Çalışma, Neandertaller ile Homo sapiens’in melez yavrularının tek bir gen varyantı nedeniyle risk altında kalmış olabileceğini gösteriyor.

Homo sapiens, “kardeş tür” Neandertallerle, tarih boyunca farklı dönemlerde birden çok kez çiftleşti. Bu yaygın tarihöncesi karışma olayı, bizim türümüze pek zarar vermiş görünmüyor—Neandertal DNA’sının izleri bugün hâlâ bazı insanlarda varlığını sürdürüyor—ancak giderek artan sayıda araştırma, bu tekrar eden karşılaşmaların Neandertallerin kendileri için sorun yaratmış olabileceğine işaret ediyor.
Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş yeni bir makalede Zürih Üniversitesi’nden araştırmacılar, Neandertaller ile Homo sapiens’in melez yavrularının tek bir gen varyantı nedeniyle risk altında kalmış olabileceğini savunuyor. Bu sorun daha geniş Neandertal popülasyonuna da sızarak, zaten azalan bu tür için daha da fazla probleme yol açmış olabilir.
PIEZO1, insanlarda vücuttaki çok sayıda süreçle yakından ilişkili bir gen; özellikle de kırmızı kan hücreleri ile ilgili bazı önemli işlevlerle. Birçok Neandertal, kırmızı kan hücresi oksijen afinitesini (hemoglobinin oksijeni daha sıkı tutma eğilimi) artırdığı düşünülen bu genin bir varyantını taşıyordu.
(İlgili: Neandertallerin Sonunu Kurşun Zehirlenmesi mi Getirdi?)
Bu gen varyantı Neandertaller için muhtemelen avantajlıydı; ancak yeni makale, bunun Homo sapiens ile olan melez yavrularında ve ilerleyen nesillerde sorunlara yol açmış olabileceğini öne sürüyor.
Bunun nedeni, PIEZO1 geninin Neandertal varyantının (V1) ve modern insan versiyonunun (V2) gebelik sırasında birlikte iyi çalışmaması. Bir fetüsün anneden yeterli oksijen alabilmesi için, hemoglobinin oksijeni ne kadar sıkı tuttuğunda doğal bir uyumluluk gerekir. Eğer annenin kanı oksijeni çok sıkı tutarsa, bu fetüste düşük oksijen düzeylerine, yavaş büyümeye ya da hatta gebelik kaybına yol açabilir.
Makale, bu tür bir “anne–fetüs uyumsuzluğu”nun, V1 varyantının bir kopyasını taşıyan bir Neandertal annenin, V2 versiyonunu taşıyan bir fetüse hamile olması durumunda gerçekleşmiş olabileceğini; bunun da normal fetal gelişim ve yaşam olasılığını azaltabileceğini gösteriyor.
Araştırmacılar bunun “yumuşak bir üreme bariyeri” gibi işlediğini düşünüyor. Bu, tüm Neandertal melezlerinin hemen bundan etkilendiği anlamına gelmiyor—açıkça, pek çok melez başarıyla doğdu ve genlerini aktarmaya devam etti. Ancak etkinin zamanla yavaş yavaş birikip kritik bir eşiğe ulaşmış olabileceği öne sürülüyor.
İnsan V2 geni, Homo sapiens ile nesiller boyu temas sayesinde Neandertal popülasyonlarına yavaşça sızmış, grupların üreme başarısını—modern insanlarla doğrudan çiftleşmedikleri durumlarda bile—bir miktar azaltmış olabilir.
Küçük ve parçalı Neandertal grupları, başarılı doğum sayısındaki hafif bir düşüşe özellikle savunmasız olurdu. Araştırmacıların öne sürdüğüne göre, PIEZO1 gen varyantıyla ilgili bu problem, Neandertallerin yok oluşuna katkıda bile bulunmuş olabilir.
Belki de Homo sapiens, Neandertallerin sonunu getirmede gerçekten kilit bir rol oynadı—onları avlayıp yok ettiği ya da mamut eti için rekabeti kazandığı için değil; yavaş yavaş hayatta kalmalarını zayıflatan bir genetik uyumsuzluğu taşıyarak.
IFL Science. 22 Ekim 2025.
Makale: Makhro, A., Bardh, S., Kaestner, L., Dorn, I., Bender, N., & Eppenberger, P. (2025). A maternal-fetal PIEZO1 incompatibility as a barrier to Neanderthal-modern human admixture. bioRxiv, 2025-09.
You must be logged in to post a comment Login