DNA analizleri, Vasa savaş gemisi ilk seferinde battığında ölen 30 kişi arasında bir kadının da olduğunu ortaya çıkardı.
İsveç savaş gemisi Vasa’da bulunan insan kalıntıları araştırıldığında, başlangıçta “G” olarak adlandırılan iskeletin bir erkeğe ait olduğu belirlenmişti. Yeni araştırmalar iskeletin aslında bir kadına ait olduğunu gösteriyor.
Vasa, 1628’de ilk yolculuğunda battığı zaman yaklaşık otuz kişi ölmüştü. Bunların çoğunun kim olduğu bilinmiyor; yazılı kaynaklarda sadece bir kişinin adı geçiyor. Gemi 1961 yılıda sudan çıkartıldığında kapsamlı bir arkeolojik kazıya sahne oldu ve gemide çok sayıda insan kemiği bulunup incelendi.
İsveç’in Stockholm kentindeki Vasa Müzesi araştırma müdürü Dr. Fred Hocker; “Kemikler üzerinde yapılan analizler sayesinde bu insanlar hakkında yaşları, boyları ve tıbbi gemişleri gibi pek çok şeyi keşfetmek mümkün oldu. Bilim insanları yakın zamanda leğen kemiğine dayanarak “G”nin bir kadın olabileceğinden şüphelendiler. DNA analizi daha da fazlasını ortaya çıkarabilir.” diyor.
(İlgili: Bu Antik Yunan Savaş Gemisi Akdeniz’e Hükmediyordu)
Vasa Müzesi, 2004 yılından bu yana İsveç’teki Uppsala Üniversitesii İmmünoloji, Genetik ve Patoloji Bölümü ile işbirliği yaparak Vasa’dan çıkarılan tüm kalıntıları inceliyor ve her bir birey hakkında mümkün olduğunca fazla bilgi edinmeye çalışıyor. Başlangıçta proje, belirli kemiklerin belirli kişilere ait olup olmadığını doğrulamaya odaklanmıştı. Adli genetik profesörü Marie Allen bu çalışmayı yönetti.
Allen, “Bizim için Vasa’daki iskeletleri incelemek hem ilginç hem de zorlayıcı. Denizin dibinde 333 yıl boyunca kalmış bir kemikten DNA elde etmek çok zor ama imkansız değil.” diyor.
“Birkaç yıl önce G iskeletinin bir erkek değil bir kadın olduğuna dair işaretler almıştık. Basitçe söylemek gerekirse, G’nin genetik materyalinde Y kromozomu bulamadık. Ancak emin olamadık ve sonucu teyit etmek istedik.”
Sonuç, ABD’nin Delaware eyaletindeki Silahlı Kuvvetler Tıbbi Muayene Sistemi Silahlı Kuvvetler DNA Tanımlama Laboratuvarı’ndan Dr. Kimberly Andreaggi ile yapılan laboratuvarlar arası bir çalışma sayesinde teyit edildi.
Allen, “Özel sorularımız olan kemiklerden yeni örnekler aldık. Silahlı Kuvvetler Tıbbi Muayene Sistemi Laboratuvarı, bu örnekleri analiz etti ve yeni test sayesinde G’nin bir kadın olduğunu doğrulayabildik.” diyor.
Allen ve Andreaggi’ye göre Vasa iskeletlerinin analizi, daha sonra cezai soruşturmalarda DNA analizi yapmak ya da ölmüş askerlerin kimliklerini belirlemek için kullanılabilecek adli tıp yöntemlerini geliştirmenin bir yolu.
Vasa Müzesi için DNA analizinin sonuçları, müzenin gemideki insanlarla ilgili araştırmalarında önemli bir yapboz parçası. Müzede tarihçi ve araştırmacı olarak görev yapan Dr. Anna Maria Forssberg şöyle diyor: “Bu insanlara olabildiğince yaklaşmak istiyoruz. Vasa battığında gemide kadınlar olduğunu biliyorduk ve şimdi onların da kalıntılar arasında olduğunu teyit ettik. Şu anda denizcilerin eşlerini araştırıyorum, dolayısıyla bu benim için özellikle heyecan verici çünkü donanma için önemli bir rol oynamalarına rağmen genellikle unutuluyorlar.”
Yeni numunelerden kısa süre içinde daha fazla sonuç alınması bekleniyor. Allen ve Andreaggi, bireylerin nasıl göründükleri, saçlarının ve gözlerinin ne renk olduğu ve muhtemelen ailelerinin nereden geldiği hakkında bir şeyler söyleyebilecekler.
“Bugün tarihi DNA’dan daha önce elde edebildiğimizden çok daha fazla bilgi elde edebiliyoruz ve yöntemler sürekli olarak geliştiriliyor. Bir kişinin belirli hastalıklara yatkın olup olmadığını, hatta çilleri ya da ıslak veya kuru kulak kiri gibi çok küçük ayrıntıları bile söyleyebiliyoruz” diyor Allen.
Vasa Müzesi araştırmacıları şu anda iskeletleri, yanlarında bulunan kişisel eşyalar da dahil olmak üzere çeşitli açılardan inceliyor. Nihayetinde sonuçlar müzede bir sergide ve Vasa’da ölen insanlar hakkında bir kitapta sunulacak.
Uppsala University. 4 Nisan 2023.
You must be logged in to post a comment Login