Yozgat’taki Keşif, Antik Mozaiklerin ‘Atası’ Olabilir

MÖ 15. yüzyıldan kalma bir Hitit tapınağının kalıntılarında ortaya çıkarılan mozaik taban, antik dönem mozaiklerinin ‘atası’ olabilir.

Arkeolojik alanda bulunan tapınak, fırtına tanrısı Teşub’a adanmıştı.

Akdeniz mozaiklerinin “atası” olarak tanımlanan 3.500 yıllık döşeme taşların keşfi, gizemli Tunç Çağı Hititlerinin günlük yaşamlarına dair bilgiler sunuyor.

Bej, kırmızı ve siyahın doğal tonlarında ve üçgenler ve eğriler halinde düzenlenmiş 3.000’den fazla taş topluluğu, antik Yunanistan’ın bilinen en eski mozaiklerinden 700 yıl önce, MÖ 15. yüzyıldan kalma bir Hitit tapınağının kalıntılarında ortaya çıkarıldı.

Yozgat yakınlarındaki Uşaklı Höyük kazı başkanı Anacleto D’Agostino, “Bu, daha sofistike olan klasik dönem mozaiklerinin atasıdır. Bu bir nevi ilk deneme.” diyor.

(Dünyada Bilinen En Eski Mozaik Yozgat’ta Bulunmuş Olabilir)

Uşaklı Höyük mozaiği, 3.147 adet düzensiz şekilli taştan oluşuyor. Şimdiye kadar ortaya çıkarılan kısım yaklaşık 3 x 7 metre ölçülerinde. Tüm taşlar düz bir şekilde, birbirine tam olarak dokunmadan ve koyu ve açık renklerde geometrik desenler oluşturacak şekilde döşenmiş.

Yozgat’ta yer alan Uşaklı Höyük’teki kazı çalışmaları, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, İtalya Pisa Üniversitesi ile Bozok Üniversitesi tarafından ortaklaşa yürütülüyor. Buradaki çalışmalarda, antik Anadolu’nun en güçlü krallıklarından biri olan Hititlerin şehirleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için çaba sarfediliyor.

D’Agostino, “İnsanlar ilk kez bazı geometrik desenler üretme ve basit bir döşemeden farklı bir şey yapma zorunluluğunu hissettiler.” diyor.

“Belki bir dahinin yaptığı işe bakıyoruz? Belki de değil. Belki de ‘bana bir taban yap’ diyen bir adamdı ve tuhaf bir şey yapmaya karar verdi?”

Mozaikler bej, kırmızı ve siyahın doğal tonlarında, üçgenler ve eğriler halinde düzenlenmiş.

Keşif, Kerkenes Dağı’nın karşısında yapılmış ve mozaiğin bulunduğu tapınak, Hititlerin taptığı fırtına tanrısı Teşub’a adanmıştı.

D’Agostino, “Muhtemelen burada rahipler bazı ritüeller için Kerkenes dağının manzarasına bakıyorlardı.” diye ekliyor.

Kayıp şehir?

Arkeologlar yakın zaman önce ayrıca çömlek ve saray kalıntılarını da keşfederek, Uşaklı Höyük’ün gerçekten de kayıp Zippalanda şehri olabileceği teorisini desteklediler.

Fırtına tanrısının önemli bir ibadet yeri olan ve Hitit tabletlerinde sıkça bahsedilen Zippalanda’nın tam olarak nerede olduğu gizemini koruyor. Zippalanda, Hitit metinlerinden bilindiği kadarıyla Fırtına Tanrısı Teşup’a yönelik ibadetlerin merkezi olan ve yazılı kaynaklara göre başkent Hattuşa’ya 2-3 günlük yürüme mesafesinde bulunan bir kent. Yazıtlara göre Zippalanda, Kerkenes Dağı yakınlarında bulunuyor.

D’Agostino, “Araştırmacılar, Uşaklı Höyük’ün en olası iki yerden biri olduğu konusunda hemfikir. Lüks çömlek ve cam eşyaların yanında saray kalıntılarının bulunmasıyla olasılık daha da arttı. Sadece nihai kanıta ihtiyacımız var: şehrin adını taşıyan bir tablet.” diyor.

Tapınaklar ve saraylar inşa etmek için Lübnan’dan sedir ağaçlarının getirildiği Uşaklı Höyük’ün yapıları, Tunç Çağı’nın sonlarına doğru Hitit dünyasının geri kalanı gibi çöktü. Bunun nedeni hala bilinmiyor. Ancak bazıları, toplumsal huzursuzluğun eşlik ettiği iklim değişikliğinin nedeni olduğuna inanıyor.


AFP. 26 Eylül 2021.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login