Gaziantep Büyükşehir Belediyesi AB’ fonlarından sağlanan 10 milyon Euro’luk destek ile Anadolu Arkeolojisi enstitüsü kurmaya hazırlanıyor.
Arkeoloji camiasının yıllardır dile getirdiği ve herhangi bir sonuç alamadığı Arkeoloji Enstitüsü fikri, Gaziantep B.B. tarafından AB destekli fonlar ile hayata geçirilecek. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve AB Bakanı Volkan Bozkır ise enstitüye desteklerini açıkladı.
2014 yılı Uluslararası Arkeolojik Kazı Sonuçları Değerlendirme Toplantısı’nda filizlenen fikir, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in girişimleriyle Kültür ve Turizm Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu’na yansıtıldı. AB, çalışmanın Avrupa kültür mirasına da katkı sağlayacağını düşünerek projeye büyük destek verdi. AB’den sağlanan 10 milyon Euro’luk destek ve yüzde 10 ulusal fonlarla karşılanacak olan proje yakın zamanda hayata geçirilecek. Yani Türkiye Arkeoloji alanında çalışmalar, toplantılar, seminerler, kazılar, çalıştaylar ve daha nicesini yapacak olan bir enstitüye kavuşacak. Enstitü bünyesinde dinler tarihi kütüphanesi kurulacak. Enstitü çalışmalarına ise Nisan ayında yabancı katılımlarla beraber başlanılacak.
Cevap Verilmesi Gereken İlk Soru: “Elinizde ne var?”
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise konuyla ilgili şunları söyledi: “12 yıla yakın parlamenterliğim döneminde de elimden geldiğince Gaziantep’in tarihi ve kültürel miras alanları ile ilgili girişimlerde bulundum. Doğduğum, büyüdüğüm, yaşadığım topraklardaki bu önemli mirasın hep farkındaydım. Birilerini evinize davet eden bir ev sahibesi olarak cevap vermeniz gereken ilk soru ‘elinizde ne var?’ oluyor. Bu sorunun bizdeki önemli cevaplarından biri arkeolojik buluntular. Ama onları da dünyaya yeterince tanıtamıyoruz. Gaziantep’teki sempozyumda yıllardan bu yana Anadolu Arkeolojisi ile ilgili bir enstitü olmadığını öğrendim. Konuyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığımızla, AB Bakanımız Volkan Bozkır’la, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu ile iletişime geçtik. Yani anlayacağınız arkadaşlarımızla ciddi bir mekik diplomasisi yaptık. Projenin, Avrupa kültürüne yapacağı katkılar Avrupa Birliğinin en çok dikkatini çeken yönü oldu ve geçen haftalarda kabul edildi.’’
Peki Soru İşaretleri Neler?
Enstitü gerçekten bahsedildiği seviyede mi çalışma yürütecek? Bölgesel ölçekli mi, yerel ölçekli mi, ya da Tüm Türkiye için bir kapsayıcılığa sahip mi olacak? Projeden desteklerini esirgemeyen Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu projeye destek olurken, arkeologların da seslerine kulak vererek ulusal bazda bir enstitü için hareket geçecek mi? ya da bu enstitünün ulusal bazda olması halinde nasıl bir yol izlenecek? Enstitü belediye bünyesinde mi yoksa bakanlık bünyesinde mi olacak? Kazı fonları enstitüye aktarılarak iş memurların ellerinden alınarak arkeologlara teslim edilecek mi? Enstitü Türkiye arkeolojisinde bir bağlantı ağı oluşturabilecek mi? Yani Türkiye, arkeolojinin büyük sorunlarından olan birbirinden kopuk çalışma-yürütme problemine çözüm sunabilecek mi? Hepsi ve buraya ekleyemediğimiz fazlası arkeologlar için cevap bulması gereken sorular olarak gözüküyor. Ayrıca bu enstitünün kurulması, her ne kadar pek çok soru işaretini içinde barındırıyor olsa da bundan sonraki çalışmalara örnek olması ve arkeologlar için istihdam sağlayabilecek olmasıyla da oldukça önem arz ediyor.
Türkiye’nin Enstitü Tarihi
Türkiye’de, Türkiye’ye ait ilk enstitü 1934 yılında İstanbul Üniversitesi bünyesinde kuruldu. Daha sonrasında ise Arkeoloji Kürsüsü halini aldı. O dönemden bu yana ise bireysel ve üniversite bazlı uğraşlar sonucunda bir kaç enstitü daha kuruldu. Ancak Türkiye’de bu çalışmalar öncesinde 1929 yılında Alman, 1946 yılında İngiliz Arkeoloji Enstitüleri kuruldu ve uzun süre yoğun arkeolojik çalışmalarda bulundular. Bunlara ek olarak Japonya, Hollanda, Fransa, Amerika Arkeoloji Enstitüleri Departmanları ile ülke içinde şu ana kadar pek çok çalışmaya ev sahipliği yapmıştır. Ancak bu yabancı enstitüler arasında Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün, Türkiye arkeolojisine olan katkısı yadsınamaz derecede fazladır. Bunun yanında Türkiye Arkeolojisi çalışmalarının birbiriyle iletişim halinde yürütülmesi, yayına konulması, çalıştaylar, seminerler, kitaplar, süreli yayınlar ve kitaplıklar ile desteklenmesi konusunda bir birleştirici görevi gören bu kurumlardan yoksun bir şekilde günümüze gelmiştir. Türkiye arkeolojisinin amiyane bir tabirle “birbirinden haberi olması” için her sene kazı sezonu sonunda kazı sonuçları toplantısı düzenlenmektedir.
Son soru; Peki Türkiye bilimsel açıdan oldukça önemli olan enstitü için AB destekli bir belediye projesinin ötesine geçerek kendi fonlarıyla bilimde bir adım atmayı düşünüyor mu?
radikal.com.tr
You must be logged in to post a comment Login