Atina’nın yaklaşık 70 km güneydoğusunda, Sounion Burnu’nda, Ege Denizi’nin mavisiyle kucaklaşan eşsiz bir yapı bulunuyor: Poseidon Tapınağı.
Denizlerin tanrısı Poseidon’a adanmış bu tapınak, hem mimarisi hem de konumuyla öne çıkıyor.
Sounion’da yer alan Poseidon Tapınağı’nın inşa edildiği kesin tarih bilinmemekle birlikte, tapınağın MÖ 444 ila 440 yılları arasında inşa edildiği düşünülüyor. Atina’nın Altın Çağı’nda Parthenon’la aynı zamanda inşa edilen bu tapınak, yalnızca deniz tanrısı Poseidon’a tapınma yeri değildi; aynı zamanda Pire’ye dönen denizciler için neredeyse eve vardıklarının bir göstergesiydi.
Hephaisteion’a ve Rhamnous’taki Nemesis Tapınağı’na olan benzerliğinden yola çıkılarak, Parthenon’u da inşa eden iki mimardan biri olan Iktinos tarafından inşa edildiği düşünülüyor.
Poseidon Tapınağı, önde ve arkada 6, yanlarında 11 sütun olmak üzere toplam 34 adet sütunu ile peripteros planda inşa edilmişti. Bugün bu sütunların 15 tanesi hala ayakta ve tapınağın büyüklüğü ve estetiği hakkında bize ipuçları sunuyor. Tapınağın merkezinde, deniz tanrısı Poseidon’a adanmış 6 metreden daha yüksek bronz bir kült heykeli bulunuyordu. Tapınaktaki adakların malzemesi ve boyutu, buranın muhtemelen elit ve aristokrat sınıf üyelerinin uğrak yeri olduğunu gösteriyor.
Attika’nın en güney ucu olan Sounion Burnu; Atina’nın Ege Denizi’ne ve merkez liman Pire’ye ve ayrıca Atina’nın MÖ 5. yüzyılda önde gelen bir güç olarak ortaya çıkmasını sağlayan zengin gümüş madenlerini içeren Lavrion yarımadasına giden deniz geçişini kontrol ettiği önemli bir stratejik nokta.
Homeros, Odisseia Destanı’nında Sounion’dan “Atinalıların kutsal burnu” olarak söz eden ilk kişiydi. Tarihçi Herodot, Atinalıların burada dört yılda bir büyük bir festival gerçekleştirdiklerini bildirirken, tragedya yazarları Euripides ve Sophokles ile komedya yazarı Aristophanes de Poseidon’un kutsal alanından bahsetmişlerdi.
Coğrafyacı Strabon (MÖ 1. yüzyıl-MS 1. yüzyıl) ve coğrafi sözlük Ethnica’nın yazarı Bizantionlu Stephanos (MS 6. yüzyıl) gibi yazarların kayıtlarının yanı sıra, MS 2. yüzyılda “Yunanistan’ın Tasviri” eserinin yazarı coğrafyacı Pausanias tarafından Poseidon kutsal alanının yıkıldığı ve Athena tapınağının temel seviyesine kadar yıkılıp Atina agorasına naklediği kısa bir anlatım mevcut.
Pausanias, yanlış bir şekilde, burnun üzerinde görünen tapınakta Athena’ya tapınıldığını belirtiyor; bu yanılgı, kazıda bulunan yazıtların tapınağın Poseidon’a adandığını kanıtladığı 1900 yılına kadar sürdü.
Yunanlar Poseidon’u “denizlerin efendisi” olarak görüyorlardı. Atina’nın deniz yolu ticaretine verdiği önem ve donanmasının MÖ beşinci yüzyıldaki kuruluşuyla beraber hayatta kalmasındaki etkisi göz önüne alındığında, Poseidon’un Atinalılar için özel bir önemi ve değeri vardı.
Poseidon Tapınağı, antik Yunan tarihini, kültürünü ve inançlarını keşfetmek için eşsiz bir fırsat. Binlerce yıl süren tarihiyle, tapınak sadece antik dünyanın mimari başarılarının bir örneği değil, aynı zamanda Yunan medeniyetinin kalbinde yer alan inançların ve ritüellerin de bir yansıması.
You must be logged in to post a comment Login