Aydın’da Antik Karia bölgesinin önemli bir kenti olan Nysa Antik Kenti’ndeki anıtsal sütunlu cadde ayağa kaldırılıyor.
2012-2016 yılları arasında kentteki çalışmalar Aydın Arkeoloji Müzesi başkanlığında, Doç. Dr. Serdar Hakan Öztaner’in bilimsel danışmanlığında gerçekleştirildi. 2016 yılından itibaren Nysa kazı, araştırma ve restorasyon çalışmalarına Doç. Dr. Serdar Hakan Öztaner’in başkanlığında devam ediliyor.
Nysa Antik Kenti 2019 yılı kazı çalışmaları kentin ana caddesi olan Sütunlu Cadde’de ve Mozaikli Yapı’da gerçekleştiriliyor. Kentteki yapılarda acil onarım ve koruma çalışmalarının yanı sıra restorasyon projeleri yürütülüyor.
(Teos Antik Kenti Kazıları Yıl Boyu Sürecek)
İş Bankası’nın desteği ile yapılacak kazı çalışmalarında, Nysa Antik Kenti’nin ana caddesi olan Sütunlu Cadde’nin doğu kesimi ortaya çıkarılacak ve belgeleme, koruma, onarım, envanter oluşturulması çalışmalarının ardından gelecek kuşaklara aktarılması sağlanmış olacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izin ve destekleriyle yürütülen Nysa kazı ve onarım çalışmaları Ankara Üniversitesi, Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye İş Bankası tarafından destekleniyor.
Eğitim ve kültür kenti Nysa
Nysa; Antik Karia bölgesinde Hellenistik devirde, MÖ 3. yüzyılın ilk yarısında Seleukos’un oğlu 1. Anthiochos Soter tarafından kurulan bir kent. Büyük Menderes nehrinin kuzeyinde, nehrin oluşturduğu bereketli havzada, Aydın Dağları’nın güney eteğinde korunaklı yamaçta yer alıyor. Geç Hellenistik Dönemden itibaren var olan ana ticaret yolu güzergâhı üzerinde bulunan Nysa, özellikle Roma döneminde gelişmiş bir kent haline geliyor.
Eğitimini Nysa’da tamamlayan ünlü coğrafyacı Strabon (MÖ 64 – MS 21) ve Bizanslı tarihçi Stephanos’un (MS 6. Yüzyıl) anlattıklarından kuruluşu hakkında bilgi edinilen Nysa’nın, ilk olarak Athymbra ismiyle kurulduğu biliniyor.
Antik dönem kaynaklarında önemli bir eğitim ve kültür kenti olduğu aktarılan Nysa’da, eğitim amaçlı kullanılan Gymnasium ile Anadolu’nun iyi korunan örneklerinden biri olan Kütüphane dikkat çeken yapılar arasında bulunuyor.
Tiyatro
Nysa’nın en iyi korunmuş yapılarından biri olan Tiyatro, yaklaşık 73×99 m’lik bir alanı kaplıyor. Geç Hellenistik Dönemde (MÖ 1. yüzyılın 2. yarısı) inşa edildiği düşünülen tiyatro, yarım daire formunu 12 derece aşan bir oturma alanına sahip. Yapıya ait sahne binası ve sahne binası önündeki çok katlı sütunlu mimari, oturma alanından bağımsız olarak MS 120–140 yılları arasında olasılıkla iki katlı olarak inşa edilmiş. MS 178 depremiyle yıkılan Hadrian Dönemi sahne binası, MS 180– 200 yıllarında yeniden üç katlı olarak inşa edilmiş.
Nysa Tiyatrosu, diğer Anadolu antik tiyatroları gibi Anadolu-Roma tiyatroları karakteristik özelliği taşıyor. Sahne binası önündeki çok katlı cephe mimarisini taşıyan yüksek podyumlar, Perge (Aksu), Side ve Hierapolis (Pamukkale) tiyatrolarında olduğu gibi kabartmalarla süslü. Pluton ve Kore’nin evliliği ile (teogamia) Dionysos’un hayatını anlatan podyum frizleri, çok katlı cephe mimarisi kazıları sırasında ortaya çıkarıldı.
