Meksika’da Mayalara Ait Arıcılık Aletleri Bulundu

Yucatán Yarımadası’ndaki arkeologlar, Kolomb öncesi uygarlığın iğnesiz arılardan bal toplamak için kullandığı birkaç taş kapak buldu.

Madrid Kodeksindeki bu sayfa Maya bal hasadını tasvir ediyor. (C: Charles Étienne Brasseur de Bourbourg)

3.000 yıl öncesine kadar uzanan bir geçmişte, antik Mayalar arıcılıkla uğraşıyorlardı. Bugün hala Yucatán Yarımadası’nda devam eden bir gelenek olan kutsal iğnesiz arı yetiştiriciliği, hem ekinleri için tozlaşma hem de yiyecek, ritüel ve ilaç olarak kullanmak üzere bal sağlıyordu.

Yakın zamanda Meksika’nın Quintana Roo eyaletindeki arkeologlar, bu yerli arıcılarla bağlantılı aletler keşfettiler: Mayaların bir zamanlar arılarını barındıran oyuk kütükleri tıkamak için kullandıkları üç oyma kireçtaşı kapak.

Meksika Ulusal Antropoloji ve Tarih Enstitüsü’nden (INAH) arkeolog Carlos Fidel Martínez Sánchez, panuchos olarak da bilinen dairesel kapakların yaklaşık 20’ye 25 cm boyutlarında olduğunu söylüyor. Eserler, yaklaşık 950 yılından İspanyol işgalinin gerçekleştiği 1.500’lü yılların başına kadar uzanan Maya Klasik-sonrası dönemine tarihleniyor. Sánchez, eserlerden yalnızca birinin iyi korunmuş olduğunu, diğer ikisinin ise aşırı derecede aşınmış olduğunu söylüyor.

(İlgili: Mayalar, Top Sahasının Altına Halüsinojenik Bitkiler Bırakmış)

Başlangıçta araştırmacılar bir duvar kazdıklarına inanıyorlardı. Ancak kapakları keşfettikten sonra, alanın bir zamanlar bir arı kovanı olduğu, özellikle de Mayaların “kutsal arısı” Melipona beecheii’yi yetiştirmeye adanmış bir “meliponary” olduğu sonucuna vardılar. Meksika’ya özgü bu iğnesiz arı türünün nesli artık tehlike altında. Bu arılar, ağaç kovuklarında küçük koloniler halinde yaşıyor ve güçlü, turunçgillere özgü bir bal üretiyor.

Kireçtaşı kapaklar, bir zamanlar arıların yuva yaptığı oyuk kütükleri tıkıyordu. (C: INAH)

Indianapolis Üniversitesi’nde böcekbilimci olan Meghan Barrett, bu balın çok daha lezzetli, daha akıcı ve daha çiçeksi olduğunu ama çok daha az miktarda üretildiğini, bu yüzden çok daha fazla arıya ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

Yucatán Yarımadası’ndaki yerli halk binlerce yıl boyunca bu arı türünü yetiştiriyor ve ballarını hem mutfakta tatlandırıcı hem de sindirim ve solunum sorunlarına çare olarak kullanıyordu. Arılar aynı zamanda manevi bir öneme de sahipti. Eski Maya rahipleri yılda iki kez yapılan bal hasadını denetler ve dini törenlerde arıları onurlandırırdı. Maya tanrısı Ah Mucen Kab, arıların ve balın tanrısı olarak saygı görüyordu. Ah Mucen Kab, Klasik-sonrası dönemden günümüze ulaşan üç Maya el yazmasından biri olan 1.100 yıllık Madrid Kodeksi’nde sıkça yer alıyor. Kodeks ayrıca arıcılık yöntemlerini de detaylandırıyor.

Kazı ekibi taş kapakların yanı sıra boncuklar, seramikler, çakmaktaşı, bir balta ve bir çekiç gibi çeşitli eşyalar da buldu. Arkeolog Hernández Estrada’ya göre, bu bölgede bulunan çok sayıda eser Maya halkının günlük yaşamını gözler önüne seriyor. Araştırmacılar, Yucatán’daki antik bölgeleri ve şehirleri birbirine bağlayan bir demiryolu olan Maya Treni’nin devam eden gelişimine hazırlık amacıyla bölgeyi araştırıyorlar.


Smithsonian Magazine. 23 Mayıs 2024.

You must be logged in to post a comment Login