1996 yılında başlayan Güvercinkayası kazı çalışmaları ve 20 yıldır aralıksız olarak Prof. Dr. Sevil Gülçür başkanlığında sürdürülüyor.
Anadolu tarihinin önemli sorularına ışık tutan araştırmaların yanı sıra sosyal sorumluluk faaliyetleri ile Güvercinkayası kazısı bir arkeolojik kazının ne kadar değerli olabileceğinin en iyi örneklerinden bir tanesi.
Aksaray’ın, Gülağaç ilçesinin Çatalsu köyünde bulunan Güvercinkayası, Melendiz Nehri’nin kıyısında, nehirden 17 metre yükseklikte bir kayanın üstüne kurulmuş bir yerleşim.
Hippodamos’tan çok önce planlı yerleşim
Hippodamaos MÖ 5. yüzyılda yaşamış bilinen ilk şehir plancısı. Hippodamik plan ise birbirini dik kesen sokaklardan ve bu sokakların arasında kalan kare biçimde, eşit büyüklükte yapı adalarından oluşan bir plan. MÖ. 5200-4750 yılları arasında yerleşim gören Güvercinkayası’nın konutları, arazinin topografyasına uyum sağlayacak şekilde, neredeyse birbirini dik kesen adalar halinde düzenlenmiş. Konutların uzun ve kısa duvarlarının ortaklaşa kullanılması, yerleşimin tasarlanarak inşa edildiğini gösteriyor.
Güvercinkayası’ndaki bütün konutların belli bir standartı var. Bu konutlar aynı plana sahip; kapının yanında bir tane kubbeli ocak, odanın ortasında bir yuvarlak ocak, odanın arka tarafında o konuta ait bir silo alanı bulunuyor. Konutlara girişler Neolitik dönemden farklı olarak damdan değil, sokağa açılan bir kapıdan yapılıyor.
Anadolu’da bilinen en eski sur duvarı
Anadolu’nun bilinen en eski sur duvarı yapısı da Güvercinkayası’nda bulunuyor. İki kuleye sahip sur duvarı, yerleşim yerini aşağı yerleşme ve yukarı yerleşme olarak ikiye ayırıyor. Yukarı yerleşimdeki konutlar tıpkı aşağı yerleşimde olduğu gibi aynı planda yapılmış olmasına rağmen buradaki yapıların daha büyük olduğu görülüyor.
Ayrıca Güvercinkayası’nın konut dışı tek yapısı olan sadece depolama için kullanılan, büyük siloların bulunduğu (14 numaralı konut) yapı yukarı yerleşim adı verilen alanda bulunmakta. Yapılan hesaplamalara göre 14 numaralı konutta 8 tona yakın depolama yapılması mümkündü.
Obeyd kültürünün batıda ulaştığı en son bölge
MÖ. 5900-4300 yıllarında var olan Güney Mezopotamya’da ortaya çıkan Obeyd kültürü, batıda en son Güvercinkayası’nda görülüyor.
Hammadde ihtiyacı, ticaret ya da daha verimli topraklar ihtiyacıyla göç eden Güney Mezopotamyalıların yaydığı Obeyd kültürünün şu an bilindiği kadarıyla ulaştığı batıdaki son nokta Güvercinkayası. Kısa bir süre Güvercinkayası halkı ile birlikte yaşamış olsalar da Obeyd kültürünün, Güvercinkayası’nın kültürünü tamamen yok ettiği gözleniyor.
Kent modeli ve sosyal tabakalanma
Günümüzden 7000 yıl önce iskan edilen Güvercinkayası yerleşiminin sur duvarı, savunma amacının yanında aşağı yerleşimde yaşayanlarla, yukarı yerleşimde yaşayanlar arasında sosyal bir ayrım oluşturuyordu. Surların ardında yaşayanların daha büyük konutlara sahip olması, uzun süreli kıtlık durumunda Güvercinkayası sakinlerinin gıda ihtiyacını karşılayabilecek 8 tonluk deponun bu alanda bulunması, artı ürüne dayalı bir idari sistemin başladığını ve ayrıcalıklı bir grubun oluştuğunu gösteriyor. Bu özellikleri ile Güvercinkayası, MÖ 3000’den Hititler dönemine kadar Anadolu’ya hakim olan kent-devlet idari yapısının bir öncüsü olduğu düşünülüyor.
Prof. Dr. Sevil Gülçür’e göre Anadolu’nun kendine has kent modeli Orta Kalkolitik Dönemde, Güvercinkayası gibi yerleşimlerde şekillenmeye başlıyor. Hatta Karlsruhe Mimarlık Tarihi kürsüsünden Werner Schnuchel, Güvercinkayası yerleşiminin yönetici kesimin yaşadığı sur duvarı ile çevrili yukarı yerleşime (sitadel) sahip olması, üç tarafının su ile çevrili olması özelliklerini İstanbul’a benzetmiştir. Bu sitadel modeli Anadolu’da her dönem kentlerinde görülür.
Bilimsel Bir Çalışmadan Daha Fazlası
Güvercinkayası’nda yapılan kazı çalışmalarının yanısıra birçok faaliyet de gerçekleştiriliyor.
Döneminin şartlarına göre yapılan 3 tane Güvercinkayası deneysel evi ile yerleşim hakkında daha detaylı bilgi edinilirken öte yandan bu yapıların maddi sorunlar aşılınca bir müzeye çevrilmesi planlanıyor. Bu sayede bölge turizmine katkı sağlanması amaçlanıyor.
20 yıllık sürede kazı çalışmalarına katılan öğrencilere bilimsel bir kazı çalışmasının nasıl yapılacağına dair verilen eğitimin yanı sıra, çalışmalara katılan yerli yabancı uzmanların düzenlediği seminerlerle katılımcıların faydalanması amaçlanıyor. Ayrıca her hafta düzenlenen geziler ile öğrencilerin Aksaray ve çevresindeki doğal ve tarihi değerleri keşfetmeleri sağlanıyor.
Her yıl düzenlenen çocuk atölyeleri ile çevrede yaşayan ilkokul öğrencilerine eğitimler veriliyor. Müze, kazı alanı ve kazı evine yapılan gezilerle arkeoloji ve bilimsel çalışmaların küçük çocuklara sevdirilmesi amaçlanıyor.
Kazı evi ve arazi çalışmaları için bölgede yaşayan kadınlar istihdam ediliyor, bu sayede bölge kadınlarına ekonomik bir katkı sağlanıyor.
Aksaray iline has unutulmaya yüz tutan sele sepet yapımı gibi el işçiliklerinin belgeleme çalışmaları ile bu değerlerin korunmasına için çaba gösteriliyor.
You must be logged in to post a comment Login