İzmir’in, Torbalı ilçesi sınırlarında Yeniköy ve Özbey köyleri arasında bir tepenin üzerinde yer alan ve “ana tanrıça kenti” anlamına gelen Metropolis Antik Kenti’nde 2015 yılı kazı çalışmaları 1 Temmuz’da başlıyor.
Metropolis Antik Kenti Kazı Başkanı ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Serdar Aybek, Metropolis Antik Kenti’nde sürdürülen arkeolojik araştırma ve kazıların 25. yılına girdiğini belirti.
Metropolis’te daha önceki yıllarda yapılan kazılarda Helenistik Dönem’e tarihlenen antik tiyatro ve Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilen hamam ve palaestra (spor alanı), mozaikli salon, peristyl ev, dükkanlar, genel tuvalet, sokaklar gibi antik kent dokusunu oluşturan yapılar bulunmuştu. 2.000 yıl öncesinin toplumsal yaşamına dair önemli ipuçları sağlayan kalıntıların günyüzüne çıkarıldığı antik kent her açıdan heyecan verici.
2015 yılı kazı sezonunda, Anadolu’nun iyi korunmuş antik tiyatrolarından biri olan Metropolis tiyatrosunda temizlik, düzenleme faaliyetlerinin yanısıra Orta Kent’te ve Akropol’de kazı faaliyetlerine devam edilecek.
Roma Hamamı Palaestra Kompleksi Anadolu’nun En Özgün Yapıları Arasında
2008 yılından beri kazılan Roma Hamamı Palaestra Kompleksi’nde, 2015 kazı sezonu itibariyle çalışmaların tamamlanması planlanıyor. Kompleks, yedi yıldır zengin buluntularıyla ve özgün mimari dokusuyla Metropolis Antik Kenti’nin en önemli yapılarından biri. Ayrıca, ölçüleri ve mimari özellikleri bakımından Anadolu’nun en özgün yapıları arasında. Yapının sahip olduğu mozaik işçiliği ve zengin bezeme çeşitliliği Roma Dönemi’nin tüm özelliklerini sergiliyor.
Metropolis Antik Kenti
Ana tanrıça kenti anlamına gelen Metropolis’in ilk yerleşimi, günümüzden 5000 yıl önce Erken Tunç Çağı’nda Akropol’de kurulmuştur. Yoğun bir etkinliğin gözlendiği Helenistik dönemde, surlarla çevrilmiş, Tiyatro, Stoa, Bouleuterion (Meclis Binası) gibi anıtsal kamu binaları yapılmıştır.
Roma Dönemi’nde de gelişmesini sürdüren kentin ekonomisi, sadece tarım ve hayvancılıkla sınırlı değil, aynı zamanda İzmir – Efes yolu üzerinde olmasından dolayı, ticaret ve gümrük en önemli gelir kaynağıydı. MS. 1. yüzyılda yaşamış coğrafyacı Strabon’a göre, Metropolis’in şarabı çok ünlüydü. Bu dönemde, özellikle kentin doğu yamaçlarında, imparatorluk geleneğine uygun zengin evleri, atölyeler, dükkanlar, Hamam ve Gymnasium yapıları inşa edilmiştir.
Bizans Dönemi’nde Piskoposluk Merkezi olan kent, imparatorluğun durumuyla bağlantılı olarak gerilemeye başlamıştır. 14. yüzyılda, Türk akınlarına karşı yapılan kale, antik yapıların üzerinde yer almaktadır. 15. yüzyıldan sonra, yerleşim terkedilmiş ve Torbalı Ovası’na taşınmıştır.
metropolis.web.tr
You must be logged in to post a comment Login