Antik DNA, son zamanlarda bilim dünyasının gündeminden düşmüyor; peki neymiş bu Antik DNA?
Yeni bir çalışmada, Orta ve Güney Amerika'nın iskan edilme hikayesi hakkında daha önce bilinmeyen detaylar ortaya çıktı.
Doğrudan DNA dizileme teknikleri ile, Avrasya’nın farklı noktalarındaki popülasyonlar arasında beklenmedik genetik bağlantılar ortaya çıkıyor.
Araştırmacılar, yeni bir yöntem sayesinde, 4.000 yıl önce Güneydoğu Asya'da gerçekleşmiş bir nüfus patlamasını ortaya çıkardı.
Daha önceden düşünülenin aksine Amazon yağmur ormanları, Avrupalılar bölgeye gelmeden önce milyonlarca insana ev sahipliği yapıyordu.
Sibirya'nın değişik bölgelerinde bulunan 98 yünlü mamut kalıntısının cinsiyetini belirleyen araştırmacılar, bunların çoğunlukla erkek olduğunu keşfetti.
Gezegenimiz şu anda altıncı kitlesel yok oluşu yaşıyor ve bu daha önce düşünüldüğünden çok daha ciddi bir durum.
Güney Akdeniz'de yapılan yeni bir genom çalışması, coğrafi ve ulusal sınırların ötesinde bir genetik devamlılığın olduğunu ortaya çıkarıyor.
Yeni bir araştırmaya göre, yünlü mamutların popülasyonu azaldıkça, genomları mutasyonel bir çöküş yaşayarak nesillerinin tükenmesini hızlandırdı.
Daha büyük popülasyonlar, insanlara, Neandertallerde yaygın olarak görülen zayıf biçimde zararlı gen varyantları elemelerini sağladı.
Almanya'daki Neandertal yerleşimleri üzerine yapılan bir araştırma, Neandertallerin yok olmadan önce nüfuslarında büyük bir artış olduğunu gösteriyor.
DNA kalıntıları, yaklaşık 14.500 yıl önce Buzul Çağı’nın sonlarında, Avrupa’nın popülasyonunda büyük bir değişim olduğunu ortaya koydu.
Yapılan yeni bir araştırma, antik şehirlerin aynı modern şehirler gibi, ne kadar büyükse o kadar üretken ve verimli olduğunu ortaya koydu.