Dionysos’un kenti Nysa
Mitolojide Hermes, çocuk Dionysos’u, büyütmesi için Nysa Dağının perilerine emanet etmişti. Nysalılar’ın, inşa ettikleri tiyatronun sahne binasının podyum frizlerinde, Nysa tanrısı olan Dionysos’un yaşamından kesitlere yer vermelerinden dolayı kent, “Dionysos’un kenti Nysa” olarak biliniyor.
Mitolojiden birçok önemli karakterin yer aldığı podyum frizleri, aynı zamanda kentin içinde yer aldığı coğrafyadan da alıntılar aktarıyor. Menderes Nehri ve Messogis Dağları, bunlara örnek teşkil ediyor.
Agora
Kentin doğu yakasında yer alan ve geniş bir pazar yeri olan Agora, özellikle Doğu Stoasının sahip olduğu mimari özellikler nedeniyle Geç Hellenistik Döneme tarihlendiriliyor. Agora’yı, kuzey ve doğuda çift sıra sütunlu İon düzeninde, güney ve batıda tek sıra sütunlu dor düzenindeki stoalar çevreliyor. Ayrıca kuzey stoanın gerisinde üst örtüsü tonozlu bir dükkân sırası bulunuyor.
1990 yılından itibaren doğu ve kuzey stoa’larda yoğunlaştırılan araştırma ve kazı çalışmaları sayesinde, Geç Hellenistik Dönemde (MÖ 50) inşa edilen yapının bulunduğu alanın, farklı işlevlerle Bizans Dönemine kadar kullanılmış olduğu saptandı. Agora’nın batı stoasına teğet kuzey-güney yönünde uzanan bir ana cadde, yapıyı batısındaki Meclis Binası / Gerontikon’dan ayırmakta. Ayrıca batı stoanın merkezinde, Agora’ya giriş sağlayan bir kapı olduğu belirlendi.
Gerontikon (Yaşlılar Meclisi)
Gerontikon (Yaşlılar Meclisi) kentin doğusunda, Agora’nın kuzeybatısında yer alıyor. Agoradan kuzey güney aksındaki ana caddeyle ayrılıyor. Bu yapı kompleksi; anıtsal kapı, ön avlu, iki katlı sahne binası ile birlikte oturma sıralarından oluşuyor. Yaklaşık 700 oturma kapasitesine sahip yapıya, ana cadde üzerindeki propylon’dan geçilerek giriliyor.
Yapı MS 2. yüzyılın ortasında Nysa’lı zengin Sextus Iulius Antoninus Pythodoros tarafından annesinin vasiyeti üzerine; iki katlı sahne binası, ön avlusu, propylon’u ile birlikte yeniden inşa ettirilmiş. Strabon’un kentin doğu yakasındaki yapılar arasında saydığı Gerontikon’dan günümüze hiçbir arkeolojik kalıntı ulaşmamış olsa da MS 2. yüzyılda inşa edilmiş olan bu yapının, Gerontikon’un bulunduğu alanda inşa edildiği tahmin ediliyor. Üstü kapalı olan bu yapının, kentteki birçok kültürel ve politik toplantılara hizmet ettiği düşünülüyor.
Gymnasium
Kentin batı yakasında, MS 2. yüzyılın ortasında inşa edilen Gymnasium, atletizm faaliyetlerinin yanı sıra eğitimin gerçekleştiği bir mekân olarak kullanılmış. Geniş avlusu ile Anadolu’nun en geniş örnekleri arasında yer alan ve orta avlusunda geniş bir sarnıcı bulunan Gymnasium’da yapılan çalışmalar sonucunda, sarnıcın Gymnasium’un günümüzdeki kalıntılarından daha önceki bir tarihe ait olduğu anlaşılıyor.
Avlunun etrafı, tiyatro masklarıyla dekore edilmiş kemerli sütun sıralarıyla çevrili. Günümüzde bu sütun sıralarına, yapının güneydoğusundaki kazılan kısımda rastlanıldı. Yine yapının güneydoğu kısmında, yapıyı vadinin diğer tarafındaki kente bağlayan bir köprü kalıntısı bulunuyor. Yapının büyük bir kısmı toprak altında. Gymnasium’un güneyinde, yapının işlevsel devamlılığını sağlayan bir hamam kompleksi bulunuyor.
