Amerika’da Bir Vaşağın İnsan Gibi Defnedildiği Keşfedildi

Yaklaşık 2000 yıl önce, günümüz Batı Illinois topraklarında yaşayan Amerikan yerlilerinin, normalde insanlar için ayırılan bir mezar höyüğüne bir vaşak defnettiği keşfedildi. Vaşak sadece birkaç aylıktı ve ayı dişi ile deniz kabuklarından yapılmış bir kolye takıyordu. Araştırmacılar keşfin, bu höyüklere ritüel hayvan gömülmesinin tek örneği olduğunu, ve dünyada bugüne kadarki tüm arkeolojik araştırmalarda rastlanılan ilk ve tek bireysel vahşi kedi gömütü olduğunu iddia ediyor. Köylülerin hayvanı evcilleştirmeye başladığı, ve bu örnek sayesinde köpek, kedi ve diğer hayvanların nasıl evcilleştirildiğinin aydınlatabileceği belirtiliyor.

vahşi kedi mezarı amerikada

Hopwell Kültürü Toplu Mezar Höyükleri

Vaşak mezarının bulunduğu höyük, Illinois nehrine bakan kayalıktaki 14 farklı boyuttaki tepeden biri. Bu mezar höyükleri Hopewell kültürü insanları tarafından yaklaşık 2000 yıl önce yapıldı. Hopewell insanları, birkaç düzine insandan oluşan, dağınık köylerde yaşayan tüccar ve avcı toplayıcı bir gruptu. Hopewell insanları susamuru şekilli kaseler ve kuş oymalı seramikler gibi, hayvanlardan esinlenen sanat eserleri yapıyordu. Hopewell uzmanı Kenneth Farnsworth “Köyler, insanları bu höyüklere gömmek için bir araya gelirdi. Bu adet, bir alanın atalarına ait olduğunu belirtmenin bir yoluydu” diyor.

Arkeologlar 1980lerde, yaklaşan bir otoyolu projesi öncesi bu höyükleri kazmaya başladı. 28 metre çapında ve 2,5 metre yükseklikte olan en büyüğünü kazdıklarında, bir merkez mezarın etrafında halka şeklinde gömülmüş 22 kişinin kalıntılarını buldular.  Merkezdeki mezarda bir çocuk iskeleti bulunuyordu.

Bu halka içinde bir de bireysel olarak gömülmüş küçük bir hayvanın kalıntıları keşfedildi. Hayvanın boynunun çevresinde, üstlerindeki deliklerden bir kolye ya da tasmanın parçası olduğu anlaşılan deniz kabukları ve kemikten oyulmuş ayı dişi pendantları bulundu. Hopewell insanları köpeklerini, höyüklerde olmasa da köylerinde gömdükleri için araştırmacılar bu hayvanın bir yavru köpek olduğunu düşündü.

Köpek Değil Yavru Vaşak İskeleti Olduğu Fark Edildi

2011’de köpek gömütleri üzerine araştırma yapan Angela Perri, Illinois Devlet Müzesi’nde “köpek yavrusu” olarak etiketlenen bu kalıntılara rastladı. Max Planck Enstitüsü’nde zooarkeolog olan Perri “Kafatasını gördüğüm anda bir köpek yavrusu değil, bir çeşit kedi olduğunu anladım” diyor.

Perri kemikleri incelediğinde, bir vaşak türü olan doru vaşağına ait olduklarını, ve hayvanın 4-7 aylık olduğunu keşfetti. İskeletin tüm olması ve kesik ya da başka bir travma izi bulunmaması, hayvanın kurban edilmediğini gösterdi. Perri orjinal kazı fotoğraflarını incelediğinde, vaşak yavrusunun mezarına özenle konulduğunu fark etti, “Pençeleri yanyana konulmuştu. Saygılı bir defin gibi gözüküyordu, bir çukura öylesine atılmadığı açıkça görülüyordu” diyor Perri.

Farnsworth “Buna benzer bir şeye kazılan neredeyse 70 höyükte hiç rastlamadım. Bu höyükler insanların gömülmesine yönelik. Yani bir kedinin buraya gömülmesini sağlamak için birinin kuralları esnetmesi gerekiyor. Toplumdaki önemli biri, bunun için toplumun diğer üyelerini ikna etmiş olmalı. Bunu neden yaptığını öğrenmek için neler vermezdim!” diye açıkladı.

