Orta Paleolitik çağdaki erken insanlar, önceden varsayıldığından çok daha çeşitli bir beslenme düzenine sahipti.
Neandertallerin ateş yakabilmesi ve bunu diğer şeylerin yanı sıra yemek pişirmek için de kullanabilmesi, onların zekalarının bir göstergesi.
Neandertaller'in Avrupa'dan kaybolması düzenli bir şekilde gerçekleşmedi ve bu yok oluşta düşünülenden daha fazla faktör etkili oldu.
Eski diyetler üzerine yapılan önceki çalışmalar, Buzul Çağı insanları için önemli bir karbonhidrat kaynağı olabilecek şeyi gözden kaçırdı!
Tibet Platosunda yaşayan eski toplumlar üzerine yapılan yeni araştırma, mandıracılığın düşünülenden çok daha erken başladığını gösteriyor.
Yerli halkların diyetlerine ilişkin tarihsel anlatılar, arkeologların eski menüleri yeniden düşünmesine neden oluyor.
İlk kez, Allosaurus ve T. rex gibi büyük theropodların beslenme alışkanlıklarını anlamak için dental mikro aşınma doku analizi kullanıldı.
Paleobiyologlardan oluşan bir ekip, en eski dinozorların etçil, hepçil ve otçul türlerden oluştuğunu öne sürüyor.
Pleistosen atalarımızın diyetleri üzerine yapılan bir araştırmaya göre, Paleolitik mutfak çoğunlukla etten oluşuyordu.
Güneydoğu Avrupa'da 8.000 yıl önce yaşamış insanların diyetleri, çömleklerdeki yiyecek kalıntılarının analiziyle belirlendi.
Yüksek statülerine rağmen, Anglo-Sakson kraliyet üyeleri düzenli olarak bol miktarda et ve balık yemiyordu.
Yetişkin uluyan maymunlar, kaynaklar kıtlaştığında oyun seviyelerini artırarak, çatışmaları önlüyor ve grup gerilimini azaltıyor.
Araştırmacılar, iklimin 7.000 ila 400 yıl önce önce Orta And Dağları'nda beslenme üzerinde çok fazla etkiye sahip olduğunu belgelediler.
Eğer ağzımızda yeterince yer yoksa neden hala 20 yaş dişleri çıkartıyoruz ve neden diğer kalıcı dişlerimizle birlikte çocukken çıkmıyorlar?
3810 metre yükseklikte, Titicaca Gölü çevresinde yaşayan antik And yerlileri, zorlu koşullarda bazı süper gıdalara güveniyordu.
Yapılan yeni bir araştırma, bir ila üç milyon yıl önce yaşamış yakın bir akrabamız olan Paranthropus'un diyetini yeniden sorguluyor.
Yapılan yeni bir çalışma, hayatta kalmak için çoğunlukla ete bağımlı olan avcı-toplayıcı grupların daha az bireyden oluştuğunu gösterdi.
Tunç Çağı çiftçileri, inekleri diğer evcilleştirilmiş hayvanlara kıyasla daha öncelikli bir beslenme stratejisi uygulamış olabilirler.
Seramikler üzerindeki organik kalıntılar, İslami yönetim altındaki Sicilya'nın Orta Çağ mutfaklarını anlamak için değerli bir kaynak sağlıyor.
Sibirya'daki Neandertal kemiklerinin ve diş taşlarının analizi, yayılış alanlarının doğu sınırında beslenme ekolojilerine ışık tutuyor.