Dünyanın En Eski Termit Yuvaları Kaç Yaşında?

Bilim insanları, Namaqualand’daki Buffels Nehri boyunca dünyanın en eski, içinde yaşam olan termit tepeciklerini keşfettiler.

Termit tepeciklerinin. tarihi çok eskiye uzanıyor. C: Teneille Nel

Şaşırtıcı bir şekilde 34.000 yıl öncesine dayanan bu tepecikler, tarihöncesi yaşam, iklim ve karbon depolama anlayışımızı yeniden yazıyor.

Antik harikalar

Araştırmanın başyazarı Dr. Michele Francis, “Afrikaans dilinde ‘küçük tepeler2 anlamına gelen ve ‘heuweltjie’ adı verilen bu termit tepeciklerinde, güney hasatçı termit Microhodotermes viator yaşıyor” diyor.

“Yakın zamanda yapılan radyokarbon tarihlemesi, bu tepeciklerin daha önce bilinenlerden çok daha eski olduğunu ve bazılarının 34.000 yıl öncesine kadar uzandığını ortaya çıkardı. Bu, Avrupa’daki ikonik mağara resimlerinden daha eski ve hatta kuzey yarımkürenin büyük bir kısmının geniş buz tabakalarıyla kaplandığı Son Buzul Maksimumundan bile daha eski.”

(İlgili: Termitlerin Dev Yuvalarını Nasıl İnşa Ettikleri Keşfediliyor)

Tepeciklerde hâlâ termitler yaşıyor ve bu yapılardaki organik karbonun radyokarbon tarihlemesi, 13.000 ila 19.000 yıl arasında değişen yaşları gösterirken, karbonatın tarihi 34.000 yıl öncesine kadar uzanıyor.

Bu, Buffels Nehri tepeciklerini hem organik hem de inorganik karbonla bugüne kadar tarihlenen en eski aktif termit tepecikleri haline getiriyor. Brezilya’daki farklı türlere ait daha önceki yerleşimlerin en eski tepecikleri 4.000 yaşındaydı.

Francis, “Başka bir perspektife koymak gerekirse, bu termit tepecikleri, yünlü mamutların hâlâ Dünya’da dolaştığı dönemde zaten çok eskiydi. Yaklaşık 20.000 yıl önce Son Buzul Maksimum sırasında, devasa buz tabakaları Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’nın bazı kısımlarını kapladı. Bu tepecikler o zamana kadar zaten binlerce yıllıktı ve dünyamızı şekillendiren çevresel koşulların canlı bir arşivini sağlıyordu.” diyor.

Tarihöncesi iklime bir bakış

Bu eski tepecikler sadece tarihi bir merağı gidermekten daha fazlasını sağlıyor; Francis, bunların tarihöncesi iklim koşullarının değerli kayıtları olarak hizmet ettiğini söylüyor.

“Heuweltjie’ler, oluşumları sırasında bölgenin bugüne göre çok daha fazla yağış aldığını gösterdi. Bu daha yağışlı iklim, kalsit ve alçıtaşı gibi minerallerin çözünmesine ve yeraltı sularına inmesine olanak sağladı. Bu süreç, doğal karbon tutma süreçlerini anlamada çok önemli. İlginç olan, Namaqualand’da geçen Kış olduğu gibi hâlâ aralıklı olarak yoğun yağışların görülmesi ve bu durumun süreci yeniden harekete geçirmesi.”

Francis, bunların yalnızca dünyadaki en eski termit tepecikleri olmakla kalmayıp, aynı zamanda CO2’yi ayrıştırmak için iki mekanizma sunduklarını ekliyor.

İlk olarak, termitlerin hasat faaliyetleri yuvalarının derinliklerine daha genç organik materyal enjekte ederek derinlikteki önemli toprak karbon rezervlerinin sürekli yenilenmesine yol açıyor ve bu rezervler yüzeyde olduklarından daha uzun süre muhafaza ediliyor.

Bahar çiçekleriyle kaplı Namaqualand heuweltjie’lerinin havadan görüntüleri. Çiçekler, besin açısından çevredeki topraktan daha zengin olduğundan termit tepeciklerini tercih ediyor. C: Jannick Niewoudt; Alastair Potts

İkinci olarak, bu kalkerli termit tepecikleri, topraktaki kalsit minerali çözündüğünde CO2’yi uzaklaştırmanın bir yolunu sunuyor. Bu, şirketlerin hava koşullarının iyileştirilmesi veya okyanus alkaliliğini artırma projelerinde kopyalamaya çalıştığı uzun vadeli bir karbon depolama yöntemi ve Paris Anlaşması’nda belirtildiği gibi bir ülkenin karbon bütçesinin hesaplanması ve arazi kullanımı değişikliği sırasında hesaba katılması açısından önemli.

Küresel tanınma çağrısı

Francis, “Bu tepeciklerin keşfi, tarih hakkında bildiğimizi sandığımız her şeyi değiştiren eski bir el yazmasını okuyabilmeye benziyor. Yaşları ve antik ekosistemlere dair sağladıkları bilgiler, onları bir doğa harikası olarak küresel çapta tanınmaya aday kılıyor.” diyor.

“Bilim insanları bu tepeleri inceleyerek, doğanın kendi karbon tutma süreçlerini kullanarak iklim değişikliğiyle nasıl mücadele edebileceklerini daha iyi anlayabilirler. Bu minik mühendisler on binlerce yıldır çevremizi şekillendirdiği için doğal dünyamızı korumanın önemini de vurguluyorlar.”

“Namaqualand’da dünyanın en eski termit tepelerinin keşfi, ayaklarımızın altında saklı olan inanılmaz tarihin bir kanıtı. Bu tepecikler sadece geçmişi aydınlatmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğimiz için de hayati ipuçları sunuyor. Bu eski yapıların sırlarını açığa çıkarmaya devam etmek; iklim, çevre ve Dünya üzerindeki yaşam arasındaki hassas etkileşimi hatırlatıyor.”


Stellenbosch University. 13 Haziran 2024.

Makale: Francis, M. L., Palcsu, L., Molnár, M., Kertész, T., Clarke, C. E., Miller, J. A., & van Gend, J. (2024). Calcareous termite mounds in South Africa are ancient carbon reservoirs. Science of the Total Environment, 926, 171760.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login