Kehribar içinde fosilleşmiş ve oldukça iyi korunmuş bir iskelet yapısına sahip 99 milyon yıllık yavru bir yılan bulundu. Paleontologlar, bu fosilin, ormanlık bir çevrede yaşadığı bilinen en eski yılan olduğunu söylüyor.
Araştırmacılar bu yeni yılan türüne, Xiaophis myanmarensis ismini verdiler. Araştırmanın baş yazarı Lida Xing’e göre, bu yılan türü, Güneydoğu Asya’da bulunan bazı modern yılan gruplarıyla ilişkili olabilir.
Araştırmanın eş yazarı Michael Caldwell, “Hiç kimse hiçbir şekilde fosilleşmiş bir yavru yılan görmemişti. Ve bunun neredeyse yüz milyon yaşında olması gerçekten çok şaşırtıcı.” diyor.
(Kehribar İçinde 99 Milyon Yıllık Kurbağa Bulundu)
“Bu erken yılanların, modern yılanlarda yaygın olan canlı doğum yapıp yapmadığı ya da yumurtadan çıkıp çıkmadığı belirsiz. Fakat boyut ve gelişim aşamasına dayanarak, bu yılanın yeni doğduğunu söyleyebiliriz.”
“Bu yavru yılanın hâlâ yumurtanın içinde olup olmadığını, yumurtayı kırıp kehribara yakalandığını ya da henüz yeni yumurtadan çıktığını söyleyemem.”
Ayrıca Myanmar’daki madenlerde bulunan bir başka kehribar parçası da, yetişkin bir Xiaophis’e ya da başka bir çağdaş yılan türüne ait olabilecek, derisinde açık ve koyu bantlar olan muhtemel bir yılan derisi barındırıyor.
Araştırmacılar bunun kesin olarak bir yılan derisi olduğunu söyleyemiyor ancak boyutu, biçimi ve derisinin renkleri bunun bir yılan derisi olabileceğine işaret ediyor. Eğer bu kesinleşirse, bu deri, bugüne kadar kehribar içinde bulunmuş en eski yılan derisi olacak.
“Söz konusu deri, tıpkı bir yılan ya da kertenkelede olabilecek gibi desenlere sahip. Fakat elmas şeklindeki biçimler bunun bir yılana ait olmasının daha muhtemel olduğunu gösteriyor. Çoğu kertenkele böyle elmas biçimli desenlere sahip olmaz.”
National Geographic. 18 Temmuz 2018.
Aztek Ölüm Düdükleri İnsanlarda Dehşet Verici Bir Etki Yaratıyordu
Antik Yunan’ın Kültürel Yükselişi Düşünülenden Bir Asır Önce Başladı
Karabük’te Süleyman Peygamberi Tasvir Eden Kolye Ucu Bulundu
Karabük’te Süleyman Peygamberi Tasvir Eden Kolye Ucu Bulundu
Sefertepe’de Kafataslarıyla Dolu Bir Oda: Emre Güldoğan Röportajı
You must be logged in to post a comment Login