Eski kalıntılar üzerine yapılan detaylı bir araştırmaya göre veba, Geç Taş Devri sırasında Avrupa’da mevcuttu.
Yayımlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar, uzak doğudaki insanların toplu göçüyle ölümcül bakterinin Avrupa’ya girdiğini öne sürüyor.
Araştırmacılar, 500’den fazla iskelet örneğini taradı ve altı kişiden veba bakterilerinin tüm genomlarını elde etti. Bu altı kişi, Son Neolitik Çağ ile Tunç Çağı arasına tarihleniyordu.
Veba bulunan örnekler, Rusya, Almanya, Litvanya, Estonya ve Hırvatistan’daki bireylerin iskeletlerinde bulundu.
Max Planck Enstitüsü’nden makalenin eş yazarı Alexander Herbig, “Rusya ve Hırvatistan’da bulunan iki örnek, bugüne kadar yayınlanmış olan en eski veba bulunduran örneklerdi. Bunlar, Altay bölgesinde (Sibirya) daha önce yayınlanmış bir örnekle çağdaştı.” diyor.
Veba bakterisi, Yersinia pestis, 14. yüzyılda Avrupa nüfusunun yaklaşık %30-60’ını öldüren kötü şöhretli Kara Ölüm de dahil olmak üzere birkaç önemli tarihi salgının baş sorumlusuydu.
(Vebayı Defetmek İçin Kendini Cezalandıran Keşişlerin Kırbacı Bulundu)
Antik veba DNA’sının analizi, Neolitik ve Bronz Çağı’ndan gelen Y. pestis genomlarının hepsinin oldukça yakından ilişkili olduğunu gösteriyor.
Bu oldukça ilginç, çünkü analiz edilen kişiler çok geniş bir coğrafi bölgeden geliyor.
Araştırmanın bir diğer eş yazarı Aida Andrades Valtueña, “Bu durum, vebanın Avrupa’ya birkaç farklı zamanda aynı kaynaktan girdiğini gösteriyor. Ya da taş devrinde bir kez Avrupa’ya girmişti ve bir şekilde burada kalmıştı.” diyor.
Hangi senaryonun daha doğru olabileceğini açıklığa kavuşturmak için araştırmacılar, Antik DNA analizlerine ve arkeolojik verilere başvurdu.
Yaklaşık 4800 yıl önce, günümüzde Rusya ve Ukrayna’da yer alan Hazar-Pontik Bozkır Bölgesi olarak adlandırılan bir bölgeden Avrupa’ya geniş bir insan kitlesi yayıldı.
Bu insanlar Son Neolitik Çağ’dan önce Avrupalılarda bulunmayan, Sibirya’da ve Yerli Amerikalılarda da görülen farklı bir genetik bileşen taşıdılar.
Avrupa’daki en erken veba bulguları, “bozkır atalarının” buraya gelişiyle aynı zamana denk geliyor.
(Londra’da Metro Kazısından 3000 Veba Kurbanı Çıktı)
Dr Herbig bu durumun, Y. pestis‘in burada bir kaynak oluşturarak Orta Asya’ya geri yayılmadan önce, muhtemelen bozkırdan Avrupa’ya yaklaşık 4.800 yıl önce geldiği görüşünü desteklediğini söylüyor.
Analizler, ölümcül veba bakteri genlerinin o dönemde değişmeye başladığını gösteriyor. Ancak, bu değişikliklerin hastalığın ciddiyetini nasıl etkilediğini belirlemek için daha fazla çalışma gerekiyor.
Bununla birlikte, bu erken Y. pestis bakterilerinin, o dönemde de zaten büyük çaplı salgınlara neden olabilmesi kesinlikle mümkün.
Bu bölgedeki iklim değişikliğinin etkileri bir rol oynamış olabilir ancak buna rağmen bozkır insanları, vebası salgınından uzaklaşmak için hareket edebilirlerdi.
(2,000 Yıllık Dışkı Salgın Hastalıkların İpek Yolu’ndan Yayıldığını Gösterdi)
Hastalık aynı zamanda o dönemde Avrupa nüfuslarında görülen derin genetik değişikliklerle de karışmış olabilir. Bazı bölgelerde bozkır insanları, önceki Neolitik nüfusun yerini büyük oranda almış gibi görünüyor.
Max Planck Enstitüsü’nden Johannes Krause, “Bazı Avrupa nüfuslarının ya da bozkır insanlarının bu veba virüsüne farklı bir bağışıklık düzeyi geliştirmiş olması olası.” diyor.
Dr Herbig ise, “Veba, bu dönem boyunca göç süreçlerini teşvik eden bütün faktörlerden biri olabilir. Bununla birlikte, mevcut verilerimiz, Avrupa’daki belirli bölgelerin hastalığın farklı şekilde nasıl etkilendiğini görmek için yetersiz bir çözünürlüğe sahip.” diyor.
Araştırma ekibi, bir sonraki adım olarak, tüm Avrupa’dan daha fazla iskelet kalıntısının taramasını planlıyor.
BBC. 22 Kasım 2017.
Makale: Aida Andrades Valtueña, Alissa Mittnik, Felix M. Key et all. 2017. The Stone Age Plague and Its Persistence in Eurasia. Current Biology.
You must be logged in to post a comment Login