Araştırmacılar insan iskeleti kalıntılarından biyolojik cinsiyeti tahmin etmek için dişler üzerinde bulunan proteinlere dayalı yeni bir yöntem geliştirdiler.
İnsan kalıntılarının cinsiyetini belirlemek antik toplumları ve insanları anlamak isteyen arkeologlar için oldukça önemli. Araştırmacılar erkekler ve dişiler arasında farklılık gösteren kemik özelliklerini ölçebilirler ve genellikle de leğen kemiği (pelvis) kullanılır. Fakat çocukların ve gençlerin iskeletleri bu yapısal değişiklikleri göstermezler ve kazı alanlarında sadece birkaç parça kemiğe rastlanabilinir.
Davis, Kaliforniya Üniversitesi’nden (UC, Davis) antropolog Jelmer Eerkens, DNA analizinin ise oldukça maliyetli ve DNA’nın diğer moleküllere kıyasla oldukça hassas olduğunu söylüyor.
(Roma’ya Gelen İlk Göçmenler Dişleri Sayesinde Tespit Ediliyor)
Diğer yandan dişler işe iyi bir şekilde korunuyor ve sık sık arkeolojik alanlarda bulunuyorlar. Eerkens bir dişin, ait olduğu insan hakkında çok fazla şey söyleyebileceğini söylüyor.
“Diş üzerindeki aşınma izleri beslenme şekilleri hakkında birçok şey söyleyebilir. Dişin morfoloji ise atasal soy hakkında (dünya üzerindeki farklı popülasyonlar diş şeklinde küçük varyasyonlar gösterirler) bilgi verebilir. Diş üzerindeki plaklar patojenik olanlar da dahil kişinin ağzındaki bakterileri bulmamızı sağlayabilir. Radyokarbon tarihleme yöntemi ile dişin kaç yaşında olduğunu öğrenebiliriz. Kararlı izotop verileri ise kişinin nerelere yolculuk ettiğini gösterebilir.”
UC Davis’de çevresel toksikoloji misafir doçenti olan Glendon Parker ve adli bilimlerde lisansüstü öğrencisi olan Julia Yip, UC Davis Proteomiks Tesis’inden Brett Phinney, Eerkens ve iş arkadaşları hassas kütle spektrometresi kullanarak dişlerdeki proteinleri ölçüyorlar.
Amelogenin proteinleri diş minesinin oluşmasında önemli bir rol oynar. Amolegenin genleri ise insanlarda biyolojik cinsiyeti belirleyen X ve Y kromozomlarında bulunurlar. Cinsiyet için yapılan adli DNA analizlerinde ise genelde amelogenin X ve Y genlerine bakılır.
Dişiler, dişlerinde amelogenin-X içerirken erkeklerde bu proteinin hem X hem de Y versiyonlarının bulunması gerekir.
Yip, 25 bireyden yetişkin ve süt dişlerini içeren 40 tane diş minesi örneğini inceledi. Kuzey Amerika ve Peru’daki arkeolojik alanlardan toplanan dişlerin yaşları 100 ila 7.300 yıl arasında değişiyordu. Kendisi aynı zamanda günümüz dişlerini de inceledi.
Yip, bütün örneklerde amelogenin-X ve örneklerin yaklaşık yarısında ise amelogenin-Y bulmayı başardı.
(Neandertal Dişleri Günlük Yaşamlarına Dair Bilgi Veriyor)
Amelogenin için pozitif bir sonuç, dişin bir XY erkeğinden geldiği anlamına geliyor. Amelogenin-Y genelde amelogenin-X’ten daha düşük seviyede bulunduğu için amelogenin-Y için negatif bulunan bir diş, eğer Y formu çok düşük seviyede tespit edilmişse yanlış negatif (false negative) bir sonuç verebilir. Bu sorunun üstesinden gelmek için araştırmacılar belli bir orandaki amelogenin-X ile birlikte gelen yanlış negatif olasılığını çözecek istatiksel yöntemler geliştirmeyi başardılar.
Eerkens, bu yeni yöntemin arkeologlara tek bir dişten öğrenebilecekleri bilgilere bir yenisi eklediğini söylüyor.
Parker “DNA gibi bizim yöntemimiz de kantitatif ve anatomik bir çalışmaya bağlı değil. DNA’ya kıyasla örnek başına yapılan analiz daha ucuz ve steril olmayan ortamlarda yapılabilir” diyor.
Science Daily. 12 Kasım 2018.
Makale: Parker, G. J., Yip, J. M., Eerkens, J. W., Salemi, M., Durbin-Johnson, B., Kiesow, C., … & Rocke, D. M. (2018). Sex estimation using sexually dimorphic amelogenin protein fragments in human enamel. Journal of Archaeological Science.
You must be logged in to post a comment Login