Kariye Müzesi Cami Olarak İbadete Açılıyor

Kariye’ye müze statüsü veren 1945 tarihli Bakanlar Kurulu kararını Danıştay’ın iptal etmesinin ardından, Kariye Müzesi’nin Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesine ve cami olarak ibadete açılmasına karar verildi.

İstanbul’un Fatih ilçesinde tarihi 6’ıncı yüzyıla dayanan ve Bizans döneminden günümüze iyi korunmuş bir şekilde gelen Kariye Müzesi’nin Resmi Gazete’de yayınlanan karar ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılmasına karar verildi.

(Kariye Müzesi’nin Camiye Dönüştürülme Çabası Üzerine)

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan Cumhurbaşkanı kararında, Danıştay 10. Dairesi’nin 11 Kasım 2019 tarihli kararı kapsamında Kariye’nin camiden müzeye dönüştürülmesine dair 1945 yılındaki Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesi üzerine “Kariye Camii’nin yönetiminin… Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılmasına karar verilmiştir” denildi.

Kariye

71 yıldır müze olarak kullanılan Kariye, Khora Manastır kompleksinin kilisesi olarak 14. yüzyılda inşa edildi. Ancak manastırın erken tarihi 7. ila 9. yüzyıl arasında yazılı kaynaklardan izlenebiliyor. 1957 – 58 yıllarında yapılan arkeolojik kazılarda ise alt katmanlarda 6. – 7. yüzyıllara ait niteliği belirsiz kalıntıların yanı sıra 11. ve 12. yüzyıllarda inşa edilmiş kiliseye ait olduğu düşünülen kalıntılarda tespit edilerek, yapının mimari tarihi açısından önemli verilere ulaşıldı.

İstanbul’un fethinden sonra 1511 yılında Sultan II. Bayezid’in sadrazamlarından olan Atik Ali Paşa tarafından camiye çevrilen yapıdaki fresklerin ve mozaiklerin bir bölümü örtüldü.

Yapı 1948 yılında müzeye dönüştürüldüğünde 1960 yılına kadar süren restorasyon çalışmaları ile mozaik ve freskler yeniden açığa çıkarıldı. Freskler, Bizans Dönemi resim sanatının günümüze ulaşan önemli örnekleri arasında. Mozaikler ise figürlerdeki derinlik ve hareketlilik ile Rönesans sanatının habercisi kabul ediliyor.

Kariye 14. yüzyılda yapılan hayranlık uyandırıcı fresk ve mozaiklerini Logothetes (hazine sorumlusu) Theodoros Metokhites’e borçlu. Dış nartekste (Doğu Roma bazilika ve kiliselerinde genellikle batı giriş bölümü) Hz. İsa’nın hayatı, iç nartekste ise Hz. Meryem’in hayatını anlatan mozaikler bulunuyor. Canlı bir anlatıma sahip olan freskler de Hıristiyan teolojisinden önemli sahneleri betimliyor.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login