Yeni bulunan üç tuğla mezar, yüzyıllar önce Kuzey Çin’de hüküm sürmüş Çinli olmayan bir halk olan Altın Hanlığa ait.
Çin’in kuzeydoğusunda keşfedilen üç asırlık tuğla mezarlar, yaklaşık bin yıl önce bölgeyi yöneten Çinli olmayan bir halkın kalıntılarını barındırıyor olabilir.
Shanxi eyaletindeki Changzhi şehrinde bulunan mezarlar, 1.115 ile 1.234 yılları arasında kuzey Çin’de hüküm süren Jurchen Jin ya da “Büyük Jin” hanedanına ait.
Ancak Jurchen Jin hükümdarları, bugün Çin’de baskın etnik köken olan Han etnik kökenine mensup değillerdi. İrlanda’daki University College Cork’ta Çin tarihi profesörü olan ve keşifte yer almayan Julia Schneider, bunun yerine bu insanların Çin’in kuzeydoğusundan gelen yarı göçebe bir halk olduklarını söylüyor.
(İlgili: Çin’de 400 Yıllık İyi Korunmuş Bir Mezar Bulundu)
Söz konusu üç mezar, Kasım 2023’te şehrin kuzeydoğusundaki bir bölgede kurtarma çalışmaları sırasında bulundu. Açıklamada mezarların bir noktada yağma nedeniyle hasar gördüğü, ancak üçünün de nispeten iyi korunmuş olduğu ve boyalı duvar resimleri, süslemeler, yazıtlar ve kitabeler içerdiği belirtiliyor.
Mezarlardan ikisi kemerler, kapılar, pencereler, figürler ve çiçek desenlerinin yanı sıra yapıldıkları dönemdeki insanlar, olaylar, tarih ve coğrafya hakkında ayrıntılı bilgiler içeren yazıtlarla süslenmişti.
Ancak üçüncü mezar çok daha farklı bir tarzda boyanmıştı. Açıklamada, “Oda duvarları da ahşap yapıları taklit ediyor, ancak boyalı flora, fauna ve renkler diğer ikisinden belirgin bir şekilde farklı, bu da arkeologlara daha fazla yorumlama alanı bırakıyor” deniyor.
Schneider, mezarların tarzlarındaki farklılıkların, Jurchen Jin altında farklı kültürlerin bir arada yaşadığının bir işareti olabileceğini söylüyor. Schneider, Jurchen Jin hanedanının yöneticilerinin, Çinli olmayan kökenlerinin kuzeydoğu Çin’den Tungusça konuşan yarı göçebelerden geldiğini gösteren bir isim olan Altın Hanlık olarak da adlandırıldığını sözlerine ekliyor. Tunguz dilleri Sibirya’nın bazı bölgelerinde ve kuzey Çin’de yaşayan halklar tarafından konuşuluyor.
Schneider, “Kültürleri, yeme alışkanlıkları, ev tarzları, din ve sosyal organizasyon gibi gelenekler açısından Çinli tebaalarından çok farklıydı. Bu farklılıkları göz önünde bulundurmak için, biri Çinli tebaaları, diğeri de Jurchenler için olmak üzere iki ayrı idari sistemle yönetiyorlardı” diyor.
Jurchen Jin, 12. yüzyılda bölgenin Liao hanedanına karşı isyanların ortasında iktidara geldi ve 13. yüzyılda işgalci Moğollara yenildi. Schneider, Jurchen Jinlerin aynı zamanda 17. yüzyılda Çin ve Moğolistan’ı istila eden ve 19. yüzyıla kadar hüküm süren kuzeydoğulu bir halk olan Mançuların da ataları olduğunu belirtiyor.
Ancak Schneider, günümüzde “Çin resmi kurumları ve medyası Jurchen Jin mezarlarının ‘Çinli’ olduğunu göstermeye hevesli” diyor. China Daily’de yer alan haberde de bu mesaj yinelenerek mezarların “geleneksel Çin kültürünü, sosyal etiği, antik mimari özellikleri, mezar mimarisini ve cenaze geleneklerini yansıttığı” belirtiliyor.
Schneider, tarihsel olarak Çinli olmayan kültürleri Çinli olarak görmenin “bugünkü Çin Halk Cumhuriyeti topraklarını meşrulaştırmaya” yardımcı olduğunu söylüyor.
Schneider, “Çinli olmayan bulguların keşfi, Çin’in her zaman Çin ya da Çinli olmadığını gösterdiğinden Çinli yetkililer için her zaman zor oldu. Bu, yetkililerin bastırmaya çalıştığı bir anlatı” diyor.
Live Science. 19 Mart 2024.
You must be logged in to post a comment Login