Günümüz Uygarlıkları Geriye Ne Tür Fosiller Bırakacak?

Milyonlarca yıl sonra belki gelişmiş insanlar belki de gezegenimizi ziyaret eden uzaylılar günümüz uygarlıklarının kalıntılarını araştıracak. Peki böyle bir durumda ne bulacaklar ve çevremizdeki canlılarla olan ilişkimizi nasıl yorumlayacaklar?

Batı Illinois’de bulunan bu 10.000 yıllık köpek gibi evcil köpeklerin kalıntıları, geleceğin arkeolojik kayıtlarında çok daha yaygın olabilir.

Yapılan yeni bir çalışma bazı ipuçları ortaya koydu. Missouri Western State Üniversitesi’nde bir paleobiyolog olan Karen Koy ve Chicago, Illinois Üniversitesi’nde bir paleontolog olan Roy Plotnick fosilleşme, gömülme yöntemleri, hayvancılık ve daha birçoğu üzerine yazılmış yaklaşık 200 makaleyi gözden geçirdi.

(Binlerce Yıl Sonraki Arkeologlara Bırakılacak Belgeler Hazırlanıyor)

Science dergisi, onlarla geleceğe yönelik tahminlerinden bazıları hakkında sohbet etti.

S: Milyonlarca yıl sonra fosillerimizi tam olarak kimler bulacak? Gelişmiş insanlar mı? Yoksa uzaylılar mı?

Roy Plotnick: Elbette bu şu soruyu akla getiriyor: İnsanlık o kadar uzun süre hayatta kalabilecek mi? Bir bilimkurgu hayranı olarak iyimser olacağım ve evet, muhtemelen hayatta kalacağız ve torunlarımız bir noktada geriye dönüp bakacak. Bunun en azından uzaylılar ihtimalinden daha muhtemel olduğunu düşünüyorum.

S: Günümüz insanları hayatımızın her saniyesini belgeliyor, gelecekte fosillere ihtiyaç bile duyulacak mı?

R.P. : Çok fazla kıyamet sonrasında geçen bilim kurgu okursanız, hemen hemen her durumda kaybolan şeylerden biri yazılı kayıtlar, bilgisayar kayıtları ve bunun gibi şeyler. Peki elimizde geriye dair ne kalır? Toprağa gömülü olan şeyler.

Karen Koy: Bu kayıtlarımız olsa bile, çoğu zaman kodu çözülemiyor. Birisi kısa bir zaman önce çeşitli ip ve iplik türlerinde düğümlerle kodlanmış bir Güney Amerika medeniyetinin kayıtlarını çözmeye çalıştı ve kayıtlar binlerce yıl önceye dayanıyor. Uyumsuz olduğu için modern bilgisayarların tanımlayamadığı on yıllar öncesine dayanan bilgisayar kayıtları ve kodları var. Bundan bir de 2 milyon yıl sonrası nasıl olur hayal edin.

S: Makalede geçmiş dönemlerde fosillerin oluştuğu yerlerin artık farklı olduğunu belirttiniz. Bu nasıl oluyor?

R.P.: Mağaralar, her türlü sulak alanlar, nehir kanalları, akmaz göller veya bataklıklar gibi fosillerin oluştuğu doğal yapılara bakarsanız, bunların hepsinin insan faaliyetleri tarafından büyük ölçüde etkilendiğini görürsünüz. İnsanlar artık nehirler üzerine barajlar kurabiliyor, bataklıkların suyunu çekebiliyor. Araştırmacılar, insan etkisinin en az doğal süreçler kadar ya da daha da büyük ölçüde doğal ortamlarda etkili olduğunu öne sürüyor. 

S: İnsanlar ve günümüzdeki hayvanlar öldüğünde geriye belirgin bir “Antroposen cesedi işareti” bıraktıklarından bahsettiniz. Bu tam olarak neye benziyor?

K.K.: Modern tıp ve antibiyotikler sayesinde insan nüfusu 20. yüzyılın ortalarında bir sıçrayış yaşadı. Bu da mezarlıklarda çok daha fazla insanın düzenli bir şekilde gömüldüğü anlamına geliyor. Dinozorlarda olduğu gibi kemikler artık dağınık değil. Bu sıralı şekilde yapılan mezarlar dünya çapında böyle, bu nedenle insan kalıntılarını her yerde aynı şekilde bulabilirsiniz. “Tüyler ürpertici” demek ne kadar doğru olur bilmiyorum ama başka türden bir uzaylı olduğunuzu ve yeryüzünün her yerinde belli bir düzende sıralanmış bedenlerle kaplı Dünya’yı bulduğunuzu hayal edin, bunun nasıl görüneceğini bir düşünün.

S: Gelecekteki fosil kayıtlarında hangi hayvanların bulunma olasılığı daha yüksek?

R.P.: Kesinlikle tavuklar çünkü sayıları çok fazla. Ayrıca aynı nedenden dolayı inekler ve domuzlar. İnsanların, domuzların ve ineklerin bu kadar çok sayıda olması inanılmaz. Vahşi hayvanların nüfusu onlarınkine yaklaşamaz bile.

 S: Gelecek paleontologlar evcil hayvanları, vahşi atalarından nasıl ayırt edecekler?

K.K.: Eti için hayvan yetiştirirken, kas kütlesi bakımından değerlendirme eğilimindeyiz. Yani kemiklerin hayvanın ağırlaşan vücut ağırlığını taşıyabilmesi için daha da kalınlaşmasını bekliyoruz. Köpekler ve kediler gibi evcil hayvanları da, küçük burunlu ve daha büyük gözlü köpekler gibi, sevimli şeyler için yetiştiriyoruz. Dolayısıyla yetiştirildikleri şekle bağlı olarak paleontologlar, “Bu evcilleştirilmiş bir tür olabilir ya da bu et veya iş gücü için yetiştirilmiş bir çiftlik hayvanı olabilir” demesini sağlayacak birçok farklı özellik olacak. 

S: Sizce geleceğin arkeologları, fosil kayıtlarda gördüklerine dayanarak kediler ve köpeklerle olan ilişkilerimiz hakkında ne düşünecekler?

K.K.: Tüm hayvanlar içinde köpeklerin ve kedilerin insanlara benzer bir şekilde gömülmesi daha olası. İnsan anma parklarına benzer şekilde kurulmuş evcil hayvan mezarlıkları bulunuyor. Eğer böyle bir şeye denk gelirlerse, insanların rastgele bir sürü domuz attığı bir çukurdan farklı bir şey olduğunu fark edeceklerdir. Sanırım köpeklere ve kedilere karşı olan hislerimizin; domuzlara, ineklere ve tavuklara karşı hislerimizden farklı olduğu belli olacak.

R.P.: Onlara taptığımızı düşünecekler mi? Hiç bir fikrim yok. Dini açıklamalar klişe bir cevap olur ancak umarım gelecekteki araştırmacılar bundan daha bilgili olur.


Sciencemag. Eva Frederick. 6 Ocak 2020.

Makale: Plotnick, R. E., & Koy, K. A. (2019). The Anthropocene Fossil Record of Terrestrial Mammals. Anthropocene, 100233.

Dokuz Eylül Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık bölümü lisans mezunu.

You must be logged in to post a comment Login