Atalarımızın 10.000 yıldan daha uzun bir süre önce mağaralara çizdiği geometrik şekiller, yazının kökeni hakkında önemli bilgiler veriyor olabilir.
Onlarca yıldır, birçok arkeolog, 10.000 yıldan daha uzun bir süre önce buzul çağı sanatçıları tarafından mağara duvarlarına çizilmiş atları ve bizonları inceledi. Fakat birkaç araştırmacı, mağara duvarlarındaki basit geometrik çizimlere daha çok önem verdi. Bir türlü deşifre edilemeyen ya da yorumlanamayan bu geometrik çizimler, birçok arkeolog tarafından sadece dekorasyon olarak görülerek gözardı edildi.
Şimdi ise paleantropolog Genevieve von Petzinger, Kanada’daki Victoria Üniversitesi’nden bir doktora öğrencisi ve bir National Geographic gezgini bu işaretler üzerine yeni bir araştırma yürütüyor. Yakında yayımlanacak olan İlk İşaretler (The First Signs) isimli kitapta von Petzinger, Buz Çağı Avrupalılarının, 30.000 yıllık bir dönem içerisinde 32 farklı çeşit geometrik sembol kullandıklarını ve bunun da “bilgiyi aktarmak” amaçlı yapıldığını söylüyor. Bu semboller, insanlığı yazının gelişimine götüren uzun yolda erken bir adım olarak adlandırılıyor.
Von Petzinger, çalışmasına yaklaşık 10 yıl önce başladı. Fransa’da tarihlendirmesi güvenilir bir şekilde yapılmış olan Buzul Çağı mağara sanatı alanları başlamak için güzel bir yerdi. Böylece boya veya kazımayla yapılmış olan geometrik şekilleri arama tarama çalışmalarına başladı. Daha sonra bu sembolleri türlerine göre sınıflandırdı ve ilişkisel veritabanına girdi.
Elde edilen önbulgular oldukça şaşırtıcıydı. Von Petzinger, Buzu Çağı sanatçılarının ilk başta sadece birkaç işaret türüyle başlayıp, daha sonra zaman içinde repertuvarlarına yeni işaretler eklemiş olacaklaırnı düşünüyordu. Diğer araştırmacılar alet teknolojisi konusunda buna benzer bir gelişim saptamıştı.
Fakat bu Petzinger’ın incelediği işaretlerde görülmedi. Kanadalı araştırmacı, işaret türlerinin neredeyse dörtte üçünün, günümüzden 40.000 ila 28.000 yıl öncesine denk gelen Aurignacian döneminde zaten kullanımda olduğunu keşfetti. Erken dönemdeki bu karmaşıklık seviyesi, bir geleneğin başlangıcı gibi değildi. Bu sonuç da, Avrupa’daki mağara duvarlarındaki işaretlerin kökenlerinin bir başka yerde olabileceği fikrini doğurdu.
Von Petzinger, araştırmasını tüm Avrupa’ya yaydı ve Kuzey İspanya’dan Rusya’daki Ural Dağları’na kadar tam 367 Üst Paleolitik dönem mağara sanatını raporladı. Ek olarak bir Buzul Çağı kadınının mezarında bulunan geyik dişi kolye gibi taşınabilir sanat eserlerini de inceledi.
Ancak mevcut stokların birçoğunun, sembolleri sınıflandırmak için gerekli ayrıntıları yoktu. Böylece fotoğrafçı olan kocası Dillon von Petzinger ile Avrupa’da yer alan ve nadiren ziyaret edilen 52 mağaraya sembolleri kaydetmek için gitti. Yaklaşık 2 haftayı yeraltında geçirdiler. Bu aşamada çift, mağara duvarlarında daha önceden keşfedilmemiş pek çok yeni işaret buldu.
Çift, Üst Paleolitik dönemde tüm kıtada kullanılmakta olan 32 işaret türü buldu. von Petzinger “Mağaralar arasında bu kadar büyük oranda bir devamlılığın olması için, atalarımızın mevcut bir sistemi olmalıydı” diyor. Dahası; Fransa’da buldukları erken dönem geometrik çizim türlerinin, tüm Avrupa’da da tekrarlandığı ortaya çıktı. Burdan yola çıkarak, modern insanlar, Avrupa’ya gelmeden çok önce bu geometrik sembolleri keşfetmiş olmalıydılar. Büyük bir ihtimalle anayurtları olan Afrika’da.
Fakat bu işaretlerin tam olarak anlamı neydi? İspanya’daki La Pasiega adıyla bilinen bir mağarada, araştırmacılar yerden 360 cm yukarda mağara resimleri buldu. Aralarındaki boşluklarla ayrılmış olan ve üç gruptan oluşan bu çizimler, kısa mesajlara benziyor ve erken yazı sistemi spekülasyonlarına yol açıyor.
Fakat Von Petzinger, bu fikri destekleyen çok az kanıt bulabildi. Von Petzinger, tanım olarak yazı sisteminin “konuşma dilinin şematik bir temsili” olduğunu belirtiyor. Konuşan kişinin sözlü olarak ifade edebileceği her düşünce yazılabilir. Fakat Avrupalı mağara sanatçıları, dillerinde mevcut olan her kelimeyi temsil etmek için yeterli sayıda geometrik sembole sahip değildi, ya da bunları doğru şekilde bir araya getirmiyordu. Von Petzinger “Bir paragraf ya da şiir yazmak için gereken karmaşıklığa sahip değil” diyor.
Yine de Von Petzinger, Buzul Çağı sembollerinin anlamsız olmaktan çok uzak olduklarını söylüyor. Von Petzinger’in Portekiz’deki Coa Vadisi bölgesinde bulduğu kıvrımlı hatlardan oluşan çizimler, nehir ya da diğer doğa unsurlarının harita benzeri birer sunumu olabilir. Geyik dişinden yapılmış kolyenin üstündeki gibi diğer çizimler ise, önemli ritüeller için ya da kabilenin kökeninin hikayesi hakkında birer hatırlatıcı olabilir.
Von Petzinger, “Bu semboller, harici bir şekilde bilgi depolama yöntemleri olabilir – nihayetinde yazının gelişmesine neden olan bir çeşit grafiksel iletişim araçları gibi” diyor.
New York’taki Doğa Tarihi Amerikan Müzesi emekli küratörü Paleoantropolog Ian Tattersall, “Soyut sembolizmin önplana çıktığını görmek gerçekten çok güzel. Chauvet Mağarası ve benzeri yerlerde duvarlara çizilmiş muhteşem hayvan resimlerine sahibiz ama bu sadece olayın bir ucu. Mağara resimlerindeki sembolik çizimler de mutlaka bir anlama geliyordu” diyor. Diğer araştırmacılar ise, von Petzinger’in bu araştırmasının, daha önce ilgilenilmemiş olan bu konuya dikkat çekeceğini düşünüyor.
national geographic, Heather Pringle, 29 Mayıs 2016
You must be logged in to post a comment Login