Binlerce yıl boyunca insanlar dini inançlara sahip oldular ve dini törenlere katıldılar. Tarih boyunca, her toplumun bir tür doğaüstü veya dini inancı vardı.
Peki din neden bu kadar yaygın? Bunun bir nedeni, dinin anlam için güçlü bir araç olması.
Dünya gizemli bir yer ve modern bilimin yükselişinden önce daha da gizemliydi. Din, bu gizemi anlamlandırmanın bir yolu olabilir. Bu fikir, her ikisi de bilimsel bilgideki boşlukları açıklamak için Tanrı’nın ilahi müdahalesinin kullanıldığı “boşlukların Tanrısı” hipotezini destekleyen Henry Drummond ve Friedrich Nietzsche gibi teologlara ve filozoflara kadar uzanıyor.
Örneğin, eski Çin ve Kore toplumları yöneticilerini değiştirmeyi temele oturtmak için ilahi müdahaleye bel bağlarken, Mısırlılar, Aztekler, Keltler ve Tivler göksel döngüleri açıklamak için tanrıların iradesini kullandılar. Çağdaş dünyada, birçok ABD’li Hıristiyan, COVID salgınını bir tür ilahi ceza olarak gördü.
(İlgili: Hayvanların Öbür Dünyasına Olan İnancımız Zaman İçinde Arttı)
Yine de bu özel örneklere rağmen, insanların dini kullanarak ne tür fenomenleri açıklamaya çalıştıkları hakkında çok az şey biliyoruz. Din, bilgideki boşlukları doldurmamıza yardım ediyorsa, ne tür boşlukları doldurma olasılığı daha yüksek?
Uluslararası bir araştırma ekibi, son beş yılda, dünya çapında ve tarih boyunca toplumların etnografilerini inceleyerek bu sorunun peşine düştü.
Araştırmacılar, toplumların “sosyal” fenomenlerden ziyade “doğal” fenomenlerle ilgili doğaüstü inançlara sahip olma olasılığının ezici bir çoğunlukla daha yüksek olduğunu buldular. Çalışma, Nature Human Behaviour’da yayımlandı.
Doğa olaylarına doğaüstü açıklamalar
Araştırma örneklemi toplamda 114 farklı toplumdan tarihi kayıtları içeriyordu.
Bunlar, Afrika’daki göçebe avcı-toplayıcı gruplardan (ǃKung halkı gibi), Pasifik Adalarındaki balıkçılık ve bahçecilik toplumlarına (Trobriand Adalarındaki insanlar gibi), modern teknolojiye ve yazılı kayıtlara sahip büyük “karmaşık” toplumlara (Cava, Malay ve Türk toplumları gibi) kadar uzanıyordu.
Araştırmacılar, her toplum için etnografik metinleri okudular ve o toplumdaki insanlar arasında yaygın olarak kabul edilen doğaüstü açıklamaları belirlediler. Daha sonra açıklamanın kaynağını belirlediler.
Araştırmacılar, doğaüstü açıklamaların hastalık, doğal afetler ve kuraklık gibi net bir insani nedeni olmayan “doğal” olaylara mı, yoksa savaş, cinayet ve hırsızlık gibi insan kaynaklı “sosyal” olaylara mı odaklandığıyla özellikle ilgileniyorlardı.
Araştırmada tüm bu çeşitli fenomenler için açıklamalar bulundu. Örneğin, Ekvador yağmur ormanlarının Cayapa halkı, doğal bir fenomen olan şimşeği, savaşta kullandığında parıldayan büyük bir kılıç taşıyan “Gök Gürültüsü” ruhuna bağlıyordu.
Ve büyük Amerika ovalarındaki Komançi halkı, sosyal bir fenomen olan savaşın zamanlamasını büyücülerin rüyalarını kullanarak açıklıyordu.
Bununla birlikte, sonuçlar aynı zamanda çarpıcı bir boşluğu da ortaya çıkardı: doğal fenomenler için doğaüstü açıklamalar, sosyal fenomenler için olduğundan çok daha yaygındı.
Aslında, araştırılan toplumların neredeyse tamamı hastalık (yüzde 96), doğal afetler (yüzde 92) ve kuraklık (yüzde 90) gibi doğal fenomenler için doğaüstü açıklamalara sahipti. Daha azının savaş (yüzde 67), cinayet (yüzde 82) ve hırsızlık (yüzde 26) için doğaüstü açıklamaları vardı.
Doğaüstü inançlar, toplumlar genişledikçe evrimleşir
Doğal odaklı doğaüstü açıklamaların küresel yaygınlığı, araştırmanın en çarpıcı bulgularından biri oldu. Bu kısmen şaşırtıcı çünkü Hristiyanlık ve İslam gibi mevcut büyük dinler çok sosyal kurumlar.
Çağdaş Hıristiyanlar, dini inançlarına hava durumunu anlamanın bir yolu olmaktan çok, sosyal ve ahlaki bir pusula olarak güveniyorlar. Benzer şekilde, İncil çeşitli sosyal olguları açıklamaya çalışıyor. Habil ve Kabil’in hikayesi, cinayetin kaynağını açıklarken, Yeşu Kitabı Eriha’yı yok eden savaşın doğaüstü nedenlerini açıklıyor.
Öyleyse, tarihsel kayıtların anlattığı şekliyle, günümüz Hıristiyanlığındaki doğaüstü açıklamalar ile geleneksel toplumlardaki doğaüstü açıklamalar arasındaki karşıtlığı nasıl açıklayabiliriz? Bulgulardan biri bir ipucu sağlayabilir.
Araştırmacılar, toplumların büyüdükçe ve karmaşıklaştıkça sosyal fenomenler için daha doğaüstü açıklamalar geliştirdiğini buldu. Para birimi ve kara taşımacılığı olan daha kalabalık toplumlar, küçük avcı-toplayıcı ve bahçecilik gruplarına göre hırsızlık ve savaş gibi olayları doğaüstü ilkeler kullanarak açıklamaya daha yatkındı.
Araştırmacılar bunun neden olduğunu kesin olarak söyleyemeyeceklerini belirtiyor. Bunun nedeni, daha büyük toplumlarda insanların birbirlerini daha az tanımaları ve birbirlerine daha az güvenmeleri olabilir ve bu, cadılık ve büyüye olan inançlara dönüşebilir. Ya da belki daha büyük karmaşık toplumlardaki insanlar, savaş ve hırsızlık gibi konularla daha fazla ilgileniyorlar ve bu nedenle onlar için doğaüstü açıklamalar geliştirme olasılıkları daha yüksek.
Edward Tylor ve David Hume gibi entelektüeller, dini inançların doğal fenomenleri açıklamanın bir yolu olarak ortaya çıkmış olabileceğini düşündüler.
Yeni çalışma, dinin kökenlerine ışık tutamasa da bu fikri doğruluyor. Ancak bunun ötesinde, toplumların büyüdükçe ve karmaşıklaştıkça sosyal dünyayı anlamlandırmak için dine dönme olasılıklarının daha yüksek olduğunu da gösteriyor.
Makale: Jackson, J.C., Dillion, D., Bastian, B. et al. (2023). Supernatural explanations across 114 societies are more common for natural than social phenomena. Nat Hum Behav.
You must be logged in to post a comment Login