Pompeii’deki kurbanların DNA'sını inceleyen bilim insanları, korkudan sinmiş bir ailedeki kişinin anne değil, bir erkek olduğunu keşfetti.
Yeni bir çalışma, son yıllardaki araştırmaların avcı toplayıcı toplumlarda kadınların ne kadar avladığını abarttığını iddia ediyor.
Cinsiyet uyumsuzluğu yaşayan antik Romalılar, tanrıça Kibele'ye adanmış topluluğa sığınarak ikili cinsiyetlere meydan okuyordu.
Fizyolojik ve arkeolojik kanıtlar, tarihöncesi çağlarda cinsiyete dayalı işbölümüne ilişkin varsayımlara meydan okuyor.
Dünyanın dört bir yanındaki onlarca toplayıcı gruptan elde edilen veriler, bu toplumların en az yüzde 79'unda kadınların avlandığını gösteriyor.
Cinsiyet kimliği her zaman biyolojik cinsiyetin ikili modeline dayanmaz ve araştırmalar, bu akışkanlığın tarih öncesinden beri var olabileceğini gösteriyor.
Eski kemiklerin cinsiyetini saptayacak yeni yöntemler, cinsiyet ve aşk hakkındaki uzun süreli ve önyargılı inançları alaşağı ediyor.
Toplumsal cinsiyet üzerine arkeolojik çalışmalar dünya çapında uzun süredir yapılıyor olsa da, Türkiye’de çalışmalar nispeten çok yeni.
Bu yazıda, arkeolojide prehistorik toplumlarda toplumsal cinsiyetle ilgili yorumların ne tür kanıtlar üzerinden yapıldığından bahsedeceğim.
Viking Çağı'nda cinsiyet rolleri nasıldı? Arkeologlara göre geçmişi, genellikle mevcut kültürel çıkarımların ışığında değerlendirerek yanlış yorumluyoruz.
Yanmış kemikler arkeologlar için sinir bozucudur. Çünkü kişinin cinsiyeti, yaşı ve diğer belirleyici özellikler ateşin etkisiyle yok olur.
İran, Hasanlu'daki 3.000 yıllık mezarlarda bulunan eserler, cinsiyet kimliği çeşitliliğinin varlığına işaret ediyor.