Tibet’te 5.200 yıllık Boynuzlugil ve Gergedan Türleri Bulundu

5.200 yıllık örneklerin DNA araştırması, tropikal gaur ve Sumatra gergedanının bir zamanlar Tibet Platosu’nda dolaştığını ortaya koydu.

Majiayao kültürüne ait bir sahnenin restorasyonu, yaklaşık 5.200 yıl önce Tibet Platosu’nun kuzeydoğusunda Hint bizonu ve Sumatra gergedanları avlandı. C: DONG Guanghui ZHANG Haiyan

Prof. Su Bing liderliğindeki bir araştırma ekibi, Shannashuzha bölgesinden alınan yaklaşık 5.200 yaşındaki boynuzlugil ve gergedan örnekleri üzerinde bir DNA araştırması gerçekleştirildi. Tropikal gaur (bir sığır türü) ve Dicerorhinus sumatrensis’in (Sumatra gergedanı) bir zamanlar Tibet Platosu üzerinde dolaştığı ortaya çıkarıldı.

Shannashuzha, günümüzden yaklaşık 5,280-5,050 önceye tarihlenen ve kuzeydoğu Tibet Platosunun marjinal bölgesinde bulunan erken bir Majiayao arkeolojik kültür alanı.

(Tibet’te 160.000 Yıllık Denisovalı Fosili Bulundu)

Bitki kalıntılarında kömürleşmiş tilki kuyruğu ve akdarı taneleri baskınken (yüzde 80), tespit edilen yaban hayatı oranı (~76%), evcil hayvanların (domuz ve köpek. ~24%) çok üzerindeydi. Bu, Shannashuzha’da hem darı ekiminin hem de hayvan avının gerçekleştiğini gösteriyordu.

Bovid kalıntıları Shannashuzha yerleşmesinde ortaya çıkarıldı ve geçici olarak Tibet sığırı veya evcil sığır olarak kabul edildi. Fakat örnekler morfolojik yaklaşımlarla tür tanımlaması yapabilmek için fazla bozulmuş olarak nitelendirildiler. Shannashuzha bölgesindeki tarih öncesi yabani sığır ve gergedanların tür bağlantıları ve popülasyon ekolojisi bilinmiyordu.

Araştırmacılar, eski boynuzlugil ile küresel sığır türünün genomik DNA’sını karşılaştırarak, Shannashuzha boynuzlugilinin genetik olarak modern Asya yabani gaurlarına (Güney Asya’da bir sığır türü) benzediğini ve yaklaşık 18.000 yıl önce mevcut olan gaur soylarından ayrıldığını buldular.

Eski ve şu anda var olan gergedanları karşılaştırarak, Shannashuzha gergedanlarının Sumatra gergedanlarının kardeş kuşak olduğunu belirlediler. Mevcut tropikal gaurlar ve Sumatra benzeri gergedanların aralığı yaklaşık 5.200 yıl önce 34.29°K’ye kadar uzanıyordu. Vahşi yaşamın zenginleştirilmiş biyolojik çeşitliliği, Doğu Asya’da avcılık için son habitatlardan biri olarak Tibet Platosu’nun keşfedilmesine katkıda bulundu. 

Ek olarak yapılan popülasyon rekonstrüksiyonları, yaklaşık 5.000 yıl önce Shannashuzha gaur popülasyonlarının azaldığını oraya çıkardı. Bu, kuzeydoğu Tibet Platosu’nun o zamanlar soğuk-kuru bir iklime geçiş yaptığı paleoklimatik kayıtlarla tutarlıydı. Bununla birlikte gergedanlar 8.000-6.000 yıl önce Plato’da dolaştıkları için, sıcak ve nemli bir ortama dair bilgi sağladılar. Kuzeydoğu Tibet Platosu’nun arkeolojik alanlarının radyokarbon tarihlemesi, 6.000 ila 3.000 yıl önce evcil hayvan otlaklarına sahip yerleşmelerin artışta olduğunu gösterdi. 

Majiayao kültürünün atalarına ait sahne restorasyonu resmi, yaklaşık 5.200 yıl önce Tibet Platosu’nun kuzeydoğusunda Hint bizonu ve Sumatra gergedanları avlandı. C: DONG Guanghui ZHANG Haiyan

Bulgular, iklim değişikliğinin ve insan faaliyetlerinin, orta ve yüksek enlemlerde gaur ve Sumatra benzeri gergedanların ortadan kaybolmasına sebep olduğunu ortaya çıkardı. Bu hayvanların güneye göç etmesine veya düşük enlem tropikal bölgelere çekilmesine ve ayrıca vahşi ile evcil hayan türlerinin hızla değişmesine yol açtığı ileri sürüldü. 

Yerel vahşi büyük hayvanlar, Neolitik Dönem’e kadar avlanmanın önemli bir kısmında yer aldığını ve önemli bir geçim stratejisi olduğunu ortaya çıkardı. Tarih öncesi sığır kalıntılarının kuzeydoğu Tibet Platosu’nda yaygın olduğunu ve önemli bir av olduğu belirlendi. Bu çalışma, Tibet Platosu’ndan yaklaşık 5.200 yıl öncesine kadar uzanan büyük hayvan kalıntılarının ilk antik genomik DNA araştırmasına işaret ediyor. İklim değişikliği, biyocoğrafya ve insan geçim stratejisi arasında geçmiş olan etkileşimleri anlamımızı geliştiriyor. 

İklim değişikliği, biyocoğrafya ve insan faaliyetleri arasındaki etkileşimler, Pleistosen döneminin sonlarından bu yana önemli ölçüde güçlendi. Çiftçiler, Neolitik Dönem’de (Günümüzden yaklaşık 10.000’den 4.000 yıl önceye kadar) mahsul ve çiftlik hayvanları ile Eski Dünya’ya yayıldılar ve sonunda Avrasya’daki biyocoğrafyayı etkilediler. Bununla birlikte, vahşi yaşamın coğrafi dağılımının bu dönemdeki insan davranışı üzerindeki etkisi hala gizemini koruyor. 


Chinese Academy of Sciences, 20 Ekim 2020.

Makale: Ningbo Chen et al. (2020). Ancient Genomes Reveal Tropical Bovid Species in the Tibetian Plateau Contributed to the Prevalence of Hunting Game Until the Late Neolithic. Proceedings of the National Academy of Sciences. 

İstanbul Üniversitesi Tarihöncesi Arkeolojisi mezunu. Aynı okulda Tarihöncesi Arkeolojisi bölümünde yüksek lisans yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login