Australopithecus Afarensis Sanılandan Daha Geniş Bir Bölgede Yaşıyordu

Kenya’da yeni bulunan fosiller erken bir hominid türü olan Australopithecus afarensis‘in Büyük Rift Vadisi’nin doğusundaki bölgede, sanılandan çok daha uzakta yaşadığını ortaya koydu. Böylece Australopithecus’un yaşam alanı genişlemiş oldu ve bu türün çevresine uyum sağlama yeteneğinin sanılandan daha fazla olduğu fark edildi.

Araştırmada Nairobi’nin biraz dışındaki bir yerleşim olan Ongata-Rongai’de, erozyon nedeniyle açığa çıkmış bir alanda, yetişkin bir erkek ve iki çocuk Australopithecus‘a ait fosil dişler ve ulna kemiği bulundu.

rift1

Yetişkin bir Australopithecus afarensis’e ait sol ulna kemiği.  [Görsel: Kyoto Üniversitesi]

Araştırmayı Mount Kenya Üniversitesi’nden Emma Mbua ve Kyoto Üniversitesi’nden Masato Nakatsukasa önderliğindeki uluslararası bir paleontolog ekibi yürüttü.

Nakatsukasa “Bu zamana kadar, bütün diğer A. afarensis fosilleri, Rift Vadisi’nin ortasında keşfedildi. Çad’da keşfedilen bir Australopithecus bahrelghazali fosili hominid atamızın Orta Afrika’da bulunduğunu göstermişti. Fakat şimdi ilk defa Rift Vadisi’nin doğusunda bir Australopithecus fosili keşfediliyor. Bu keşif Australopithecus‘un yayıldığı alan hakkında bilgiler sağlıyor, ve bu dönemde sanılandan çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor” dedi.

Etiyopya’da bulunan Lucy gibi fosillerle bilinen A. afarensis’in günümüzden 3,700,000 ila 3,000,000 yıl önce yaşadığı düşünülüyor.

İzotop analizleri Kantis bölgesinin nemli olduğunu, fakat A. afaransis‘lerin daha önce bulunduğu Büyük Rift Vadisi’ndeki yerlere göre daha az ağaçlıklı bir ova olduğunu gösterdi. Nakatsukasa “Bu hominid Kenya dağları dışında da uygun yaşam ortamları keşfetmiş olmalı. Görünüşe göre A. afaransis farklı çevrelere uyum sağlamakta oldukça iyiydi”  diyor.

rift2

Kantis’te bulunan fosilleşmiş dişler. [Görsel: Kyoto Üniversitesi]

Ekip ayrıca, yeni sığır ve babun türleri de arasında olmak üzere memelilere ait birçok fosil de keşfetti.

Araştırmanın yazarları, Kantis’in ilk olarak 1991’deki bir jeoloji araştırması sırasında bulunduğunu söylüyor. O zaman bir çiftçi, kendisinin ve ailesinin 1970lerde Kantis’te fosillleşmiş kemiklere rastladığını fakat önemini farketmediklerini söylemişti. Kenya televizyonlarında paleontolojik araştırmalar üzerine yapılan programları gören yerel insanlar da yavaş yavaş bu fosillere değer vermeye başlamış. O zamandan beri yerel halkın bilgilendirmesi sayesinde Kantis ve birçok başka fosil alanı keşfedilmiş.

Ekip bu keşfin sadece akademik önemini değil, yerel toplum için faydalarını da önemsiyor. Nakatsukasa “Kantis, büyük bir şehir olan Nairobi’ye yakın. Bu fosil alanı keşfinin turizmi arttıracağını ve yerel toplumun bu konudaki farkındalığını arttıracağını umuyoruz” diyor.


Kyoto Üniversitesi, 24 Mart 2016

Robert Kolej’de okuduktan sonra, Kanada-McGill Üniversitesi’nde Antropoloji ve Klasik Tarih bölümlerini bitirdi. Koç Üniversitesi’nde Tarihöncesi Arkeoloji alanında yüksek lisans yaptı. 2015-2017 yılları arasında İstanbul’daki Pera Müzesi’nde koleksiyon sorumlusu olarak görev yaptı. Şu anda A.B.D.’deki Notre Dame Üniversitesi’nde doktora yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login