Bilinen en eski meyve yiyen kuş, 120 milyon yıl önce yaşamış Jeholornis adlı bir kuştu ve bu hayvanlar bugün dünyadaki bitkilerin yayılmasına katkıda bulunmuş olabilir.
La Brea Katran Çukurlarında bulunan nesli tükenmiş iki yırtıcı türün kemikleri, vahşi hayvanlarda normalde bulunmayan kemik hastalığı belirtileri taşıyor.
Bir araştırmaya göre, şempanzeler yeni anlamlar iletmek ve bir tehdit olduğunda uyarmak için sesleri birleştirebiliyor.
Fosiller, eski kuşların nasıl tüy döktüğünü ortaya koyuyor ve diğer dinozorlar ölürken modern kuşların neden hayatta kaldığını açıklayabilir.
Koyun yetiştiriciliğinde uzmanlaşma, Adriyatik'teki Neolitik toplulukların Akdeniz boyunca hızla yayılımına yardımcı oldu.
Araştırmalar, korunan bölgelerde bile insanların yaban hayat üzerinde bir etkisinin olduğunu gösteriyor.
Bir araştırmaya göre, orangutanlar ötücü kuşlar veya insan beatboxer'lar gibi aynı anda iki ayrı ses çıkarabiliyorlar.
Kemik alet yapımı uzun bir süredir modern insanlara atfediliyor. Ancak artan kanıtlar, Neandertallerin de kemik endüstrisinin olduğunu gösteriyor.
Yünlü mamutlar, Sibirya bozkırlarında dolaştıkları 700.000 yıl boyunca daha küçük kulaklar ve daha yünlü kürkler evrimleştirdiler.
Cinsiyet kimliği her zaman biyolojik cinsiyetin ikili modeline dayanmaz ve araştırmalar, bu akışkanlığın tarih öncesinden beri var olabileceğini gösteriyor.
And dağlarında MS 470 ile 1500 yılları arasında yaşayan topluluklarda, iklim değişikliği sırasında kişiler arası şiddet oldukça artmış.
Yerli popülasyonlar, büyük avları yakalamaktan balık tutmaya geçerek "Younger Dryas" olarak bilinen soğuk iklimde hayatta kalmayı başarmış.
Ataları Afrika'dan göç etmiş günümüz insanının DNA'sındaki Neandertal genlerinin, hangi özelliklerimizi aktif olarak etkilediği inceleniyor.
Araştırmacılar, Antroposen dönemin 'Altıncı kitlesel Yok Oluş' olayının başlangıçta düşünülenden daha kötü gerçekleştiğini tahmin ediyor.
Yapılan bir araştırma, 107 milyon yıllık teruzor kemiklerinin, Avustralya'da bilinen en eski teruzora ait olduğunu ortaya çıkardı.
Eski insan türleri mozaik manzaralara ve farklı gıda kaynaklarına adapte oldu ve bu da atalarımızın iklim değişikliklerine karşı dayanıklılığını artırdı.
DNA çalışması, eski Meksika uygarlıklarının göç modellerinin beklenenden çok daha karmaşık olduğunu gösteriyor.
Neandertaller, bazı aletler için çakmaktaşı yerine kemik tercih etmiş olabilir. Bu uygulama, daha önce sadece Homo sapiens'e atfediliyordu.
Batı Afrika'da insan evrimine dair çok az kanıt var, ancak burası kıtanın diğer bölgelerine kıyasla farklı kültürel değişim modelleri taşıyor.
Bilim insanları, düzinelerce eski insanın oral mikrobiyomlarını yeniden yapılandırarak soyu tükenmiş genleri ortaya çıkardı.