Arizona’daki 1200 Yıllık Topaklar, Çiğneme Tütünü Çıktı

Arizona’daki bir mağarada bulunan 1.200 yıllık lifle sarılı küçük topakların, yabani tütün içerdiği tespit edildi. Arkeologlar, bunların tarih öncesi Pueblo yerlilerinin tütünü kişisel kullanımları için çiğnediğini öne süren ilk bilimsel kanıtlar olduğunu söylüyorlar.

Arkeologlar, güney Arizona’daki Antilop Mağarası’nda çiğneme tütünü olarak bilinen, lifle kaplı topaklar buldular. C: T. Murphy

Çiğneme tütünü olarak bilinen bu topaklar, Teksas’tan Kaliforniya’ya, güneybatı boyunca, genellikle üzerindeki diş izleri hala görünebilir bir şekilde bulundu. Ama ne içerdikleri ve ne amaca hizmet ettikleri şimdiye kadar belirsizdi.

Yeni çalışmalara önderlik eden Crow Canyon Arkeoloji Merkezi’nden Dr. Karen Adams, “Eski insanların bunların içine gerçekten bir takım maddeler koyduklarını keşfetmeden önce, lif topakları olarak pek de heyecan yaratmadılar.” diyor.

(Antik Dişlerde İlk Defa Nikotin Tespit Edilebildi)

“İncelememizden önce yapılan açıklamaların odağı genelde, eski insanların yiyecek kıtlığı yaşamaları sonucunda, belki de az miktarda besin almak için bunları kullandığıydı.

“Bugüne kadar; ‘çay poşeti’, boya topakları ve yıkama pedleri gibi çiğneme tütünlerinin kullanımıyla ilgili bir sürü başka açıklama da yapıldı.”

Arizona çiğneme tütünleri ilk olarak 1950’lerde, yaklaşık 1.200 yıl önce uzun bir süre boyunca Eski Pueblolar’dan kalan eserler ile dolu kayalık bir yerleşim alanı olan Antilop Mağarası’nın arkasında yer alan bir çöp yığınında bulundu.

Kyle Voyles, Temmuz 2008’de Antilop Mağarası’ndaki saklı çöp yığınını araştırıyor. Yaklaşık 1.200 yıl önce mağara sakinlerinin attıkları çöpler, Eski Pueblo yerlilerinin erken dönemi hakkında zengin bir bilgi sağlıyor. C: K. Johnson

Mağara; oklar, sepet ve tüylü süs eşyaları gibi zengin materyaller içeriyordu ve araştırmacılara, bazen Virgin Anasazi olarak da adlandırılan Pueblo kültürünün erken dönemi hakkında eşi görülmemiş bilgiler verdi.

Ancak, California Eyalet Üniversitesi’nden Keith Johnson ve meslektaşları bunları inceleyene kadar, yarım yüzyıl boyunca müze deposunda sürünüp durdular ve üzerlerinde hiç çalışma yapılmadı.

Johnson, 1960’da UCLA’nın Fowler Kültür Tarihi Müzesi için Antilop Mağarası’ndan çıkan eserleri kataloglarken, çiğneme tütünleriyle ilgili notlar aldığını da hatırladı.

(Avcı Toplayıcılarda Esrar Kullanımı Bağırsak Parazitlerini Azaltıyor)

“O zaman bile bunlardan bazılarının tütün içerebileceğini düşündük ve bunu kataloglara kaydettik.”

“50 yıldan fazla bir süre sonra, Antilop Mağarası’ndaki malzemeler üzerinde daha geniş bir çalışmanın parçası olarak boşlukları tanımlamaya ve analiz etmeye başladığımda, koleksiyondaki çoğunun küçük bitki parçaları içerdiğini buldum.

“Botanikçi değilim, bu yüzden yardım için Karen’a danıştım.”

Mağaradan toplam 345 çiğneme tütünü çıkarıldı, bunlardan biri dışında hepsi eski bir çöp yığınında bulundu.

Antilop Mağarası’ndaki altı çiğneme tütünü tanesinin DNA analizi, mağaranın yakınında hala yetişen güçlü bir yabani tütün formu olan “coyote tütün” olarak da bilinen Nicotiana attenuata’nın yapraklarını, gövdelerini ve tohumlarını içerdiklerini buldu. C: K. Groten

Bu bulgu, arkeologların, çiğneme tütünlerinin törensel amaçlarla değil, mağara sakinleri tarafından resmi olmayan bir şekilde kullanıldığını düşünmelerine sebep oldu.

