Antik Mısır’a ait tanımlanamayan bir heykeldeki firavun ve asil olmayan kişinin kimlikleri nihayet deşifre edilmiş olabilir.
Bir araştırmacıya göre, biri firavun olmak üzere iki kişiyi tasvir eden Antik Mısır heykelinin gizemi artık çözülmüş olabilir. Ancak herkes yeni değerlendirmeye katılmıyor.
Kireç taşından oyulmuş üç boyutlu heykel, diz çökmüş bir kişinin kucağında oturan bir firavunu tasvir ediyor. Firavunun heykeli gerçek boyutlu değil ve üzerinde bir uraeus (yılan) bulunan mavi bir taç (bazen savaş tacı olarak da adlandırılır) giymiş olarak gösterilmiş. Sanat eseri şimdi İskoçya Ulusal Müzeleri’nde bulunuyor.
İskoçya Ulusal Müzeleri’nde eski Akdeniz’in baş küratörü Margaret Maitland, Antik Mısır’da firavunların üç boyutlu heykellerde kraliyet dışı insanlarla birlikte tasvir edilmediğini söylüyor. Maitland ayrıca 2022 yılında bir firavunla kraliyet dışı bir kişinin varlığının onu “imkansız” bir heykel gibi gösterdiğine dikkat çekti.
(İlgili: Mısır’ın İlk Kadın Firavunu Kimdi?)
Maitland, heykelin Mısır’ın neresinden geldiğini belirlemek için arşiv araştırması yaptı. 1850’lerde arkeolog Alexander Henry Rhind liderliğindeki bir ekip tarafından Krallar Vadisi yakınlarındaki Deir el-Medina’da ortaya çıkarıldığını buldu. Deir el-Medina’da yaşayan eski insanlar, firavunların mezarlarını inşa etmekle görevliydi.
Maitland, Deir el-Medina’da bulunan diğer heykellerin yanı sıra eski tarihi kayıtları ve bölgeden gelen diğer arkeolojik kalıntıları inceledi. Deir el-Medina’daki bazı kıdemli kişilerin firavunu Mısır’ın başka yerlerindeki insanların yapamayacağı şekillerde tasvir etmesine izin verildiğini buldu.
II. Ramses’in hükümdarlığı sırasında (yaklaşık MÖ 1279 – MÖ 1213), Deir el-Medina’da krala adanmış bir heykele tapan kült gelişti. Maitland, firavuna tapınmanın ve onu tasvir eden heykellerin inşasının kraliyet ailesi tarafından teşvik edildiğini yazdı.
Maitland’a göre, zanaatkarların kraliyet mezarlarının yapımında oynadıkları temel rolün yanı sıra kralların gömülmesinin Mısır siyasi sistemi için ne kadar merkezi olduğunu göz önünde bulundurarak, krala bağlılık geliştirerek Deir el-Medina’yı yöneten sosyal yapının istikrarını korumak önemliydi.
Başka bir deyişle, Mısırlılar normalde firavunları ve asil olmayanları birlikte yontmaktan caydırılsa da, belirli zamanlarda ve yerlerde buna göz yumuldu. Maitland ayrıca kitapta, bu heykelin firavunun kendisini değil, firavunun heykelini tasvir ediyor olmasının, varlığını daha kabul edilebilir kıldığını yazdı.
Maitland, heykelde tasvir edilen firavunun muhtemelen II. Ramses’in bir heykeli olduğunu söylüyor. Firavunun arkasında diz çökmüş olarak gösterilen kişinin muhtemelen topluluğun lideri olan kıdemli bir katip olan Ramose olduğunu da sözlerine ekliyor.
Maitland, büyük bir ipucunun Ramose’un kimliğine işaret ettiğini belirtiyor. Bu kişi, antik Mısır’da erkeklerin giymesi için ender bir eşya olan çiçekli bir çelenk takmış olarak gösteriliyor. Bununla birlikte, araştırmasına göre, Deir el-Medina’dan Ramose’yi çelenk takarken gösteren ahşap bir heykel de var.
Ancak bu yorum, diğer arkeologlar tarafından çok kabul görmüyor.
Johns Hopkins Üniversitesi’nde Yakın Doğu çalışmaları profesörü olan ve bu araştırmaya dahil olmayan Betsy Bryan, bu heykelin bir firavun heykeliyle birlikte bir adamı tasvir ettiğini kabul ediyor. Bryan, firavunun II. Ramses olabileceğini, ancak bunun daha çok I. Amenhotep’in (MÖ 1525 – MÖ 1504 yılları arasında hüküm sürdü) bir tasviri olabileceğini söylüyor.
Bryan, Amenhotep’in “Deir el-Medina’nın koruyucu tanrısı” olduğunu ve ayrıca bu firavunun ancak ölümden sonra tanrılaştırılmış olabileceğini söylüyor. Bu durum, heykel II. Ramses döneminde yapılmış olsaydı, Deir el-Medina’daki insanların tasvir edilmek üzere I. Amenhotep gibi ölü bir firavun seçeceği anlamına geliyor.
Live Science. 28 Nisan 2023.
You must be logged in to post a comment Login