2021 Mayıs Ayının En Önemli 10 Arkeoloji Haberi

Mayıs ayında Türkiye’de ve dünyada yapılmış en ilginç ve önemli arkeolojik keşifleri bu listede derledik.

10- Afrika’daki Mağara, 1.8 Milyon Yıl Önce İnsanların Eviydi

Yapılan incelemelere göre, artık insan atalarımızın 1,8 milyon yıl önce Wonderwerk Mağarası’nda basit Oldowan taş aletler yaptığını güvenle söyleyebiliriz.

Wonderwerk Mağarası’nın dıştan görünüşü. C: Michael Chazan / Hebrew University of Jerusalem

Dünyadaki birkaç alan, milyonlarca yılı kapsayan devamlı bir arkeolojik kayıt sağlıyor. Güney Afrika’daki Kalahari Çölü’nde yer alan Wonderwerk Mağarası da bu nadir alanlardan biri. Afrikaans dilinde “mucize” anlamına gelen ismi ile Wonderwerk Mağarası, potansiyel olarak dünyadaki en erken mağara kullanımına işaret ediyor ve prehistorik insanlar arasında ateş kullanımı ile alet yapımına dair en erken izlerden bazılarını barındırıyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

9- Roma’daki Bir Mağarada Dokuz Neandertal Kalıntısı Bulundu

Arkeologlar, mağarada bulunan Neandertallerin çoğunun sırtlanlar tarafından öldürüldüğüne ve ardından mağaraya sürüklendiğine inanıyor.

Roma’nın güneyinde, San Felice Circeo’daki Guattari Mağarası’nda dokuz Neandertalin fosilleşmiş kalıntıları. C: İtalya Kültür Bakanlığı

Kalıntılar yedi yetişkin erkeğe ve bir kadına, diğeri ise genç bir çocuğa ait. Uzmanlar, bireylerin farklı dönemlerde yaşadığına inanıyor. Bazı kemikler 50.000 ila 68.000 yıl kadar eski olabilirken, en eski kalıntıların 100.000 yaşında olduğuna inanılıyor. Uzmanlar, bireylerin farklı dönemlerde yaşadığına inanıyor. Bazı kemikler 50.000 ila 68.000 yıl kadar eski olabilirken, en eski kalıntıların 100.000 yaşında olduğuna inanılıyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

8- İrlanda’da Tunç Çağ’a Ait El Değmemiş Bir Mezar Keşfedildi

İrlanda’daki bir çiftlikte toprak düzenlemesi yapan işçiler tarafından, 3.000 yıldan daha eski olduğu düşünülen bir mezar keşfedildi.

Fotoğrafta görülen yeni keşfedilmiş mezar; kazı makinesi kullanan bir işçinin, mezar üzerindeki büyük bir taşı devirmesiyle gün ışığına çıktı. C: National Monuments Service, Ireland

Arkeologlar, Kerry bölgesindeki Dingle Yarımadası’nda yer alan mezarın “el değmemiş” olduğunu ve içinde bulunan oval şekilli gizemli taş gibi olağandışı özelliklerinden bazılarının, mezarı, antik dönemde ölü gömmenin erken örneklerinden biri haline getirdiğini söylüyor. Arkeologlar mezarın 2.500 ila 4.000 yıl önceye yani İrlanda’da Tunç Çağı’nın yaşandığı döneme ait olduğunu tahmin ediyor. Fakat mezarın yaş aralığını daraltmak için ileri seviye araştırmalar gerekiyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

7- Herculaneum’da, Vezüv Patlaması Can Kurtaranı Tespit Edildi

Herculaneum’da, yaklaşık 2.000 yıl önce Vezüv Yanardağı patlamasında ölen bir cankurtaranın iskeleti tespit edilmiş olabilir.

Can kurtaran görevi üstlenmiş üst düzey askerin kılıcını hemen yanında görebilirsiniz. C: Parco Archeologico Di Ercolano

Herculaneum’da 1980’lerde bulunan 300 insan iskeletinden, 26 numara ile tanımlanan kalıntıların sıradan bir askere ait olduğu sanılıyordu. Ancak yapılan araştırmalar, bu iskeletin, yanardağ faaliyeti sırasında kurtarma görevine katılan üst düzey bir subaya ait olduğunu ortaya çıkardı. 26 numaralı iskelet olarak tanımlanan kalıntıların, 40 ila 45 yaşlarında sağlıklı bir kişiye ait olduğu tahmin ediliyor. Bu alandaki diğer 300 iskelete yakın bir noktada bulunan teknenin ise bu kişileri kurtarmak için beklediği düşünülüyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

6- Antik Yunanlar, Önemli Bir Savaşta Yabancı Savaşçıları Kullanmış

2.500 yıllık toplu mezarlardaki iskeletlerin analizi, Antik Yunanların düşmanlarıyla savaşırken yabancı paralı askerlere güvendiğini gösteriyor.

Sicilya, Himera’daki Zafer Tapınağı, MÖ 480’deki ilk Himera Savaşı’ndan sonra inşa edildi. C: Wikimedia

Batı Akdeniz, yaklaşık 2600 ila 2300 yıl önce, bir dizi Yunan kent devletinin (Sicilya adasındaki Syracuse de dahil), güç üssü şu anda Tunus’ta bulunan Kartacalılara karşı savaşmasıyla birkaç çatışmaya tanık oldu. Şimdi isse araştırmacılar toplu mezarlarda bulunan 62 kişinin diş minesinden stronsiyum ve oksijen izotoplarını analiz etti. Analizler, bazı tarihi iddiaların doğrulanabileceğini ortaya çıkardı – iki savaş vardı, ilk çatışmadaki Himera kuvvetlerinin yaklaşık üçte ikisi yerel değildi, ikinci savaşta sadece dörtte biri oradan değildi ve Yunan askerleri şehir dışında yerel Himera’lılar ile birlikte savaştı. Ancak çağdaş açıklamalar tamamen doğru değildi: izotop kanıtları, yerel olmayan askerlerin çoğunun aslında Yunan olmadığını, Akdeniz’in ötesinden geldiğini gösteriyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

5- Roma Askerinin Mezarında Bükülmüş Kılıç Bulundu

Yunanistan’da, Roma imparatorluk ordusunda görev yapmış bir askerin mezarına konmadan önce ritüelistik bir uygulamayla katlanmış 1600 yıllık demir kılıç keşfedildi. 