Ne içerdiklerini ve nasıl yapıldıklarını belirlemek için, ekip ilk önce çiğneme tütünlerinin 30’undaki bitki materyalini analiz etti ve Arizona Üniversitesi Herbaryum’unda kataloglanan yabani bitki örnekleri ile karşılaştırdı.

Gövde, yaprak, tohum ve diğer kısımların anatomisine dayanarak, bu bitkilerin 30’undan 27’si, Nicotiana olarak bilinen yabani tütün bitkilerinin cinsine uyuyordu.

Sonuçları daha da detaylandırmak için Davis’teki California Üniversitesi’nden Dr. Terry Murphy daha sonra bir dizi çiğneme tütünü üzerinde DNA testleri yaptı.

Önce 10 numunenin lifli kapaklarını analiz etti ve bunları avize ağacı (yukka) yapraklarından yapıldığını tespit etti.

Daha sonra, başka 6 adet çiğneme tütünü ile ilgili yapılan bir çalışmada sonuçlar, içeriklerinin özellikle mağara çevresindeki alanda yetişen yabani tütün türü olan Nicotiana attenuata veya “coyote tütünü” olduğunu gösterdi.

Journal of Field Archeology’de bulgularını yayınlayan ekip, kanıtlarının, Eski Pueblolar’ın, çiğneme tütünlerinin modern eşinin kullanımına benzer bir şekilde uyarıcı olarak güçlü etkisi olan yabani tütünü alması için basit bir yol olduğunu öne sürdüğünü yazdı.

“Yüzlerce yıl boyunca Antilop Mağarası’nda yaşayan kişilerin yabani tütün içeren avize ağacı yapraklarını öncelikle zevk ve uyarıcı etkisi için emdiklerine ve/veya çiğnediklerine inanıyoruz.” diyorlar.

“Tıpkı günümüzün dünyasında kullanılan dumansız tütün gibi, çiğnenerek alınan tütün bağımlılık yapmış, ve Antilop Mağarası’nda düzenli olarak kullanılmış olabilir.”

Adams, ekibinin yöntemlerinin, onlarca yıldır sadece bir spekülasyon konusu olan bir konuya bilimsel açıklık getirdiğini söylüyor.

Bu çalışma, Güneybatı’daki eski bitki materyallerinin tanımlanmasında moleküler biyoloji yaklaşımını ilk kullananlardan biri.

“Yani, aslında, bildiklerimizi nasıl bildiğimize dair kanıt sağladık.”

“Bu tekrarlanabilir olma açısından bilimseldir. Ve biz, çiğneme tütününün anlatması gereken hikayeleri belki de hafife aldığımızı ya da fazla değer göstermediğimizi gösteren bir bakış açısı getirdik.”

Yine de Adams, ekibinin, Antilop Mağarasında keşfedilen çiğneme tütünlerinin yüzde 10’undan daha azını test ettiğini ve test edilenlerden ikisinin belirlenemeyen bitki materyali içerdiğini belirtiyor.

Kısacası, bu küçük lifli topaklar, Virgin Anasazi’nin yaşamlara dair daha fazla yeni ipucu verebilir.

Adams, “Antilop Mağarası’ndaki, ya da başka bir yerdeki tüm tütünlerin aynı olacağını ima etmiyoruz.” diyor.

“Müzeler içinde sergilenen yüzlerce çiğneme tütünlerinde başka ne tür şaşırtıcı kalıntılar olabileceğini kim bilebilir?”


Western Digs. 3 Ağustos 2015.

Makale: Adams, K. R., Johnson, K. L., & Murphy, T. M. (2015). Prehistoric Puebloan yucca (Yucca) quids with wild tobacco (Nicotiana) contents: Molecular and morphological evidence from Antelope Cave, northwestern Arizona. Journal of Field Archaeology, 40(3), 310-324.

Hacettepe Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık lisans öğrencisi. İnsanı konu alan her şeye meraklı, yüksek lisansını Sosyoloji alanında yapmak istiyor.

You must be logged in to post a comment Login