İngiltere’de Lincolnshire’da bir tarlanın ortasında, daha önce bilinmeyen bir Anglosakson adasının kalıntıları bulundu. Keşif İngiltere’de son yılların en önemli arkeolojik keşiflerinden olarak görülüyor. Ada, günümüzde Little Carlton köyünün olduğu bölgedeydi.
Yerleşim, yerel bir metal dedektörcü olan Graham Vickers tarafından bulundu. Vickers sürülmüş bir tarlada arama yaparken, 8. yüzyıldan kalma süslü bir yazı yazma aleti olan gümüş bir “stylus” (taş kalem) buldu. Stylus, tarlada keşfedilen ilginç eserlerden sadece ilkiydi.
Vickers önce İngiltere’deki Portable Antiquities Scheme’e haber verdi. İngiltere hükümetine bağlı bu oluşum, metal detektörcüler ya da halktan diğer kimseler gibi gönüllülerin arkeolojiye ilgisini arttırmayı ve onların yaptığı arkeolojik küçük buluntu keşiflerini kayıt altına almayı amaçlıyor. Vickers haber verdikten sonra keşifleri yaptığı alana geri dönerek yüzlerce eseri daha ortaya çıkardı ve konumlarını GPS sistemiyle kaydetti.
Ortaya çıkarılan eserler arasında 20 stylus (çoğul: styli), yaklaşık 300 elbise iğnesi, çok sayıda Sceat (çoğul: sceatta. 7-8. yüzyıla tarihlenen gümüş Anglosakson sikkeleri), ve üstünde Anglosakson bir kadın ismi olan “Cudberg” yazılı küçük bir kurşun tablet bulunuyor.
Daha sonra Sheffield Üniversitesi’nden bir ekip, hayvan kemikleri ve Sakson çanak çömleklerini ortaya çıkardı. Üniversiteden arkeolog Hugh Willmott “Burası uluslararası bir öneme sahip” diyor.
Yerleşimin bir ada manastırı ya da ticaret merkezi olabileceği düşünülüyor. Arkeologlar adayı araştırmaya yeni başladı.
Yerleşimde bir dokuma kumaş endüstrisi vardı, ve ürünler nehirler üzerinden Kuzey Denizi’ne ve Kuzey Avrupa’ya ihraç ediliyordu. Buna karşılık Almanya’dan çanak çömlek ve Avrupa kıtasından şarap ithal ediliyordu.
Yerleşimin Vikingler İngiltere’yi yağmalamaya başladığında, 8. yüzyılın sonlarına doğru terk edildiği düşünülüyor. Willmott “Metal detektörcü Graham, büyük ihtimalle kaybolduğundan beri bu yerleşime rastlayan ilk kişi oldu” diyor.
3 boyutlu modellemeyle birlikte manyetometri ve jeofizik araştırmalar yapan araştırmacılar, bölgedeki su seviyesini dijital olarak Ortaçağ’daki daha yüksek haline getirdi.
Arkeolog Willmott “Lincolnshire’ın bu bölümünde son 300 yıldır su çekiliyor. Biz de su seviyesini bir metre kadar yükselttiğimizde, burasının gerçekten tamamen suyla çevrili olduğunu gördük” diyor.
Willmott “Ada 200 metreye 250 metre genişliğindeydi ve Lud Nehri’ne bağlıydı. 8.yüzyılda buradan Kuzey Denizi’ne gemiyle gidebilirdiniz” diyor.
Dr Willmott ayrıca adada yüksek statülü bir yerleşim olduğuna dair birçok ipucu olduğunu söylüyor. “Okuryazarlıkla ilgili olan stylus ve kurşun tablet üzerindeki yazı gibi eserler buna işaret ediyor” diyor Willmott.
Willmott, The Guardian’a yaptığı açıklamada “Ayrıca Kuzey denizi üzerinden Almanya, İskandinavya, Belçika ve Lüksemburg’la ticaret yapıldığını gösteren birçok ticaret ağırlığı ve sikkeler bulundu. Avrupa’da basılan sikkeler ve Almanya’dan ithal edilen ‘Badorf’ seramikleri, ve büyük ihtimalle Avrupa kıtasından gelen şarap da bulundu” diyor.
“Yün ihraç ettiklerini düşünüyoruz ve bulduğumuz ağırşaklar da dokuma yapıldığının şüphesiz kanıtlarından. Birçok domuz kemiği de olmak üzere, bulunan hayvan kemikleri de ne yediklerinine dair kanıt sağlıyor.”
Willmott “Burası Lincolnshire bölgesinde bir odak noktasıydı, dışarı dünyaya suyollarıyla bağlıydı” diye ekliyor.
Sheffield Üniversitesi’nden öğrenciler alanda ön değerlendirme yapmak için dokuz açma açtı. Kazılan bu bölgelerin endüstriyel çalışmalar için kullanıldığı anlaşılıyor.
Discovery News, Lincolnshire Echo, 2 Mart 2016
You must be logged in to post a comment Login