MS 79 yılında Vezüv’ün külleri altında kalan Herculaneum şehrinde kömürleşen papirüsler üzerinde yapılan inceleme, metal içerikli mürekkebin sanılanda yüzyıllar önce kullanıldığını ortaya koydu.
Uzmanlar MS 4. yüzyıla kadar yapılan elyazmalarının, özellikle de Yunan ve Latin elyazmalarının, çoğunlukla papirüs üzerine karbon bazlı mürekkeple yazıldığını düşünüyordu. Papirüsün lifli yapısı katiplerin yazarken cetvelle çizgi çizmekten kurtulmasını sağlıyordu.
Vito Mocella ve melsektaşları, zarar verici olmayan senkrotron X ışını metodları kullanarak, 18. yüzyılda Herculaneum’daki Villa dei Papiri’de bulunmuş olan 2000 yıllık papirüsleri inceledi. Uzmanlar, birçok tabakadan oluşan papirüslerdeki siyah renkli yazıları kimyasal olarak analiz etti.
Yazı yazma materyellerinde metalin kullanılmaya başlanması genelde MS 4-5. yüzyıllara tarihlendirilir. Fakat bu papirüslerdeki yüksek kurşun ordanı – yaklaşık 84 µg/cm2 ve 16 µg/cm2 oranlarında – bilinçli olarak kurşun içerikli mürekkep kullanıldığını gösteriyor.
Bu yüksek metal oranı sayesinde, metal kalıntılarının kurşundan yapılmış su borularından, bakır bir hokkadan ya da bronz bir kaptan yanlışlıkla geçmiş olma ihtimali de ortadan kalkıyor.
Parşömenlerdeki yoğun kurşun benekleri büyük ihtimalle katiplerin kalem darbelerinin başına ve sonuna karşılık geliyor.
Araştırmacılar, kurşunun mürekkebin kurumasını hızlandırma özelliği nedeniyle mürekkebe eklenmiş olabileceğini düşünüyor.
Bilim adamları içinde metal bulunan mürekkebin 4. yüzyılda kullanılmaya başlandığını düşünüyordu. Böylece bu keşif Greko-Romen dönemde yazmak için metalik mürekkep kullanılma tarihini birkaç yüzyıl erkene çekiyor.
Bu beklenmeyen bir keşif oldu çünkü bu zamana kadar araştırmacılar, kendisi de Vezüv’ün patlamasında ölen Romalı tarihçi Yaşlı Plinius’un geride bıraktığı kanıtlara dayanarak, Greko-Romen dünyasında ocaklardaki isin toplanmasıyla yapılan bir mürekkebin kullanıldığını düşünüyordu.
Daha önce araştırmacılar MS 420’den itibaren bir metalik mürekkep olan demir-ağaç uru karışımıyla hazırlanan bir mürekkebin, daha yapışkan bir mürekkebe ihtiyaç duyan parşömenlerde kullanıldığını düşünüyordu. Bu tarihten sonra Geç antik dönemde ve Orta Çağ’ın büyük bölümünde metalik mürekkepler standart haline geldi.
Araştırmacılar “Bu bulgu antik dönemde Yunan ve Latin yazısı hakkındaki bilgilerimizi derinden değiştiriyor” diye yazıyor. “2000 yıldır papirüsün üstüne yazmak için kullanılan antik mürekkep hakkındaki herşeyi bildiğimizi sanıyorduk, fakat yüksek teknolojili aletlerle yapılan son analizler, bu fikirler konusunda dikkatli davranmamız gerektiğini gösteriyor” diyor makale yazarlarından Daniel Delattre.
Parşömendeki harfler, papirüste doğal olarak bulunan yatay çizgilerin arasına yazılmış gözüküyor. Bu çizgiler büyük ihtimalle papirüs bitkisinde bulunan kuartz-benzeri bir mineral olan kristobaliti ifade ediyor. Analizler, katiplerin bu düz ve kalın yatay papirüs çizgilerini, düz yazmalarını yardımcı olmaları için kullandığını gösteriyor. Böylece düz çizgi çekmek için baka bir cisim kullanmalarına gerek kalmıyordu.
Araştırmacılara göre bu bulgular, açılmamış Herculaneum yazmalarının gelecekte nasıl analiz edileceğini şekillendirebilir. Makalenin ilk yazarı Brun, “Bu sayede parşömenlerdeki görünmez yazıyı okumak için yaptığımız gelecek deneyleri en uygun hale getireceğiz” dedi.
2015 Ocak ayında da bilim insanları senkrotron hızlandırıcıyı kullannarak, açılmamış parşömenlerde Yunan alfabesinin harflerini hatta kelimeleri tespit etmişti.
Discovery News, The Guardian, Popular Archaeology, PNAS, 21 Mart 2016.
Makale: Brun, E., Cotte, M., Wright, J., Ruat, M., Tack, P., Vincze, L., … & Mocella, V. (2016). Revealing metallic ink in Herculaneum papyri. Proceedings of the National Academy of Sciences, 113(14), 3751-3754.
You must be logged in to post a comment Login