Scilly Adaları'nda yaşamış bir Demir Çağı savaşçısının erkek mi yoksa kadın mı olduğu konusunda on yıllardır süren bir gizem çözüldü.
Vasa savaş gemisi batığında bulunan ve DNA analizleriyle sanıldığı gibi erkek olmadığı anlaşılan kişinin yüzü yeniden canlandırıldı.
"Yeraltı astronotları", 2013 yılında Homo naledi adlı bilinmeyen bir insan türünü keşfetmek üzere karmaşık bir mağaranın derinliklerine ulaştı.
Söz konusu mezarlar, iki ticaret yolunun kavşağında bulunuyordu ve herhangi bir eski yerleşim yerinden uzaktaydı.
Sibirya'da yapılan keşif, bölgede bir zamanlar atlı arabaların kullanıldığını, ancak şimdiye kadar hiçbirinin bulunmadığına işaret ediyor.
Peru'da törensel köpekbalığı mezarları ve ek vücut parçalarıyla gömülen balıkçılar gibi 3.500 yıldan daha eski mezarlar ortaya çıkarıldı.
Bir Neandertal, günümüzde özellikle yaşlılarda oldukça yaygın bir rahatsızlıktan muzdaripti ve bunun nedenini biliyor olabiliriz.
İberya'da bulunan Kalkolitik dönem toplumuna ait yüksek statülü birey, daha önce düşünüldüğü gibi erkek değil, bir kadındı.
Araştırmacılar, 7. yüzyılda yaşamış bir genç kızın nasıl göründüğünü gösteren bir yüz rekonstrüksiyonu oluşturdular.
Dünyanın dört bir yanındaki onlarca toplayıcı gruptan elde edilen veriler, bu toplumların en az yüzde 79'unda kadınların avlandığını gösteriyor.
Yeni bir yüz canlandırması, insanlığın soyu tükenmiş akrabalarından biri olan Hobbit lakaplı Homo floresiensis hakkında fikir veriyor.
Modern insanın bir akrabasına ait bacak kemiği üzerindeki kesik izleri taş aletlerle yapılmıştı ve yamyamlığın en eski kanıtı olabilir.
Cinsiyet kimliği her zaman biyolojik cinsiyetin ikili modeline dayanmaz ve araştırmalar, bu akışkanlığın tarih öncesinden beri var olabileceğini gösteriyor.
And dağlarında MS 470 ile 1500 yılları arasında yaşayan topluluklarda, iklim değişikliği sırasında kişiler arası şiddet oldukça artmış.
Etiyopya'daki bulgulara göre, Homo erectus türünde cinsiyetler arası boyut farkı vardı ve aynı anda farklı taş alet teknolojileri kullanıyorlardı.
Stonehenge yakınlarında, 4.400 yaşında olduğu düşünülen Tunç Çağı tümülüslerinden oluşan büyük bir mezarlık keşfedildi.
Arkeologlar, Peru'nun başkentindeki bir tepenin üzerinde, etrafı koka yapraklarıyla çevrili İspanyol öncesi bir mumya buldular.
Lucy'nin de içinde bulunduğu Australopithecus afarensis türü, modern insanlar gibi diz eklemlerini düzeltebiliyor ve dik durabiliyordu.
Arkeolojik kalıntılardan elde edilen DNA, Viking döneminde İskandinavya'ya göçün istisnai derecede yüksek olduğunu gösteriyor.
Yaklaşık 1.700 yıl önce, Roma Britanya'sında seçkin bir ailenin kalıntıları üzerine bilinmeyen bir nedenle sıvı alçıtaşı döküldü.