Yapılan yeni araştırmalara göre insanlar, Peru Andları’nın yaylalarını en az 7.000 yıl önce kalıcı olarak kolonize etti.
And Dağları’nın 2.500 metreden yüksek kesimleri, sert iklimi ve ulaşımı güç arazileri ile insan yerleşimi açısından oldukça zorlayıcı. Bu nedenle, bu bölgeler insan kolonizasyonunun son sınırları olarak değerlendirilmekteydi ve bilim insanları, uzun zamandır insanların ne zaman bu bölgeleri işgal ettiği sorusunun cevabını arıyordu.
İnsanların, dünyanın en büyük dağ sıraları olan Andlara tam olarak ne zaman yerleştiği hala canlılığını korumakta olan bir tartışma konusu.
Geçmişte yapılan teorik araştırmalar, Andlar’da yaşayan avcı-toplayıcıların dağların yüksek kesimlerini 9000 yıl önce işgal ettiklerini ileri sürmekteydi. Bu sav bölgede yer alan muhtelif arkeolojik alanlarda ortaya çıkarılan bulgularla desteklenmesine karşın yeterince ikna edici olmamıştı.
Geçtiğimiz günlerde Royal Society Open Science’da yayımlanan bir araştırmada, araştırmacılar, 8000 ila 7000 yıl öncesine dayanan Soro Mikáaya Patjxa adlı bir arkeolojik alanla ilgili çalışmalarını bildirdi. Peru Andları’nda 3.800 metre yükseklikte bulunan bu arkeolojik alan ile ilgili yapılan titiz çalışma, bölgenin insanlar tarafından kalıcı olarak kullanılmaya başlanması ile ilgili hipotezleri objektif bir şekilde sınama imkanı sunuyor.
Bilim insanları, alanın 8000 ila 7000 yıl önce nasıl kullanıldığı konusunda üç seçeneğin olduğunu açıkladı. Birincisi, bu alan yalnızca ana topluluğun yüksek irtifa kaynaklarını toplamak üzere gönderdiği daha küçük toplululuklar tarafından kullanılmıştı. Bu seçenek doğrultusunda Soro Mik’aya Patjxa’nın alçak rakımlı bölgelerden ulaşılan lojistik bir kamp olduğu söylenebilir. İkinci seçenek ise, topluluğun, kaynakların kullanılabilirliğine ve hava durumuna bağlı olarak alçak ve yüksek rakımlı mevkiler arasında mevsimsel olarak hareket etme ihtimalleri. Son olarak topluluğun, zamanının çoğunu yüksek rakımda yer alan Soro Mik’aya Patjxa’da geçirmiş olması ve bölgenin yıllık güzergah içerisinde önemli bir nokta olması da ihtimaller arasında yer almakta.
Bilim insanları, bu seçeneklerden hangisinin en olası olduğunu bulmak için bir dizi araştırma yürüttü. Daha önce ortaya çıkarılmış 16 insan kalıntılarını ve kemik kimyasını analiz eden araştırmacılar ayrıca bölgenin coğrafi konumunu, nüfusun demografik kompozisyonunu ve site içerisinde ortaya çıkarılan eserlerin menşeini inceledi. Yapılan incelemeler sonucu insan kemiklerinde düşük oksijen ve yüksek karbon izotop değerleri tespit ettiler. Ayrıca, insanların düşük rakımlı bölgelere ulaşmak için uzun mesafe yolculukları yapmak zorunda kaldıklarını da ortaya koydular. Bu sonuçlara ek olarak alanda bulunan eserlerin yerel malzemelerden yapıldığı bilgisi de bölgede yaşayanların daimi ikametgâh olarak yüksek rakımlı bölgeleri seçtiklerini kuvvetlendirmekte ve insanların yüksek rakımlı bölgelerden uzaklaşmak gibi bir ihtimallerinin olmadığını göstermekte.
Elde edilen bir diğer bulgu da yerleşim bölgesindeki insan nüfusunun her yaştan erkek ve kadından oluştuğunu ortaya koymaktadır. Böylelikle, alçak rakımlı bölgelerden kaynak toplamak için gelen küçük, homojen bir grubun gönderilmiş olma ihtimali ve fikrine ters düşecek sonuçlar elde edildi.
Tüm bu bulgular Soro Mik’aya Patjxa’da zaman geçiren insanların And dağlarının yaylalarında ikamet ettiklerini gösteriyor. 8000 ile 7000 yıl öncesine tarihlenen Soro Mik’aya Patjxa’da yapılan araştırmaların sunduğu tarihi çerçeve, And yaylalarının avcı toplayıcılar tarafından kalıcı işgalini tarihlendirmek için en uygun desteği veriyor.
IB Times. 28 Haziran 2017.
Makale: Haas, R., Stefanescu, I. C., Garcia-Putnam, A., Aldenderfer, M. S., Clementz, M. T., Murphy, M. S., … & Watson, J. T. (2017). Humans permanently occupied the Andean highlands by at least 7 ka. Royal Society Open Science, 4(6), 170331.
You must be logged in to post a comment Login