Denizli’deki Tripolis Antik Kenti’nde, Roma döneminin popüler oyunu ve tavlanın erken versiyonu ‘Ludus duodecim sctiptorum’a ait parçalar bulundu.
Denizli’nin Buldan ilçesindeki Tripolis Antik Kenti’nde sürdürülen kazılarda, tavlanın erken versiyonu olan Roma döneminin popüler oyunu ‘Ludus duodecim sctiptorum’a ait birçok kanıtlara ulaşıldı.
Helenistik Dönem’de Frigya, Karya ve Lidya bölgelerinin kesişim noktasında, Lidya sınırları içerisinde yer alan Tripolis Antik Kenti’nde 2017 yılı kazı çalışmaları başladı.
Tripolis’te 3500 metrekare büyüklüğündeki pazar yerinin doğusundaki üstü kapalı sütunlu galeri yakınlarında ve Sütunlu Cadde üzerinde kazı ve restorasyonları tamamlayarak ziyarete açtıklarını belirten Kazı Başkanı Doç. Dr. Bahadır Duman, Temmuz ayından itibaren kazı planına kaldıkları yerden devam edeceklerini belirtti.
Kentte birçok pazar yeri bulduklarını ifade eden Duman, 3 farklı agora tespit ettiklerini söyledi ve agoralardaki sosyal aktivitelerden birinin, tavlanın erken versiyonu Roma döneminin popüler oyunu “Ludus duodecim sctiptorum” olduğunu belirtti.
“2.000 yıl önce o dönemde de pazar yerinde dükkan açan esnaf ve işportacılar boş zamanlarını geçirmek için bu tavla oyununu oynamışlar. Üç zar ve oyun pulları ile oynanan bu oyunla ilgili birçok buluntu kazı çalışmalarında tespit edildi. En önemli buluntu grubunu ise bu oyunun üzerinde oynandığı mermer plakalar yer almakta. Tavlanın daha erken bir versiyonu oynanıyormuş diyebiliriz.”
Kazı başkanı Duman, anıtsal çeşmenin ortaya çıkartılmasının maddi açıdan çok zorlu olacağını ve bunun için bir sponsor arayışına girdiklerini söyledi.
Doç. Dr. Duman, bu yıl başındaki çalışmalar sırasında Roma dönemine ait anıtsal bir çeşme tespit ettiklerini ve o bölgede kazıları hızlandırdıklarını vurgulayarak, “Bu yılın en önemli buluntuları arasında yerini alacak anıtsal bir çeşmeye rastladık.” dedi.
Yılın ilk yarısında daha çok restorasyon faaliyetlerine ağırlık verdiklerini belirten Duman, şöyle devam etti;
“Geçen yıl kazmaya başladığımız ve bu sene tamamen ortaya çıkarttığımız anıtsal dev bir çeşme binası var. 31 metre uzunluğunda yaklaşık 7 metre genişliğinde 14 metre yüksekliğinde üç katlı çeşme. Bu Anadolu’da nadir bulunan yapılardan bir tanesi. Ve yapıda ele geçen yazıtta bu çeşmenin milattan sonra 2. yüzyılın sonlarında Antik Roma imparatoru Hadrian onuruna yapıldığını bu yazıtlar sayesinde öğrenebiliyoruz. Yaklaşık 2.000 yıllık bir çeşme ve geçtiğimiz yıl bu çeşme kazısında ortaya çıkartılan 4 heykel var. Bu heykellerin devamının da aynı şekilde bu yılki kazı çalışmalarında çıkacağını ümit ediyoruz.”
İlk adı Apollonia olan fakat Geç Helenistik Dönem’de Tripolis olarak adlandırılan Tripolis Antik Kenti, altın çağını Roma Dönemi’nde yaşadı. Tripolis Antik Kenti’nde günümüze ulaşan yapıların çoğu da Roma dönemi yapısıdır.
En görkemli çağını Roma döneminde yaşayan antik kentte yapılan yüzey araştırmalarında bölgedeki yerleşimin günümüzden 5.000 yıl öncesine kadar gittiği görülüyor. MS 2. yüzyıldan itibaren ise kentte yeni bir yapılanmaya gidilmiş ve şehir kapıları, caddeler, hamamlar, stadyum, tiyatro ve meclis binası gibi kamu binaları yapılmıştır.
MÖ. 2. yüzyıldan itibaren birçok deprem ve savaşa tanıklık ettiği için defalarca tahrip olan Tripolis Antik Kenti, Geç Roma ve Bizans Dönemi’nde sur ile çevrildi. Eğimli arazide kurulan kentin surları yer yer burçlarla, gözetleme kuleleri ve kalın duvarlarla desteklenmiş. Bölgenin aktif fay hatlarına yakınlığı, bunun bir sonucu olarak sık yaşanan depremler şehrin zamanla önemini yitirmesine sebep olmuştur.
Sarp kayalık bölgelerinde, kayaya oyulmuş kaya mezarları bulunuyor ve alt kısmı podyumlu, üst kısmı lahit şeklinde mezarlar yer alıyor.
AA
You must be logged in to post a comment Login