Uydu görüntülerini kullanarak birçok arkeolojik keşif yapan ünlü ‘uzay arkeoloğu’ Sarah Parcak, uzay arkeolojisinin dünyayı birleştirebileceğini söylüyor. Parcak’ın Word Economic Forum’da yazdığı köşe yazısını Türkçe’ye çevirdik.
Çalkantılı zamanlarda yaşıyoruz. Ekonomik belirsizlikler, popülist söylemlerde giderek artış gösteren küresel bir trend, göç konusundaki çatışmalar ve iklim değişikliği tehdidi gibi olumsuzluklar, olaylara pozitif yaklaşmamızı engellemekte. 24 saatlik bir haber akışı dikkatimizi daha fazla dağıtmakta. Bu birbirinden haberdar olma durumu bizi yaklaştıracağına daha da bölüyor gibi. Peki ne yapılabilir ve bundan önemlisi geleceğe umutla bakabilir miyiz ?
Yalnızca umut için değil, aynı zamanda bir geçmişi paylaşmış ve ortak bir kaderi olan hepimizin tek bir tür olduğumuzu göstermek için sizinle bir şeyler paylaşmak istiyorum. Arkeolojik araştırmalarda her anlamda kullanılabilecek haritalar oluşturmak için uydu görüntüleri konusunda uzmanlaşmış bir arkeoloğum. Bir arkeolog olmak bana bu çalkantılı zamanlarda bizlerin muazzam yaratılıcığına ve insanlığın potansiyeline dair bir perspektif kazandırdı.
Bu potansiyele inanıyorum, ama sadece insanlar için geleceğe dair bir umut vermek yeterli değil.
Hepimiz dünyaya kaşifler olarak geliyoruz, çevremizde dönen dünyayı düzgün görebildiğimiz ilk andan itibaren her şeye dokunuyor, her şeyi tatmak, duymak ve hissetmek istiyoruz. Bebekler yada küçük çocukların ilk kez gördükleri şeylere dair ilgileri, aynı zamanda ailelerinde dünyaya dair belki küçük ayrıntıları yeniden keşfedebilmelerine olanak tanıyor. Ancak, bir noktada bu kaşif ruh kaybolmaya başlıyor. Belki de bunun nedeni okul ya da sadece büyümek, ancak asıl neden bilimsellikten uzaklaşmak olmalı çünkü bilim dışında yollar seçenler bu merak duygularını da kolayca kaybedebilmekteler.
Ayrıca toplumun bireyleri için bir araştırmaya girişmek çok kolay bir şey değil tabi ki. Çoğu kişi gözünde araştırma, çok göz korkutucu olabilir veya bu fırsata nasıl erişeceğine dair hiç bir fikri olmayabilir. Benim için bu noktada en güzel ve merak uyandıran şey ise, yüzlerce insanın bana çocuklukta bir arkeolog olmayı hayal ettiklerini söylemeleri. Ancak bu kişiler herhangi bir nedenle başka mesleklere yönelmek zorunda kaldılar. Bunu tekrar ve tekrar duymak bana arkeolojik araştırmaları olabildiğince katılımcı bir hale getirebilmenin bir yolunu hayal etmemi sağladı.
Tek bir dileğim olsaydı: Dünyadaki milyonlarca bilinmeyen arkeolojik alanı keşfetmek. 21 yüzyılda küresel araştırmacılardan oluşan bir bilim ordusu oluşturarak, dünyanın ortak mirasını korumak için insanlığın kolektif yaratıcılığı ve direnişini kullanmak.
Ancak bu cüretkar dilek nasıl pratik bir gerçeğe dönüştürülebilir? Benim için bunun anahtarı, mükemmel bir ekip ve dünya standartlarında iş ortaklarıydı. Dileğimi gerçeğe dönüştürmek adına Globalxlplorer (GX) olarak adlandırılan çevrimiçi bir platform oluşturarak herkesin katkıda bulunabileceği ve dünya çapında yağmalanan veya yok olmakta olan kültürel miras alanlarını ekleyebileceği bir arkeoloji ağı oluşturdum.
İnsanların tıpkı imparatorluklar gibi gömülmüş keşif tutkularını yeniden keşfetmelerini istedim. GX ile amacımız, dünyayı arkeolog olmak için güçlendirmek ve onlara geçmişi hayal etmede ihtiyaç duydukları araçları ve içinde yaşayan insanları vermek. Yaptığımız, küresel çapta insanları bir araya getirerek ortak kültür mirasımızı korumak ve kurtarmak oldu.
Kullanıcılarımızdan aldığımız mesajlar her yaştan, milletten ve dinden iyimserlik ve heyecanla dolu. Araştırmayı demokratikleştirmeye adanmış bir çevrimiçi platform kısa bir sürede bu başarıyı elde edebildiği için geleceğimiz için umut olduğunu düşünüyorum.
Word Economic Forum için “Sarah Parcak” tarafından yazılmış köşe yazısı.
You must be logged in to post a comment Login