Amerikalar’daki İlk Şarap Tüketiminin Kanıtları Bulundu

Bilim insanları, küçük bir Karayip adasından çıkarılan seramik eserlerin içinde, Amerikalardaki şarap içmenin bilinen en eski kanıtını buldu.

Analiz edilen altı çömlek kategorisinden numuneler. C: Briggs, L. et al. 2023.

Porto Riko bölgesinden 15. yüzyıl çanak çömleklerini araştırmak için moleküler analiz tekniklerini (Gaz Kromatografisi ve Kütle Spektrometresi) kullanan çalışmada kırk seramik parçası incelendi.

Araştırma, Dominik Cumhuriyeti ile Porto Riko arasında yer alan Isla de Mona adasındaki eserlere odaklandı. Archaeological and Anthropological Sciences’ta yayımlanan bulgular, Avrupaların gelişinden önce ve sonra Büyük Antiller’deki beslenme değişiklikleri ve kültürel değişimler hakkındaki soruları ele alıyor.

Zeytin kavanozu, bölgedeki en eski şarap kanıtlarını taşıyor

Çalışma, British Museum’da Misafir Araştırmacı olan Dr. Lisa Briggs tarafından yürütüldü.

Analiz, MS 1490 ila 1520 arasına tarihlenebilecek İspanyollara ait zeytin kavanozundan parçaları içeriyordu. Kavanozun yuvarlatılmış biçimi, onun bu erken tarihine işaret ediyor ve onu, Kolomb’un 1494’te günlüğünde adanın varlığını ilk kez not ettiği zamanla aynı dönemlere tarihliyor.

(İlgili: Bilinen En Eski Şarap Hâlâ İçilebilir mi?)

O zamanlar her türlü gıda ve sıvı mal için genel bir kap olarak kullanılan ve İspanyol gemilerinde taşınan zeytin kavanozunun içinde şarap kalıntıları olduğuna dair kanıtlar vardı.

Araştırmacılar, “İster Avrupalılar ister Yerli halk tarafından tüketilmiş olsun, bu kalıntılar, İspanyol sömürgecilerin gelişinden kısa bir süre sonra Karayipler’deki küçük bir adaya Avrupa şarabı ithal edilip içildiğinin doğrudan kanıtı.” diyor.

500 yılı aşkın bir süredir füzyon yemek deneyimi

İspanyol kolonistlerin ilk nesilleri, Yerli halkı zaptetmelerine rağmen, Avrupa’nın şarap tüketimi geleneklerini bölgeye getirdiklerinde, barbeküde yemek pişirmeye yönelik yerel gelenekler devam etti.

Araştırmacılar, barbekü pişirmenin Karayipler’deki bu bölgenin yerlisi olan Taino topluluğu arasında yaygın olduğuna ve erken kolonistler tarafından benimsendiğine inanıyor. Bu bölgedeki Karayip adalarında büyük memeliler olmadığı için, Yerli halkın iguanaların yanı sıra hutier adı verilen kemirgen benzeri büyük bir hayvanı ateşte pişirmiş olması muhtemel.

Karayipler’in bu bölgesindeki yerli halk, yükseltilmiş bir ızgarada kömürde balık ve et pişiriyordu ve ‘barbekü’ kelimesinin kökeni, Taino halkı tarafından kullanılan bir kelime olan ‘Barbacoa’ya kadar uzanıyor. Araştırmacılar, bazı yönlerden iki mutfak geleneğinin bir araya geldiğini ve yüzlerce yıl önce bir füzyon yiyecek ve içecek deneyimi yarattığını öne sürüyor.

Dr. Briggs, “500 yıldan uzun bir süre önce Karayipler’de, erken dönem İspanyol kolonyal dayatmalarının yönlendirdiği iki mutfak dünyası çarpıştı. Bu bölgenin mutfak mirası ve erken sömürgecilerin yemek gelenekleri üzerindeki etkisi hakkında gerçekten fazla bir şey bilmiyorduk, bu nedenle keşifleri ortaya çıkarmak gerçekten heyecan vericiydi.” diyor.

“Taino halkının barbeküyü yaratmadaki güçlü mutfak gelenekleri, İspanyol sömürgeciliğine rağmen sağlam kaldı ve dünyanın dört bir yanındaki yiyecekleri etkiledi. Bu durum, hepimiz bir barbeküye aşina olduğu için bugün de devam ediyor. Bu araştırmanın, bu topluluğun kültürel mirasına ışık tutmasından gerçekten memnunum.”

Sömürgecilere rağmen yerli mutfak gelenekleri devam etti

Geçen yıl bölgede yapılan kazılarda, bilim insanları sitenin çevresinde çok sayıda balık ve et kemiği buldular, ancak daha da önemlisi, pişirme kaplarının içinde hiçbiri bulunamadı.

Analiz edilen Karayip seramiklerinde, bunların süt veya et ürünleri için kullanıldığına dair hiçbir kanıt yoktu. Süt ürünleri uzun süredir Avrupa mutfağının temelini oluştururken, Isla de Mona’da durum böyle görünmüyor – bu da Yerli mutfak geleneklerinin sömürgecilik ve ithal seramik kaplar karşısında devam ettiğine dair daha fazla kanıt sunuyor.

“Bu, adadaki mutfak takasına dair ilginç bir fikir sunuyor. Avrupalı sömürgecilerin sırlı seramikleri ve zeytin kavanozlarıyla adaya gelmesinden sonra bile geleneksel yemek yöntemlerinin korunduğu görülüyor.”

“Örneklerimizde süt ürünlerine dair kanıt olmaması, Avrupalı sömürgecilerin Yerli mutfak geleneklerini hızla benimsemeye ve bunlara güvenmeye başladığını gösteriyor.”

Bulgular, yerli halkın yüksek bir ızgarada kömürde proteinleri ve seramik kaplarda sebze yemeklerini pişirmeye devam ettiğini gösteriyor. Bu mutfak geleneği, çağdaş Avrupa’nın güveç tercihinden çok farklıydı.


Cranfield University. 22 Mayıs 2023.

Makale: Briggs, L., Cooper, J., Craig, O. E., Heron, C., Lucquin, A., Milantchi, M. M. M., & Samson, A. (2023). Molecular evidence for new foodways in the early colonial Caribbean: organic residue analysis at Isla de Mona, Puerto Rico. Archaeological and Anthropological Sciences, 15(5), 1-19.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login