Perri ve Farnswoth’ün yazarları arasında olduğu araştırma Midcontinental Journal of Archaeology dergisinde yayınlandı.

Yavru Vaşak İnsanların Arasına Niye Getirildi?

Perri, gömütün gösteriş ve koşullarının, bu hayvanın insanların hayatında çok önemli bir yeri olduğunu düşündürdüğünü söyledi. Vaşak yavrusunun yaşı da köylülerin onu (belki öksüz kaldığında) vahşi doğadan alıp getirdiğine ve yetiştirmeye çalışmış olabileceklerine işaret ediyor. Perri doru vaşaklarının bir ev kedisinin sadece iki katı büyüklüğünde olduğunu ve evcilleştirilebilir hayvanlar olarak bilindiklerini belirtiyor.

Perri, kolyenin onun için kesin bir kanıt olduğunu söylüyor: bir tasma ya da sevilen bir evcil hayvan olduğuna dair bir işaret olabilirdi. “Arkeolojik olarak evcilleştirmeyi tespit etmeye en çok bu kadar yakınlaşabilirsiniz. Hopewell insanları bu hayvanın vahşi doğasından daha fazlasını yapabileceğini görmüştü” diyor Perri. Perri’ye göre bu keşif diğer hayvanların nasıl insan toplumlatı içine getirildiğine ve evcilleştirildiğine dair yeni bir bakış açısı sunuyor.

Smithsonian Doğa Tarihi Müzesi’nde zooarkeolog Melinda Zeder, vaşağın bir evcil hayvan olarak mı görüldüğünün yoksa insanlar için dinsel bir önemi mi olduğunun bilinemeyecğini söylüyor. Zeder, tek bir keşiften büyük çıkarımlar yapmak konusunda uyarıyor. “Bu örnek evcilleştirmeye giden bir yolu gösteriyor olabilir. Fakat bu tek bir örnek, ve çok özel bir durum. Bu durumda evcilleştirmeden bahsetmek biraz fazla ileri gitmek olur. Hopewell insanları bu vaşağı gerçekten bir evcil hayvan olarak görseydi, büyük ihtimalle köpeklerine yaptıkları gibi köylerinde gömerlerdi.” Zeder bunun yerine, kedinin sembolik bir rolü olabileceğini düşünüyor. “Bu durumun daha çok kozmolojik bir çağrışımı olabilir, belki de vahşi doğanın ruh dünyasıyla bir bağlantı gibi” diyor Zeder.

Paris Doğa Tarihi Müzesi’nde zooarkeolog Jean-Denis Vigne ise keşfin ona, evlerine maymun ya da diğer vahşi hayvanları getiren Güney Amerika avcı toplayıcı topluluklarını hatırlattığını belirtiyor. Bu Güney Amerika toplululukları, doğaya, bahşettiği bereketli av ve ekinlere teşekkür etmek amacıyla, evlerine getirdikleri genç hayvanları yetiştiriyor ve bazen de emziriyor. Fakat Vigne, bu toplulukların hayvanları gömdüğünden haberdar olmadığını söylüyor.

Ne yazık ki, vaşak kemiklerinin bulunduğu müze bütçe kısıntıları yüzünden kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu için, kemikler üzerinde daha fazla araştırma yapmak mümkün olmayabilir. Perri artık örneklere ulaşamadığını, fakat sivil toplum örgütleri ve müze çalışanların müzenin kapanmaması için elinden geleni yaptığını belirtiyor.

Evcil Kedinin Arkeolojisi

Kedilerin Atalarıyla Rekabet 40 Köpek Türünün Neslini Tüketti


Science AAAS, David Grimm

Robert Kolej’de okuduktan sonra, Kanada-McGill Üniversitesi’nde Antropoloji ve Klasik Tarih bölümlerini bitirdi. Koç Üniversitesi’nde Tarihöncesi Arkeoloji alanında yüksek lisans yaptı. 2015-2017 yılları arasında İstanbul’daki Pera Müzesi’nde koleksiyon sorumlusu olarak görev yaptı. Şu anda A.B.D.’deki Notre Dame Üniversitesi’nde doktora yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login