Bazilika, Yunanistan, Selanik’te metro istasyonu çalışmaları öncesinde arkeologlarca bulundu.

Araştırmacılar, katlanmış kılıcın keşfinin şaşırtıcı olduğunu belirtiyor. Bunun nedeni, erken dönem kiliselerinden birine gömülmüş askerin yanında bulunan kılıcın katlanmasının pagan ritüellerinin bir parçası olması. Yapılan açıklamada, büyük olasılıkla bir paralı asker olan bu kişinin Roma yaşam tarzı ve Hristiyanlığı kabul etmesine karşın köklerini terk etmediğini belirtiliyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

4- Afrika’da Bilinen En Eski İnsan Mezarı Keşfedildi

Kenya’da bulunan 78.000 yıllık mezar, insanların cenaze törenleri uyguladıklarını ve ölüm hakkında sembolik düşüncelere sahip olduklarını gösteriyor.

Panga ya Saidi mağarasındaki bebeğin mezarı yaklaşık 78.000 yaşında, bu da onu Afrika’daki en eski Homo sapiens mezarı yapıyor. C: Jorge González / Elena Santos

Yaklaşık 78.000 yıl önce, günümüzde Kenya olan kıyıya yakın bir mağaranın derinliklerinde, küçük bir çocuğun vücudu özenle küçük bir mezara yatırıldı. Şimdi ise araştırmacılar, geçmişe bakmak için ileri bilimsel teknikler kullandı ve eski kalıntıların ayrıntılarını ilk kez ortaya çıkardı – bunun Afrika’daki bir Homo sapiens bireyin en eski kasıtlı mezarı olduğu keşfedildi. Çocuk öldüğünde sadece 3 yaşındaydı. Sanki uyumak ya da ısınmak için yan bir şekilde kıvrılmıştı ve çocuğun başı nazikçe bir minder üzerine yerleştirilmiş gibi görünüyordu. Bilim insanları kalıntıları, Swahili dilinde “çocuk” anlamına gelen “Mtoto” olarak adlandırdılar.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

3- Romanya’daki 35.000 Yıllık Bireyin Tüm Genomu Dizilendi

Araştırmacılar ilk kez, 35.000 yıl önce bugünkü Romanya’da yaşayan Peştera Muierii 1’in kafatasından alınan tüm genomu başarılı bir şekilde dizilediler. 

Tüm genomu başarıyla dizilen Peştera Muierii 1’in kafatası. C: Mattias Jakobsson

Bu bireyin yüksek genetik çeşitliliği, Afrika dışına göçün insani gelişmedeki büyük darboğaz olmadığını, bunun en son Buz Devri sırasında ve sonrasında gerçekleştiğini gösteriyor. Bugüne kadar 30.000 yıldan daha eskiye tarihlenen çok az tam genom dizilenebildi. Araştırma ekibi, artık Peştera Muierii 1 adlı bireydeki tüm genomu okuyabildiğine göre, Avrupa’daki modern insanlarla benzerlikler görürken, onun doğrudan bir ata olmadığını da görebiliyorlar.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

2- İnsanlar Amerika’ya Geçici Adaları Kullanarak Ulaşmış

Yeni bir araştırma insanların Bering Boğazı’nda bir süreliğine ortaya çıkan adalar üzerinden ilerleyerek Amerika kıtasına gelmiş olabileceklerini gösteriyor.

Bir sanatçı, Son Buzul Çağ’da Bering’deki avcı-toplayıcıların kampını canlandırıyor. C: Montreal/M. François Girard

Son Buzul Çağ sırasında binlerce yıl süren bir yolculuğa çıkan denizci göçmenler, sığ sular üzerinde doğuya doğru kürek çekerek Asya’dan günümüz Alaska’sına ulaştılar. Bir adadan diğerine seyahat ederek en sonunda kıyıya varan bu göçebeler, sahil ve yakın kıyı biyomlarından avladıkları hayvanlar, deniz otları, balıklar, yumuşakçalar ve kuşlar ile beslenerek hayatta kaldılar. Sayısız adadan oluşan güzergahları, bir kıtadan diğerine neredeyse 1500 km uzanan hareket eden takımadalar sayesinde mümkün oldu.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

1- Suriye’deki Basamaklı Platform, Bilinen En Eski Savaş Anıtıydı

Kuzey Suriye’deki 4.300 yıllık bir tümülüs, araştırmacılar tarafından belki de dünyanın bilinen en eski savaş anıtı olarak tanımlandı.

Tell Banat Kuzey, Suriye’de 1999’da sular altında kaldı.

MÖ 2300’den önce inşa edilmiş ve günümüzde Suriye’de bulunan tümülüs, dünyanın bilinen en eski savaş anıtı olabilir. Savaş arabaları kullanan askerlere ait olabilecek kalıntılar, yığılmış topraktan yapılmış bir anıtta ayrı kümeler halinde gömülmüş. Ancak, kazanan tarafa mı, kaybeden tarafa mı ait oldukları ya da çatışmanın ne hakkında olduğu belli değil.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

BONUS

İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ndeki Eserler Havalimanına Taşınıyor

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login