3.200 Yıllık Top Oyununda Futbol İzleri - Arkeofili

3.200 Yıllık Top Oyununda Futbol İzleri

Spor denilen aktivite biçiminin nasıl, nerede ve ne zaman ortaya çıktığı konusu, arkeolojik anlamda bir muamma. Ancak antik Mezoamerika’dan bazı ipuçlarımız var.

Magliabecchiano kodeksi, 16. Yüzyıldan kalma Aztekli erkeklerin top ve top sahası ile betimlendiği el yazması tasviri.

Biraz daha açmak gerekirse bugün spor olarak tanımladığımız pek çok aktivite biçiminin yani kurallar ile sınırlandırılmış oyun oynama halinin geçmiş topluluklarda var olup olmadığı ya da varsa bir organizasyon biçimi mi yoksa bir davranış hali mi olduğu konusu bir bilinmez. 

Johan Huizinga’nın Homo Ludens (oyun oynayan insan) tanımına atıfla, spor denilen aktivitenin evrimsel bir sonuç olduğu da öne sürülebilir. Ancak elimizdeki arkeolojik bilgiler dahilinde, sporun arkaik formlarının tıpkı Huzinga’nın oyun oynamaya atfettiği şekilde, toplumsal bir işleve fayda sağladığı biliniyor.

(Futbol Nerede Başladı?)

Mezoamerika’da oynanan oyunlar

Çin, Yunan ve Mısır antikitesinde spor etkinlikleri pek çok şekilde karşımıza çıkmakta ve bu bağlamda değerlendirilebilecek olan birçok organizasyon, bugün yapılan sporların yapısal özelliklerini ve öğelerini taşımakta. Ancak burada değinmek istediğim spor biçimi bir top, oyun için ayrılmış bir alan ve takıma sahip olan sporların yani futbol, basketbol veya hentbol gibi oyunlar.

Bir Maya şehri olan Monte Alban’da bulunan top sahası.

Bu saydığım öğeleri taşıyan bir oyunun ilk ortaya çıktığı yer arkeolojik anlamda Mezoamerika olarak varsayılıyor. Mezoamerika’nın Olmek, Aztek ve Maya gibi antik topluluklarda bahsettiğim öğeleri içinde barındıran ve kimileri tarafından futbolun atası olarak tanımlanan bir etkinlik vardı.

Azteklerin ullamaliztli, Mayaların pok-ta-pok veya pitz olarak adlandırdıkları bu oyunun bugün futbol gibi pek çok seyirciyi etrafına topladığı açık. Ancak yenilmenin veya yenmenin puan tablosunda geri düşmekten çok daha farklı, ağır bir sonucu olduğu düşünülüyor.

Takım oyunun kökeni mi, futbolun kökeni mi ?

19. yüzyılda İngiltere’de doğmuş olan futbolun, Mezoamerika’nın antik topluluklarının oynadığı top oyunu ile doğrudan bir ilişkisi olmadığı oldukça açık. Ancak tarihsel olarak insanların futbol gibi modern aktivitelerin benzerlerini geleneksel olarak antik dönemde icra ettiklerini vurgulamak için günümüzün en popüler sporunu kullanmak gayet haklı bir tercih. Ancak bu oyun, takım oyunu fikrinin kökeni olarak yorumlanabilir.

(Futbolun Kültürel Tarihi: Ortaçağ Avrupa’sında Futbol)

Bahsettiğimiz top oyunun arkeolojik olarak en erken kayıtları Gulf körfezinde bulunan Olmek dönemine ait Manati yerleşiminden biliniyor. Bu oyunun ise o dönemlerden bu yana lastik toplar ile oynandığı düşünülüyor. Bu oyuna özel olarak hazırlanmış ilk sahanın ise yaklaşık olarak MÖ 1200’lerde inşa edildiği tahmin ediliyor.

Peki bu oyun, antik Mezoamerika toplulukları için sadece ailelerin veya ateşli taraftarların belirli aralıklarla takip ettiği eğlenceli bir etkinlik miydi?

Bu konu üzerine çalışmalar yapmış olan María Teresa Uriarte, bu etkinliğinin eğlenceye hizmet etmekle birlikte, gücü yükselten ritüel bir işaret, bölgesel çatışmaların çözüm yolu, bir savaş alegorisi, ve kurban verme yoluyla toplumsal şiddetin yüceltilmesi gibi pek çok farklı anlamı olabileceğini söylüyor. Aynı zamanda oyunun Mezoamerika topluluklarının ritüel dünyasında vuku bulan pek çok öğeyi de taşıdığını belirtiyor.

Bir Maya yerleşimi olan Chichen Itza’da bulunan büyük sahanın yaklaşık 9 metre yükseklikteki topun geçirildiği çember.

Oyun nasıl oynanıyordu?

Oyunun oynandığı alanın uzun kenarlarda iki paralel eğimli duvara ve yaklaşık 6 metre yükseklikte bulunan çembere sahip bir alan olduğu varsayılıyor. Duvar kabartmalarında ise genellikle bu eğimli duvarlar merdiven şeklinde tanımlanmış.

Sahalar konum olarak ise kamusal alanların merkezinde yer alıyor. Toplar ise ilginç bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bazı Maya kabartmalarında topların boyutlarının kuşkusuz abartılmış olduğu gözüküyor. Ancak etnolojik veriler ve Olmek yerleşimlerinden elde edilen arkeolojik bulgular doğrultusunda kauçuk topların 30cm’den daha büyük olmadığı hatta daha küçük boyutlarda da olabileceği düşünülüyor.

