Neandertal genomunun taslak sekansı/dizisi 2010’da yayınlanmıştı, fakat taslaktan öğrendiklerimiz hikayenin sonu değilmiş! Modern insan ve bu en yakın kuzenimiz arasında yeni farklar da ortaya çıkıyor. Epigenetik, yani genomun hangi genlerin “açık”(aktif) hangilerinin “kapalı”(inaktif) olduğunu belirleyen özellikleri de, bireylerin özellikleri üzerinde önemli bir role sahip.
Hebrew Üniversitesi ve Max Planck Enstitüsü’nden 2010’daki araştırmayı da yapan uzmanlar, Neandertal epigenetiklerini (açıklık/kapalılık özelliği) inceleyebilmek için bir yöntem buldu. Buldukları yöntem, modern insan vücudu ve beyninin, insanlar Neandertallerden birkaç yüzbin yıl önce ayrıldığından beri nasıl değişiklik gösterdiğini anlamamızı sağlayacak. Normale hangi genlerin aktif hangilerinin inaktif olduğunu belirlemek için kullanılan yöntemler aynı zamanda örneklere zarar da verdiği için, zaten çok az bulunan Neandertal DNA’ları üstünde kullanılamıyor. Eski DNAların bazı bölümlerinin hep belirgin bir şekilde yanlış okunduğunu fark ettiklerinde ise araştırmacılar, bu bilgiyi Neandertal genomundaki epigenetik özellikleri belirlemek için kullandılar.
Bu yeni yöntem birçok yeni sonuç ortaya çıkardı. Vücut şeklini belirleyen iki gen Neandertallerde büyük ölçüde inaktif, insanlarda ise oldukça aktif çıktı. Bu bulgu, Neandertallerin neden daha kalın elleri, daha geniş diz ve dirsek eklemleri olduğunu açıklayabilir. Liran Carmel “Bu genler insanlarda ve Neandertellerde tıpatıp aynı, yani sadece epigenetiğin (açıklık/kapalılık özelliği) farklı olduğu bir bölge bulduğumuzu biliyoruz!” dedi.
Hastalıklarla, -özellikle de Alzheimer, otizm ve şizofreni gibi psiikayatrik ve nörolojik hastalıklarla – ilişkilendirilen birçok gen insanlarda aktif görünürken Neandertellerde inaktif görünüyor. Carmel, bu genlerin active edilmesinin belki de beyinlerimizin çalışma biçimini değiştirerek evrimsel bir yarar sağladığını, ama aynı zamanda hastalık riskinde de bir artışa neden olduğunu belirtti.
You must be logged in to post a comment Login