Bu Roma Sikkeleri, Nehri Geçmek İçin Adak Olarak Sunulmuş

2017’nin sonlarında Hollanda’da bir nehrin kenarında 107 antik Roma sikkesi keşfedildiğinde, sikkelerin neden orada olduğu hakkında hiçbir fikir yoktu. Şimdi arkeologlar bu gizemi çözdü. 

Keşfedilip ilk temizlenmelerinden sonra Hollanda’da Aa Nehri’nin kenarında bulunan antik Roma sikkelerinden bazıları. C: Wim and Nico van Schaijk

Arkeologlar tarafından yayımlanan rapora göre, Roma döneminde, nehrin bu dar kısmında büyük ihtimalle alçak bir geçit vardı. Batıl inançları olan yolcular su yolunun üzerinden karşıya geçişlerini güvence altına almak için sikkeler sunuyorlardı. Tıpkı dilek tutan birinin çeşmeye bozuk para atması gibi.

Hollanda-Leiden Üniversitesi’nde yardımcı doçent ve raporun araştırma ortağı  Liesbeth Claes, “Nehir ve diğer su alanları boyunca görülen sikkelerin çoğu balta, kılıç ve miğfer gibi savaşla ilgili objelerin yerleştirilmesine dair eski yerel bir uygulamayı gösterebilecek askeri tasvirler içeriyordu.” diyor.

(Elgin Mermerlerini Taşıyan Batıkta Osmanlı Sikkeleri Bulundu)

Claes açıklamasında, “Bu, Roma öncesine ait ama farklı şekillerde Roma döneminde de kullanılmaya devam etmiş bir gelenek olabilir. Bu uygulamanın devam ettiği sonucuna varmak akademik kariyerimdeki önemli bir eureka anıydı.” diyor.

Aa Nehri’nin kenarında bulunmuş üzerinde Roma imparatoru Titus’un tasviri bulunan aşırı paslanmış bir sikke. C: Wim van Schaijk

Sikkeleri bulan kişiler Nico ve Wim van Schaijk, Berlicum kasabasında Aa Nehri’nin kenarında buldular. Eserler, dört gümüş denarius, 103  bronz sestertius (denarius’un dörtte biri değerinde) ve baltaları içeriyordu. Van Schaijk kardeşlerin buluntuları Portable Antiquities of the Netherlands’e (ülkede bulunan arkeolojik eserleri listeleyen bir ajans) bildirmesinden sonra, arkeologlar bölgede at koşum takımından bir arma ve iki Roma sikkesi daha buldular. Böylece toplamda 109 sikkeye ulaştılar. Arma MS 120 ile 300 arasına tarihlenirken, sikkelerin hepsi MÖ 27 ile MS 180 arasında basılmıştı. 

Bu sikkelerin aşırı değerli olmadığı gerçeğinden dolayı (hiç altın sikke yoktu) geniş bir alana dağıtılmışlardı ve sandık ya da amforanın içerisine gömülmemişlerdi. 200 yılı aşkın bir süreye yayılan dönemde basılmış olmaları, sikkelerin bir insan ya da grup tarafından tek bir hazine olarak saklanmadığını ancak muhtemelen “uzun bir süre boyunca farklı insanlar tarafından biriktirildiğini gösteriyor.” diyor Claes. 

C: Cultural Heritage Agency of the Netherlands

Ekibin bölgeyi analizi esnasında, nehri kesen bir yoldan söz eden 1832’den kalma bir belge buldular. “Görünüşe göre bu bölgede insanların nehirden yürüyerek geçmesini sağlayan bir geçit vardı.” diyor Claes. “Sonraları geçit kullanılmamaya başladı. Sikkelerin bulunmasıyla beraber bu bilgi, Roma dönemindeki yolcuların güvenli bir geçiş için adaklar getirdiğine bizi ikna etti.” 

Hızla akan bir nehir olmamasına rağmen, “Özellikle tüccarlar için yüklerini karşı tarafa güvenle geçirebilmek önemliydi.” diyor. “Ayrıca antik dönemde nehirlerin her zaman bazı kutsal bağlantıları olduğu gerçeği de var.” bu da sikkelerin bir adak olduğu hipotezini destekliyor.

Arkeologlar henüz bölgede Roma döneminden bir geçidin varlığına dair somut bir kanıt bulamadı. Ancak raporda, gelecek kazıların bunun varlığına dair ipuçlarını ortaya çıkarabileceğinden umutlu olduklarını yazdılar. Dahası, ekip bu gençleri sikkeleri keşfetmelerinden dolayı takdir etse de, ileriye dönük olarak “Rapor alanında metal detektörlere izin verilmemesi tavsiye edilir, böylece varolan sikkeler ve diğer metal buluntular arkeolojik bir inceleme yapılmadan bağlam dışında bırakılmaz.” diye tercüme edilen raporda yazdılar. 


Live Science. 10 Temmuz 2021.

İstanbul Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı lisans öğrencisi. Yüksek lisansını Klasik Arkeoloji üzerine yapmak istiyor. Arkeoloji, sanat tarihi ve müzecilik ile ilgileniyor.

You must be logged in to post a comment Login