Pompeii’de lüks bir villanın bahçesinde bulunan Antik Mısır’a dair freskler, Pompeii insanlarının ne kadar kozmopolit olduğunu gösteriyor.
Pompeii’de büyük bir antik villanın bahçesinde, Nil Nehri’nin yemyeşil peyzajı ile resmedilmiş freskler bulundu. Bu ve benzeri sanat eserleri, Romalıların Antik Mısır kültürüne bakış açıları ve Mısır kültürünü kendilerine nasıl entegre ettikleri hakkında aydınlatıcı olabilir.
Araştırmacı Caitlin Barrett, American Journal of Archaeology’de yayımlanan bir araştırmada, bu Nil yöresine ait sahnelerin Pompeii evine daha kozmopolit bir his verdiğini öne sürüyor. Olasılıkla Romalılar, Mısırı Roma medeniyetinin küçük bir ekosistemi olarak algılıyorlardı. O dönemde Roma, Akdeniz boyunca Mısır’a kadar yayılmıştı.
Araştırmacılar “Nilotik” betimlerin, Roma kültürünün başka bir olgusuna işaret edebileceğini söylüyor. Romalılar Mısırlılara büyük bir ilgi gösteriyorlardı. Evlerdeki betimler Roma’nın Mısır üzerinde hakimiyet kurmasından bir kaç jenerasyon sonra yoğun bir şekilde görülmeye başlanıyor.
Caitlin Barrett, “Bazı araştırmacılar, Pompeii’deki Mısır resimlerini dinle ilişkili olarak yorumluyor ve Mısır tanrılarına gösterilen ilginin bir sonucu olabileceğini düşünüyor. Bazı araştırmacılar ise bunun siyasi bir nedenle oluşmuş olabileceğini ve Mısır’ın fethinin kutlanması amacıyla yapılmış olabileceğini söylüyor. Ben ise, bu betimlere tek boyut üzerinden değil de bağlam ve kişisel tercihler üzerinden yaklaşmanın doğru olduğunu düşünüyorum.” diyor.
Fresklerin bulunduğu Casa dell’Efebo villası, Pompeii’deki en büyük villalar arasında. 79 yılında Vezüv Yanardağı patladığı dönemde bu villa bir tadilat aşamasındaydı.
Bahçede bulunan Mısır odaklı betimler dışında evin duvarlarının büyük çoğunluğu, Roma mitoloji ve dini temsillerini içeren özenli betimlerle dolu. 1920’lerde villanın bahçesinde arkeolojik kazılar yapılırken, Mısır’ı betimleyen birçok fresklerle karşılaşıldı. Bu fresklerde Nil Nehri ve çevresi betimlenmişti.
Fresklerde timsahlar, su aygırları ve lotuslar da dahil olmak üzere Mısır faunası ve florasını yansıtan betimler bulunuyor. Bunun yanında vahşi düşmanlara karşı savaşmalarını tasvir eden bazı erkek figürleri de yer alıyor. Fresklerin merkezinde ise cinsel etkinlik, müzik, ve alkol tüketiminin temsili betimleri var.
Yeni yapılan çalışmanın özgünlüğü, sanat eserlerinin çevresi ve Casa dell’Efebo’daki diğer eserlerle yeniden yorumlanmaya çalışılmasından kaynaklanıyor. Bahçenin detaylı mimarisinin, su tesisatlarının ve tablolarının, o sırada büyük Roma dünyasını hatırlatan pastoral manzara tarzı ve kozmopolit doğasını yaratmak için nasıl bir araya geldiğini gösteren pek çok örnek buluyor.
Barrett, “Bu özel toplulukta, sadece dini ritüeller veya Roma siyaseti hakkında bir tür ifade yerine, bu evin sahibi, İmparatorluğun vatandaşı olarak kozmopolit bir kimliği savunuyor gibi görünüyor. Pompeii evlerinde uzak bölgelerin tasvirlerine pek çok villada görmek mümkün. Bu da Roma vatandaşlarının o uzak bölgeleri anlamlandırmaya çalıştıkları anlamına geliyor olabilir.” diyor.
Erken Roma imparatorluğundaki yoğun sosyal ve politik değişimler, Pompeii insanlarına değişen yerel ve emperyal kimliklere bir katılım ve yaşamış oldukları dünyanın diğer alanlarını yeniden oluşturma fırsatı sağlamış olabileceği düşünülebilir.
Araştırmacılar, küreselleşme gibi olguların sadece modern dünyaya ait olmadığını, aslında Roma İmparatorluğuna baktığımızda dünyanın büyük bir bölümünde kültürler arası çok yoğun bir etkileşim olduğunu görebilirsiniz diyor.
İB Times. 5 Mayıs 2017.
Makale: Barrett, C. E. (2017). Recontextualizing Nilotic Scenes: Interactive Landscapes in the Garden of the Casa dell’Efebo, Pompeii. American Journal of Archaeology, 121(2), 293-332.
You must be logged in to post a comment Login