Gaga Kemiği Bu Pterozoru Diğerlerinden Farklı Kılıyor

Uzun, ince, dişsiz gagası nedeniyle daha önce bilinen diğer pterozorlara benzemeyen, hindi boyutlarında yeni bir pterozor türü keşfedildi.

Bir sanatçının Leptostomia begaaensis illüstrasyonu. C: Megan Jacobs, Portsmouth Üniversitesi

Fosilleşmiş gaga parçası şaşırtıcı bir bulguydu. Başlangıçta bu fosilin bir balığın yüzgeç omurgasından bir parça olduğu varsayıldı. Ancak paleontologlar, sadece pterozorlarda görülen olağandışı kemiğin dokusunu tespit etti ve bunun bir gaga parçası olduğunu fark etti.

Çalışmanın yazarlarından Profesör David Martill, “Daha önce bu küçük pterozora benzer bir şey görmedik. Gaganın tuhaf şekli o kadar benzersizdi ki ilk başta fosillerin bir pterozor olduğunu düşünmedik.” diyor.

(Yeni Keşfedilen Pterozor, Uçan En Büyük Hayvanlardan Biriydi)

Bu özel kemiğin bulunduğu Fas’ın Geç Kretase dönemine ait Kem Kem tabakalarının dikkatli bir şekilde araştırılması, hayvanın ek fosillerini ortaya çıkardı. Bu da ekibin, kivi kuşu gibi uzun ve sıska bir gagaya sahip yeni bir tür olduğu sonucuna varmasını sağladı.

Projenin baş yazarı, doktora öğrencisi Roy Smith, “Fas’ta saha çalışması yaparken, bu alt çeneyi, Dr. Longrich’in bulduğu bu eşsiz fosil hayvanın üst çenesine uyacak şekilde keşfetmekten ne kadar mutlu olduğumu hayal edin.” diyor.

Yeni bir tür olan Leptostomia begaaensis gagasını, modern kum kuşları ve kivi kuşu gibi avlanmak için toprağı ve çamuru deşerek solucanlar, kabuklular ve hatta küçük sert kabuklu istiridyeler bulmak için kullandı.

1.8 metre boyundaki bir adamın yanında duran gerçek boyutuyla canlandırılmış bir Quetzalcoatlus Northropi. Bu pterozor, 10 metre kanat açıklığı ve 5 metre uzunluğuyla tüm zamanların bilinen en büyük uçan hayvanlarından biri.

Pterozorlar, dinozorların daha az bilinen kuzenleridir. Bazıları savaş uçağı büyüklüğünde, bazıları ise serçe kadar küçük olan bu kanatlı sürüngenlerin 100’den fazla türü biliniyor.

Profesör Martill şunları söyledi: “Pterozorların diyetleri ve avlanma stratejileri çok çeşitliydi. Büyük ihtimalle et, balık ve böcekle beslendiler. 500 kiloluk dev pterozorlar muhtemelen istedikleri her şeyi yediler.”

“Bazı türler havada yiyecek avladı, diğerleri avlarını yerde takip etti. Şimdi ise, bu olağanüstü küçük pterozorun parçaları, daha önceki pterozorların bilinmeyen bir yaşam tarzını gösteriyor.”

Bilim insanları, yeraltındaki avın tespit edilmesine yardımcı olan sinirlerin inanılmaz iç kanal ağını ortaya çıkarmak için bilgisayarlı tomografi (BT) kullandılar.

Dr. Nick Longrich, “Leptostomia aslında oldukça yaygın bir pterozor olabilir ancak çok garip bir durum olarak, insanlar muhtemelen yıllardır bu canavarın parçalarını buluyorlar ancak bu zamana kadar ne olduklarını bilmiyorduk.” diyor.

Uzun, ince gagalar birçok modern kuşta gelişti. Leptostomia’ya en çok benzeyenler çulluk, kivi, ibisler ve ibibikler gibi toprağı deşen kuşlardır. Bu kuşlardan bazıları toprakta solucanlar için yiyecek ararlarken, diğerleri sahillerde ve gelgit düzlüklerinde yem arar ve kıl kurtları, kemancı yengeçleri ve küçük istiridyeler ile beslenir.

Leptostomia muhtemelen ikisini de yapabilirdi ancak Afrika’nın Kretase döneminde Kem Kem tabakalarındaki varlığı, bölgenin zengin bir nehir ve haliç ekosistemini temsil ediyor ve oraya suda yaşayan avlarla beslenmek için geldiğini gösteriyor.

Longrich, “Pterozoru modern kuşlar tarafından başarılı bir şekilde kullanılan stratejiyi taklit ettiğini düşünebilirsiniz ancak oraya ilk gelen pterozordur. Kuşlar, pterozorların on milyonlarca yıl önce yaptıklarını yeniden keşfettiler.” diyor.

Dr. Longrich yeni türün, pterozorların ilk keşfedilmesinden bir asırdan fazla bir süre sonra bile, onlar hakkında öğrenilecek çok şey olduğunu gösterdiğini belirtiyor. Ayrıca “Pterozor çeşitliliğini küçümsüyoruz çünkü fosil kayıtları bize önyargılı bir durum veriyor.” diyor.

“Pterozor fosilleri tipik olarak sulu ortamlarda (denizler, göller ve lagünler) korunur çünkü su, kemikleri gömmek için tortular taşır. Balık avlamak için su üzerinde uçan pterozorlar düşme ve ölme eğilimindeydi bu nedenle fosil olarak yaygın bulunurlar. Suyun kenarlarında avlanan pterozorlar fosil olarak daha nadiren korunuyordu ve iç yaşam alanlarındakiler fosil olarak hiç korunamayabiliyordu.

“Kuşlarda da benzer bir model var. Kuşlara dair sahip olduğumuz tek şey onların fosilleri olsaydı, kuşların penguenler, martılar, ördekler ve albatroslar gibi çoğunlukla suda yaşayan şeyler olduğunu düşünürdük. Suda avlananlar bu türün azınlığı olmalarına rağmen onların fosil kayıtları; sinek kuşları, şahinler ve devekuşları gibi kara kuşlarından çok daha iyi.”


University of Portsmouth. 15 Ekim 2020.

Makale: Smith, R. E., Martill, D. M., Kao, A., Zouhri, S., & Longrich, N. A long-billed, possible probe-feeding pterosaur (Pterodactyloidea:? Azhdarchoidea) from the mid-Cretaceous of Morocco, North Africa. Cretaceous Research, 118, 104643.

Marmara Üniversitesi Eczacılık bölümü öğrencisi, arkeolojiye küçük yaşlardan beri ilgi duyuyor.

You must be logged in to post a comment Login