Hatay’da yaklaşık 1500 yıl önce yapılan St. Simeon Manastırı güvenlik önlemi alınmaması nedeniyle yok oluyor.
Antakya’ya 18 kilometre uzaklıkta olan ve Terk-i dünya tarikatının merkezi olarak bilinen St. Simeon Manastırı’nın içindeki tarihi eserler güvenlik önlemleri alınmaması nedeniyle tahrip ediliyor ve kaçırılıyor.
Tarihi manastırı ziyaret eden Arkeofili okuyucuları, manastırın tabanında öylece duran mozaiklerin görüntülerini paylaşıp güvenlik önlemi alınmasını istiyor. Manastırda hiçbir güvenlik olmadığını belirten ziyaretçiler, yerlerde mozaiklerin korumasız durduğunu, manastırın gün geçtikçe tahrip edildiğini belirtiyor. Manastırın tabanında bulunan mozaikler, üzerleri toprakla örtülerek korumaya çalışılmış. Bölgedeki rüzgar gülleri ise 1500 yıllık manastırla iç içe.
Antakya-Samandağ karayolu üzerinde Aknehir beldesine 15 km uzaklıkta bulunan St. Simeon Manastırı, Asi vadisine hakim 479 metre yükseklikte bir tepe üzerinde yer alıyor ve MS. 6. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. İçerisinde kilise, vaftizhane, sarnıç ve diğer mimari kalıntıların bulunduğu St. Simeon Manastırı, yıllardır gelen ziyaretçiler ve kaçakçılar tarafından tahrip ediliyor ve içerisinde bulunan küçük eserler kaçırılıyor. 1500 yıllık manastırda hiçbir güvenlik önleminin alınmaması herkesin istediğini yapabilmesine izin veriyor.
Hatay’ın Aknehir Belediye Başkanı Mehmet Mübarek de daha önce yaptığı birçok açıklamada bu konuya değinmiş ve yakında manastırda neredeyse eser kalmayacağından korktuğunu belirtmişti. Mübarek, “St. Simeon Manastırı’nda son zamanlarda bazı farklılıklar yaşandığını gözlemliyoruz. Eksiklikler gün geçtikçe artıyor. Gelen turist bir parça alıyor giden bir parça koparıp gidiyor. Bu konuda acil bir önlem alınmadığı takdirde yakında manastırdan eser kalmayacağından endişe ediyoruz.” demişti.
St. Simeon Manastırı
Stilitler tarikatının kurucusu Saint Simon Stilit (MS. 389- 459) olarak kabul ediliyor. Kilikya ile Suriye’nin birleştiği sınır bölgede doğduğu ve genç yaşta Antakya’da yaşamaya başlayan Simon bir manastırda aldığı temel din eğitiminden sonra kendini kentin dışında bir hücreye kapatır. Burada 3 yıl yaşadıktan sonra kentin yakınında bir dağa çıkarak, burada kendini bir kayaya zincirler ve çevresine çizdiği bir çemberin dışına çıkmadan yaşamaya başlar. Sabrı, dayanıklı, inancı kısa zamanda duyulduğu ve Hıristiyanlık dünyasının her yanından hastalar, dertliler, çaresizler Simon’a akın etmeye başlar.
Milattan sonra altıncı yüzyılda St. Simon adına buraya bir manastır yapıldığı belirtiliyor. Burada inzivaya çekilen St. Simon’un, 20 metre yüksekliğindeki taş sütun üzerinde 45 gün yaşar.Bu sütunun kaidesini bugün de görmek mümkün. Denizden yüksekliği 479 metre olan bir tepe üzerinde bulunan manastır kalıntıları, 1500 metrekare alan üzerinde bulunuyor.
You must be logged in to post a comment Login