Paskalya Yerlilerinin Çöküşü Avrupalılarla İlişkili Çıktı

Paskalya adası yerlilerinin çöküşü sanıldığı gibi kendi kendine olmamıştı ve bunda Avrupalıların büyük bir payı vardı.

Moai heykelleri.

Paskalya Adası halkının çöküşü, genellikle insanların sömürüsü ve ekosistemin çöküşü gibi nedenlere bağlanır. Hikayeye göre, son ağaç düştüğünde, insanlık da düşmüştü.

Bu, birçok kez tekrarlanan ve genellikle gerçek olarak kabul edilen bir anlatıdır, ancak son yıllarda Rapa Nui halkının kendi yok oluşları için yanlış bir şekilde suçlandıklarını gösteren kanıtlar artıyor.

(Paskalya Halkı Sanılanın Aksine Birbiriyle İyi Geçiniyordu)

Yeni araştırmalar, bu adalıların, en az 1750 yılına kadar ikonik Moai heykelleri için platformlar oluşturduğunu, toplumun 1600 civarında varsayımsal çöküşün ötesine ve daha sonra yabancı denizcilerin gelmesine ve ötesine geçtiğini gösteriyor.

Antropolog Robert DiNapoli, “Genel düşünce, Avrupalılar ilk ortaya çıktıklarında gördükleri toplumun çökmüş olduğu düşüncesidir. Ancak sonuç olarak, anıt dikmek ve yatırımlar yapmak, bu ziyaretçiler geldiğinde hayatlarının hala önemli parçalarıydı.” diyor.

Adanın yerel olarak ‘ahu’ olarak bilinen 150 taş platformunun 11’inde bulunan radyokarbon, çöküş anlatısının geleneksel bileşenlerine doğrudan meydan okudu.

Moai heykelleri, Ay ve Venüs. C: Yuri Beletsky Nightscapes.

Polinezyalıların Paskalya Adası’nı ilk kez 12. yüzyılın sonları ile 13. yüzyılın başlarında sömürgeleştirdikleri düşünülüyor; yeni bulgulara göre, taş anıtların inşaatı yaklaşık elli yıl sonra başlamıştı.

İyi kronolojik verilere sahip birkaç anıta odaklanan araştırmacılar, 14. ve 15. yüzyılın ortaları arasında hızlı bir ahu inşaat dönemi olduğunu ve bunu 18. yüzyıl boyunca nispeten daha yavaş bir inşaat döneminin izlediğini iddia ediyorlar.

(Paskalya Yerlileri Güney Amerikalılarla Bağlantılı Çıkmadı)

Aslında, analiz edilen taş platformlardan biri, adanın ilk kolonileştirilmesinden yaklaşık 600 yıl sonra, 1825’e kadar inşa edilmiş olabilir.

Bu tarih, tahminin en uç noktasında olsa da, genel taslak olarak doğru olsa bile, Paskalya Adalılarının, toplumlarının çöktüğü söylenen zamandan çok sonra bu bile pahalı kaynaklı anıtları inşa etmek için zaman ve çaba harcadıkları anlamına geliyor.

Antropolog ve arkeolog Terry Hunt, “Paskalya Adası’nın eski toplumu sınırlı kaynaklara ve izolasyona rağmen idare edebiliyordu. Adalılar, Avrupa temasının yıkıcı etkilerini takiben anıtlara şaşırtıcı yatırımlarına devam ettiler.” diyor.

Tarihsel kayıtlar da bu fikri destekliyor. 1722 yılında adaya gelen ilk Hollandalı denizciler, yerlilerin Moai heykellerinin önünde ritüeller gerçekleştirdiklerini bildirdi. 1770’de İspanyol kaşifler de benzer bir şeye tanık olduklarını yazıyor.

Rapa Nui halkı tarafından yapılmış anıtsal Moai heykellerinden biri.

Ancak sadece dört yıl sonra, İngiliz kaşif James Cook ve ekibi kıyıya çıktıklarında anıtları devrilmiş olarak buldular.

Bugün, Rapa Nui toplumunun çöküşünün gerçek nedeni hararetli bir şekilde tartışılıyor, ancak yıllar boyunca sadece birkaç kişi Avrupalıların bu konuda rol oynadığını veya en azından “bitirmekten” sorumlu olduklarını kabul etti.

Palmiye ağaçları ortadan kayboldukça, gıdalar azaldı ve Paskalya Adası’nda savaş başladı, Avrupalıların gelişi son kıvılcım olabilir.

Yine de, başlangıçta bile, bu kesin ve basit bir ekosistem çöküşü vakası değildi. Son araştırmalar, Rapa Nui’deki ormanların, insanların kendi başlarına başaramayacakları kadar hızlı bir şekilde yok olabileceğini ve bunun, yanlış yerleştirilmiş aç sıçanların akınıyla ilgili olabileceğini gösteriyor.

Ve elbette başka insanlar da vardı. Pasifik’in uzak köşesinde bile, Rapa Nui kaçak kemirgenlerden veya yabancılardan dolayı güvende değildi.

1800’lerde, Güney Amerika köle baskınları adanın yerli nüfusunun yarısından fazlasını aldı ve 1877’de, onlarca yıllık süren hastalıklar, yıkım ve zorla göçün ardından sadece 111 Rapa Nui kaldı. Avrupalılar adaya vardığında, hastalık, cinayet, köle baskınları ve diğer çatışmalar nedeniyle birçok belgelenmiş trajik olay var.

Başka bir deyişle, Rapa Nui halkı kendiyok oluşlarından beyaz yerleşimciler ve kâşifler tarafından harap edilen diğer yerli toplumlardan daha fazla sorumlu olmayabilir.


Science Alert. 14 Şubat 2020.

Makale: DiNapoli, R. J., Rieth, T. M., Lipo, C. P., & Hunt, T. L. (2020). A model-based approach to the tempo of “collapse”: The case of Rapa Nui (Easter Island). Journal of Archaeological Science, 105094.

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login