Tibetliler, yüksek rakımlarda yaşamalarını sağlayan beş farklı gen varyantına sahipler ve bunlardan biri nesli tükenen insan türü Denisovalılardan geliyor.
Houstan’daki Texas Üniversitesi’nde çalışan Hao Hu ve Chad Huff, diğer meslektaşlarıyla bir araya gelerek bu yeni bulguları 27 Nisan 2017’de PLOS Genetics dergisinde yayınmladı.
Tibetliler, düşük oksijen seviyesi, aşırı soğuk, ultraviyole ışınlara maruz kalma ve sınırlı yiyecek kaynakları gibi koşullara karşı doğal bir dayanma gücüne sahip olduklarından, binlerce yıldır oldukça yüksek ve çorak platolarda yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Araştırmacılar, 27 Tibetlinin tüm genomlarını sekanslayarak avantajlı genleri araştırdı. Yapılan araştırma, düşük oksijen seviyesiyle alakalı PTGIS ve KCTD12 genlerinin yanı sıra yüksek irtifalara adapte olmak için gereken EPAS1 ve EGLN1 genlerini ortaya koydu. Ayrıca araştırmacılar, D vitamini metabolizması ve Tibet göçebelerinin genellikle muzdarip olduğu D vitamin eksikliğini gidermeye yardımcı olan VDR varyantını ortaya çıkardı. EPAS1 geninin Tibet varyantı, aslında Denisova insanından geliyor, fakat araştırmacılar yüksek irtifayla Denisova insanları arasında başka bir bağlantı bulamadı. İleri analizler, Han Çinlileri ve Tibet alt popülasyonlarının yaklaşık 58 ila 44 bin yıl önce ayrıldıklarını, fakat iki grup arasındaki gen akımının 9.000 yıl öncesine kadar devam ettiğini ortaya koydu.
Araştırma, Tibet popülasyonunun demografik tarihinin kapsamlı bir analizini oluştururken, yüksek irtifalarda yaşamanın zorluklarına nasıl adapte olduklarını da ortaya koyuyor. Ayrıca sonuçlar, Tibet popülasyonuna dair gelecekte yapılacak genetik araştırmalarına katkıda bulunabilecek zengin bir genetik kaynak ortaya koyuyor.
Tatum Simonson, “Tibetlilerden alınan tüm genom sekanslamanın detaylı analizi, bu popülasyonun yüksek rakımlarda gösterdiği eşsiz tarihin ve fizyolojik adaptasyonun altında yatan genetik faktörlere ışık tutuyor.” diyor.
Bu çalışma, benzer kronik vurgulara rağmen Tibetlilerin özelliklerinden farklı özellikler sergileyen, yüksek rakımlarda yaşayabilen diğer popülasyonların analizi için önemli bir temel oluşturuyor. Gelecekte yapılacak araştırmalar, bu popülasyonlardaki biyolojik etkenlerin bireyselleşmiş fizyolojik yansımalarını ortaya çıkarmak için uyarlanmış ve uyarlanmamış genetik yollar ile hipoksi, beslenme alışkanlığı, ultraviyole ışınlar ve soğuk gibi çevresel etkenler arasındaki karşılıklı etkileşimi inceleyecek.
Science Daily.
You must be logged in to post a comment Login