Kütüphane
Kentin batı yakasında, MS 130 yılı civarında inşa edilen bu yapı, kütüphane, toplantı salonu ve mahkeme salonu olarak kullanılmış. Yapının, ahşap koridorlar aracılığıyla ulaşılan 2 katı ve 16 kitap rafı bulunmaktadır. İç odanın kuzey kısmında, konuşmacıların ve hâkimlerin kullandığı, yükseltilmiş platform üzerinde yer alan bir tribün olduğu saptandı.
Kütüphane’yi yaptıran kişinin lahdi, yapının güneyinde gerçekleştirilen kazı çalışmaları sırasında gün yüzüne çıkarıldı. MS 4. yüzyılın sonu veya 5. yüzyılın başında onarım gören Kütüphane’nin, 6. yüzyılda kamusal kullanım amacı tamamen son bulmuş. Bu dönemde yapının batısında işlikler ve mahalleler inşa edilmeye başlanmış.
900’lerde ise iç oda bir şapele dönüştürülmüş ve Kütüphane’nin güney kısmı mezarlık olarak kullanılmaya başlanmış. Araştırmalarda, Kütüphane’nin kurucusuna ait lahdin yanı sıra, MS 9. ila 10. yüzyıla ait geç dönem mezarlığına ait 12 mezar ve 34 gömü saptandı.
Stadion
Amasyalı ünlü coğrafyacı Strabon’un (MÖ 64 – MS 21) da sözünü ettiği gibi bu yapı, Roma Dönemi mimarisinin üstün özelliklerini yansıtıyor. Topografyaya uygun olarak inşa edilmiş olması nedeniyle, etkileyici bir alt yapıya sahip. Vadinin iki yakasında kısmen korunmuş yapının, kuzeybatı köşesindeki oturma sıraları ve altyapısı iyi bir şekilde görülebiliyor.
Cadde ve sokakları
Nysa kentinin birbirine paralel ve birbirini dik kesen cadde-sokak sistemini açığa çıkarmaya yönelik çalışmalar, orthogonal sistemdeki cadde-sokak ağının varlığını ortaya koyuyor. Bugüne kadar Kütüphane ve Meclis Binası ile bağlantılı caddeler ile kentin doğu-batı yönlü ana caddesi, Plateia – Cadde 1 açığa çıkarıldı.
Cadde-sokak sistemine entegre edilmiş üç adet köprü, vadi üzerine kurulmuş bir kent olan Nysa’da, kent içi ulaşımının gereklilikleri sonucunda, kamusal yapıları birbirlerine bağlayan noktalarda inşa edilmiş. Kentteki iki ana caddeden doğu-batı doğrultusundaki Plateia-Cadde 1 olarak, kuzey-güney doğrultusundaki ise Plateia-Cadde 2 olarak adlandırılmış.
Çarşı bazilikası
Tiyatronun güneydoğusundaki teras üzerinde, Gerontikon ve Agora’ya doğru, günümüzde Kavaklı köyüne çıkan modern yolun üzerinden geçtiği Çarşı Bazilikası, ilk kez 1994 yılında yol genişletme çalışması sırasında ortaya çıkan bir figürlü başlık ile belirlendi.
2012 ve 2013 yılında yapıda yürütülen kazı ve araştırma çalışmalarıyla yapının işlevi, mimarisi üzerine önemli sonuçlar elde edildi. Kuzey bölümü açığa çıkarılan Çarşı Bazilikasının üç kemerle güneyinden ayrılan dörtgen formlu 20×15 m boyutlarındaki bölümünün, mahkemenin kurulduğu yer olan “tribunal” kısmı olduğu düşünülüyor.
Anıtsal giriş
Çarşı Bazilikasının 70 m güneyinde, Plateia – Cadde 1’in doğu kesiminde, caddeye açılan üç adet kapıya sahip “Anıtsal Giriş”, 2013 yılı kazı çalışmalarıyla açığa çıkarılmaya başlandı.
You must be logged in to post a comment Login