancak bunlar sadece mikroskopla görebileceğimiz derecede küçük şeyler.”
Araştırma Dr. Tromp’ın Anatomi bölümündeki doktora araştırmasının bir parçası olarak başladı ve Vanuatu Kültür Merkezi, Vanuatu Ulusal Herbaryum ve Teouma sit alanı arazi geleneksel sahipleri olan Eratap köyü topluluğu ile işbirliği yaptı.
Dr. Tromp, otuz iki Teouma bireyinin dişlerinden çıkarılan küçük parçacıkları bularak ve tanımlayarak mikroskobun önünde yüzlerce saat harcadı. Analizler sonucunda muzun (Musa sp.) tanımlanması, en erken Lapita halkları ile Vanuatu’ya getirildiğinin doğrudan kanıtını oluşturdu.
Dr. Tromp, “Palmiye türleri (Arecaceae), tanı konulamayan ağaç ve çalı parçacıkları da tanımlandı, bu bitkiler bu erken halkların yaşamları için önemliydi ve muhtemelen yiyecek veya gıda ambalajı, kumaş ve halat-ip yapımı veya tıbbi amaçlar için de kullanıldı.” diyor ve ekliyor, “Kireçlenmiş diş plaklarında bulanabilen çok çeşitli ve genellikle beklenmedik şeyler, yaptığım şeyi inanılmaz derecede heyecan verici ve aynı zamanda sinir bozucu yapıyor.”
Phys.org. 23 Ocak 2020.
Makale: Tromp, M., Matisoo-Smith, E., Kinaston, R., Bedford, S., Spriggs, M., & Buckley, H. (2020). Exploitation and utilization of tropical rainforests indicated in dental calculus of ancient Oceanic Lapita culture colonists. Nature Human Behaviour, 1-7.
You must be logged in to post a comment Login