Arktik Bölgedeki İnsanların Soğuk Adaptasyonu Denisovalılardan Geliyor Olabilir

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, Arktik bölgelerde yaşayan insanlardaki soğuk adaptasyonu, nesli tükenmiş insan türü olan Denisovalılardan geçmiş olabilir.

soğuk adaptasyonu Denisovalılardan geliyor

Grönland’da yaşayan İnuitler, yılın en az yarısı boyunca donma değerinin altındaki sıcaklıklarda yaşıyor. Buradaki insanlar için soğuk aylarda eksi -30, -40 dereceler oldukça normal.

Antropologlar, bu soğuk koşullar göz önüne alındığında, Grönland’daki ve diğer Arktik bölgelerdeki İnuitler’in, aşırı soğuğa dayanıklı olmalarını sağlayan benzersiz biyolojik uyarlamalara sahip olup olmadıklarını yıllarca merak etti.

Moleküler Biyoloji ve Evrim dergisinde yeni yayımlanan bir araştırma, Grönland’ta yaşayan İnuitler’in, ısı üreten vücut yağını teşvik ederek soğuğa dayanıklı olmalarını sağlıyor olabilecek gen varyasyonlarını tanımladı. Bu gen varyasyonların kökeni muhtemelen, Neandertallerle birlikte modern insandan yaklaşık yarım milyon yıl önce ayrılan Denisovalılara uzanmakta.

Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırmanın baş yazarı Prof. Rasmus Nielsen, “Modern insanlar Afrika’dan dünyaya yayılınca, binlerce yıldır zaten o bölgelerde yaşayan Denisovalılarla ve Neandertallerle çiftleştiler. Bu gen alışverişi, modern insanların yeni çevresel koşulları fethetmesine ve uyum sağlamasını sağlamış olabilir.” diyor.

Yeni araştırma, daha önce Dr. Nielsen ve ekibi tarafından yapılmış bir başka araştırmanın devamı niteliğinde. Önceki araştırmada, İnuitlerin, diyetlerinde yer alan balina, fok ve balıklardaki doymamış yağ asitlerini metabolize etmesine yardımcı olabilecek genetik mutasyonlar bulunmuştu.

soğuk adaptasyonu Denisovalılardan geliyor

İnuitlerin gen varyasyonları Denisovalılarla eşleşiyor

Bu araştırmada Dr. Nielsen ve ekibi, İnuitlerin genlerinde, vücut yağı dağılımını ve diğer gelişme yönlerini etkileyen başka bir bölgeye odaklandı. Araştırmacılar, 200 İnuit genomunu, Neandertallerin, Denisovalıların ve dünyanın çeşitli yerlerindeki modern insan genomları ile karşılaştırdı.

Etkileyici bir şekilde, incelenen İnuitlerin tümü, bu genom bölgelerinde aynı genetik varyasyonları içeriyordu. Bu bölgede yaşamış Neandertallerle ve diğer modern popülasyonlar ile karşılaştırıldığında, İnuit bölgesi kısmi eşleşmenin en fazla olduğu yer çıktı. Fakat Denisovalı genomları ile karşılaştırıldığında neredeyse tamamen eşleşti.

Söz konusu bölge, yeni doğanlarda bol miktarda bulunan ve kalorileri yakarak ısı üreten kahverengi yağ düzeylerini belirlemede rol oynayabilen genler içeriyor. Araştırmacılar obezite tedavisinde olası bir hedef olarak yıllardır kahverengi yağ üzerinde çalışıyordu.

Dr. Nielsen, “İnuitlerde gen varyasyonları, soğuğa karşı özel adaptasyon için kahverengi yağ düzeyini artırıyor olabilir. Ancak bu sonuç için daha fazla araştırma gerekli.” diyor.

Söz konusu gen varyasyonlarının, Grönland’taki İnuitlerin yüzde yüzüne yakın bir oranda var olması, onların bir takım evrimsel avantajlara sahip olduklarını gösteriyor olabilir.

Nielsen, “Bu varyasyonları Güney Amerika ve Doğu Asya gibi bazı bölgelerin popülasyonlarında da görebiliyoruz. Ancak hiçbiri Grönland’taki kadar sık değil. Bu, doğal seleksiyonun burada gerçekleştiğini gösteriyor.” diyor.

soğuk adaptasyonu Denisovalılardan geliyor

Harvard Tıp Okulu’ndan post-doktora araştırmacısı Iain Mathieson, bu varyasyonların İnuitlerde yarattığı etki ile Denisovalılarda ortaya çıkardığı etkinin tamamen farklı olabileceğini belirtiyor.

Modern insan ile Denisovalılar 50.000 yıl önce çiftleşti

Modern insanları Denisovanlarla karşılaştıran çalışmalar oldukça zor çünkü bilim insanları şimdiye kadar yalnızca bir Denisovalı genomunu ayrıştırabildi. Araştırmacılar modern insanlar ile Denisovalıların yaklaşık olarak 50.000 ila 40.000 yıl önce çiftleştiğini tahmin ediyor. Fakat bu etkileşimin hangi bölgede gerçekleşmiş olabileceği henüz bilinmiyor.

Günümüzde en çok Denisovalı ataya sahip olan nüfuslar Avustralya ve Papua Yeni Gine’de yaşıyor. Fakat Dr. Nielsen ve ekibi, Grönland, Güney Amerika ve Doğu Asya’da çalışmalar yürüttü. İki yıl önce Dr. Nielsen ve diğer araştırmacılar, Tibetlerde, yüksek irtifalarda oksijeni verimli kullanmalarına yardımcı olan başka bir Denisovalı geni tespit etmişti.

Kaliforniya Üniversitesi’nden genetik profesörü Sriram Sankararaman; “Bu çalışmalar, arkaik insanlardan gelen DNA’nın günümüzde farklı popülasyonları nasıl etkilediğini inceleyen bir araştırma dizisinin parçası. Günümüzde farklı popülasyonlar, farklı oranlarda arkaik atalara sahip. Bazılarının daha fazla Denisovalı atası var, bazılarının ise daha fazla Neandertal atası var. Açıkça belli ki tüm bu oranların farklı çeşitlilikte etkileri var.”


New York Times. 23 Aralık 2016.

Makale: http://mbe.oxfordjournals.org/content/early/2016/12/20/molbev.msw283.full.pdf+html

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login