Takım halinde oynanan oyunda vücudun pek çok bölümü topları çemberden geçirmek için kullanılıyor. Ancak top sadece oyuna sokmak için elle kullanılmaktaydı. Bunun dışında üst kollar, göğüs, kalça, uyluk gibi vücut bölümleri kullanılmaktaydı.

Oldukça ağır olan geleneksel topların oyuncuların vücudunda yaratabileceği kötü sonuçlara karşılık oyuncuların bir takım kıyafetler kuşandığı kabartma sanatından biliniyor. Vücutlarının sıklıkla kullandıkları, kalça bel gibi bölümlerine pamuk, odun deri gibi malzemelerden yapılmış koruyucu özellikleri olmakla birlikte oldukça süslü koruyucu öğeler yerleştirdikleri anlaşılıyor.

Oyunun amacı ise oyuncuların bu uzuvlarını kullanarak topu çemberden geçirmeleri.

Kazanan oyuncuların bugünün tabirleri ile konuşacak olursak süperstarların bazı kabartmalarda tanrısal özellikler taşıyan başlıklar ile kahraman özellikleri gösteren şekillerde tasvir edildiği anlaşılıyor.

Bonampak’ta bulunan bir duvar resmi, mısırların tanrısı ve top oyuncuları bir kurban sahnesi içinde betimlenmiş.

Modern sporun ruhuna yakışmayan hareketler

Aslında oyunun sonuçları konusunda tam bir tutarlılık olduğunu söylemek doğru olmaz çünkü kazanmak ve kaybetmek biçiminin modern toplumumuzdaki anlamı ile bu antik topluluklardaki anlamı arasında büyük bir biçimsel fark var.

Bugün kazanmak metafor olarak savaşmak ve galip gelmek anlamına gelirken, Mezoamerika toplulukları için bu oyunu kazanmak bireye kozmik topluma gündelik bir fayda anlamına geliyordu. Bu doğrultuda bazen kazananlar bazen ise kaybedenler oyun sonucunda kurban edilmekteydi ya da hepsi…

Ancak bu durum her oynanan oyun için geçerli değildi. Aynı zamanda tarihi tam bilinmese de oyunun oynandığı ilk zamanlardan ve oyunu oynamış olan tüm topluluklar için de geçerli değildi. Bu bağlamda karmaşık bir mitolojik altyapıya sahip olan top oyunun sonuçlarının tam olarak ne olduğu çok belirgin değil. Bununla birlikte insan kurban etme ya da kendini bunun için feda etme durumu Mezoamerika’nın karmaşık dini dinamiklerinin ve kompleks kozmolojinin bir parçası olarak, tanrılar ile beraber kozmik bir kurtuluş olarak görülebilir.

Aynı zamanda kodekslerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, kurban edilme pahasına oynanan bu oyunun bereket, bitki örtüsü, doğurganlık veya güneşin karanlığa karşı kazandığı zaferin göstergesi olarak da algılandığı anlaşılıyor. Yani özetle oyun sonuçları kutsal bir ritüel ve antik Mezoamerika topluluklarının evreni algılayış biçimi ile ilgili.

Oyunun bir başka biçimi ise savaşta yenilen düşmanın şerefine müsabakanın yapılmasıydı. Savaşı kaybeden bireylere bu şekilde onurlu bir şekilde ölmek ve ölümü ile onurlu bir şeye hizmet etme fırsatı da sunulmaktaydı.

Konunun popüler bir zeminde yer bulması adına futbol benzetmesinin yapılmasına hak vermek ile birlikte Mezoamerika’nın antik topluluklarının oynadığı bu top oyunu ile günümüzde oynanan futbolun karşılaştırılmasının mümkün olmadığı açık. Ancak illa ki bir benzetme yapmak gerekirse, her iki oyunun da gerek bireysel gerekse toplumsal olarak bir amaca hizmet ettiği söylenebilir.



Cawthon, R. (2018). The Mesoamerican Ball Game: A DeadlySport. https://repositories.lib.utexas.edu/bitstream/handle/2152/64998/Mesoamerican%20Ballgame%20Poster.pdf?sequence=2&isAllowed=y

Miller Mary. (2001). The Maya Ballgame: Rebirth in the Court of Life and Death. M. E. Whittington (Dü.) içinde, The Sport of Life and Death: The Mesoamerican Ballgame (s. 79-87). New York: Thames and Hudson. http://courses.washington.edu/war101/readings/maya%20ballgame%200001.PDF

Museum, P. (tarih yok). University of Pennslyvania Museum. Penn Museum: https://www.penn.museum/documents/education/mesoEducatorCOMBO.pdf

Uriarte, M. T. (1998). The Mesoamerican Ball Game. Voices Of Mexico(42), 36-39. http://www.revistascisan.unam.mx/Voices/pdfs/4316.pdf

Anadolu Üniversitesi'nde Arkeoloji bölümü okuduktan sonra İstanbul Üniversitesi'nde Tarih öncesi bölümünde yüksek lisans yaptı. Şimdi İstanbul Üniversitesi Tarih öncesi bölümünde doktora yapıyor. İletişim: bayramtolunay@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login