Neden arkeolojik kalıntılar hep toprak altında bulunuyor? Neden her şey yüzeyde değil? Geçmiş kalıntıları gömen bu toprak nereden geliyor?
Magellan dünyanın etrafını gemiyle dolaşmak için tarihi bir yolculuğa başlamıştı. Ancak 500 yıl sonra bile bu olaylar karmaşık ve tartışmalı.
Muhtemelen pek çok insan bu soruyu daha önce merak edip kendi kendine sormuştur. Neden birçok antik heykelin burunları yok?
Onları daha önce gördünüz: tepeden tırnağa deri kıyafetlerle bezenmiş, gözlük ve gagalı maskeler giyen esrarengiz figürler.
Tarihçiler, bir salgının birden fazla şekilde sonlanabileceğini ifade ediyorlar. Peki, salgın kimler için biter ve bu kararı kim verir?
Öncelikli görevi, tarihi ve kültürel mirasımızı korumak olan müzelerimizin oluşumu, aslında yakın bir geçmişe dayanıyor.
Günümüzden bakıldığında bile Antik Yunan heykellerinin vücutları gayet ideal, küçük bir detay hariç...
Tarihçiler, Antik Yunanların çoğu zaman kıyafet giydiklerini söylese de çıplak erkek figürleri, Yunan sanatında bir normdu.
Moğolların Çin'i yenmesini sağlayan Kubilay Han, büyükbabasının tarihin en büyük imparatorluklarından birini kurma tutkusunu yerine getirdi.
MS 165'te Hierapolis'te, korkunç semptomlara sahip bulaşıcı hastalıktan korunmak umuduyla tanrı Apollon Aleksikakos’un bir heykeli dikildi.
Mahatma Gandhi'nin pasif direnişi, Hindistan’daki İngiliz hakimiyetini sona erdirdi ve dünyada sivil itaatsizlik hareketlerine ilham kaynağı oldu.
Dünya koronavirüs salgını ile boğuşurken, “sosyal mesafe” bu tuhaf zamanların moda sözcüğü haline gelmiş durumda.
Persler Büyük Kyros’un önderliğinde, İran’dan Avrupa’ya, Mısır’a ve hatta Hindistan’a kadar uzanan ilk gerçek imparatorluğu inşa etti.
Sasani hanedanlığı, Türkiye’den Pakistan’a uzanan toprakları egemenlikleri altına almış ve İran’ı eski parlak günlerine kavuşturmuştu.
Çoğu insan için arkeoloji, çoğunlukla toprak kazmak anlamına geliyor. Ancak arkeoloji aslında bundan çok daha fazlasını içeriyor.
Salgın hastalık, Atina demokrasisini yerle bir edecek tohumları ekerken savaşın seyrini değiştirdi ve arkasından gelen barışı şekillendirdi.
Büyük İskender'e hayranlık, Roma imparatorları arasında alışılmadık bir şey değildi. Ancak Caracalla İskender'e oldukça takıntılıydı.
İhtişamlı Pers İmparatorluğu’nun MÖ 490’daki beklenmedik yenilgisi, Atina’nın Altın Çağı’nı ve Greko-Pers savaşlarını başlattı.
Tuvalet kağıtları şaşırtıcı derecede uzun bir süredir hayatımızda ve daha önce de tedariğine dair yaşanan endişeler paniğe yol açmıştı.
Aydınlanma çağı, bilimin yeşerdiği ve devrimlerin gerçekleştiği bir zaman dilimiyken, aynı zamanda insanların köleleştirildiği bir dönemdi.